Dostumuz der ki “ Pilav derdinde amma ihracat peşinde nasıl koşalım?”
Önceliğimizin Pazar araştırmasında olduğunu duymaya kalmadı.
Derler ya “ Mısırdaki Sağır Sultan bile duydu.”
Çünkü hedef pazarımızı belirlemeden yapacağımız birçok çalışma, hedef pazarlarımız ortaya çıktıktan sonra boşuna yapılmış olarak ortada kalabilir.
Bu nedenle, ihracat planlaması yaparken atılması gereken ilk adım “ Hedef pazarların belirlenmesidir.”
Çünkü özellikle, ürünümüzün ihracat hazır olup olmadığının belirlenmesi için hedef pazarlarımızın ve bu pazarlarda ürünümüz için aranan gereksinimlerin neler olduğunun araştırılması ön şarttır.
İhracatçı, ürününün hedef pazarlarda nelerle karşılaşacağını bilmeden hevesle veya başkalarının ayak izlerini takip ederek iş yapmaya çalışırsa, ürünü gümrüklerde de takılabilir, ithalatçının raflarında da kalabilir.
Geçmişte maalesef bunların örnekleri ile karşılaştık.
Pazarlarla iletişim, müşteri ile temas, pazarlık yapılması ve mutlu sona eriştik diyelim.
Müşteriyi ikna ettik, siparişi aldık, sorun bitti, ihracat işinde başarıya eriştik mi?
Bence asıl sorun burada başlıyor.
Eğer ürününüz standart ve her daim elinizin altında stoklarınızda bulunan bir ürün ise sorun yok amma yeniden üretilmesi ve özellikle de özel üretim yapılması gerekiyorsa, pilav tenceresinin dibinin tutması olasılığı vardır.
Üretim planının yapılması, sevkiyatın programlanması, taşıma işlerinin organize edilmesi, gümrüklemenin nasıl ve nerede yapılacağının belirlenmesi yapılması gereken ufak tefek işlerdendir.
Her işin birbirini izleyen bir doğası olduğu gibi aynı anda yürütülebilecek işleri de belirleyerek, gecikmeden yapılabilmelerinin sağlanması önemlidir.
Bunun için de ihracat operasyon işlemlerinin, önceden planlanmasında ve yürütme esnasında, yazılı bir ortamda izlenmesinde çok fayda vardır.
Kişilere bağlı olarak çalışan bir dolu firmada gerek elemanın ayrılması gerekse hastalanması, başka bir deyişle görevi yerine getirebilecek kimsenin olmaması halinde yaşanan kaos ortamına çok şahit olduk.
Bu arada müşteri ile iletişimin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini de unutmayalım.
Sevkiyatı yaptık diyelim, parayı almak için yapılması gereken işler ve hatta akreditifli işlemlerde rezerv engeline takılmadan hazırlanması gereken belgeler ne olacak?
Bunları son saniyeyi beklemeden hazırlasak ve bir bilene kontrol ettirsek fena mı olur?
Bu işin operasyonel tarafı amma mevzuat hazretleri de kapının ardında bekliyor.
Devletin ihracatçıya verdiği destekler ara sıra değiştiriliyor. Azalanı var yeni geleni var.
Tüm desteklerin izlenilmesi ve işletmemiz için faydalı olabileceklerin alınması için yapılması gereken çalışmaları kim yapacak?
Bunlar için bir kişi çalıştırılmayacak elbette amma bir sorumlu atanmaz ise işin havada ve sahipsiz kalacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Fuar dersem şaşırır mısınız?
Şaşırmayın ve ihracat planlarınıza dahil edin derim.
Fuarların planlanması için ön araştırma gerek şarttır. Kulaktan dolma bilgilerle veya fuar organizatörünün yönlendirmesiyle katılacağımız fuarların bizlere faydası olmayacağı gibi ciddi masrafa ve zaman kaybına neden olabileceğinin örneklerini etrafınızda mutlaka görmüşsünüzdür.
İşin en başında belirlemeniz gereken ciro tahminlerinizin, en az üçer aylık dönemlerde değerlendirilmesi gerekir. Hedefe erişilemediyse ve hedef aşıldıysa nedenlerinin belirlenmesi, bir sonraki planlarımız ışık tutacaktır.
Bu arada yapılası gereken müşteri ziyaretlerinin planlanması ve bütçelenmesini de unutmayalım.
Hepsi bu kadar mı?
Elbette değil amma yer dar ne yaparsınız?