Ortada kısaca bir teknoloji savaşı var ve herkes burada hem kendisi ilerlemek hem de rakip gördüklerine ‘çelme takmak’ istiyor. Türkiye’nin teknolojiyi çekmesi, aynı zamanda kendi teknolojilerini geliştirmeye de odaklanması gerekiyor.
Trump’ın bütün dünyayı sarsan gümrük kararlarını açıkladığı gün bir TV kanalında sabah erken saatlerde konuyu yorumlarken, ‘Günaydın yeni dünyaya hoş geldiniz’ demiştim… Bunu abartarak da söylemedim, çünkü artık tüm hesapların yeniden yapıldığı bir yeni bir dünya var. Trump ’un gümrük kararları, dünyayı merkez ekseninden ayırdı. Öncesinde ABD odaklı ve onun tarafından desteklenen bir ekonomik eksenden bahsediyorduk. Bunun uzantısı da aslında ABD’nin dünyada siyasi- ekonomik liderlik amacıydı. Trump’ın bu kararları ile, ABD ben bu oyundan çekiliyorum dedi. Yeni oyun ABD’nin duvarlarını yükselttiği, kendini savunmaya geçtiği, her şey kendim için politikasına dönüş oldu. ABD’nin kendini savunmaya geçişi de aslında herkesi ABD’ye ve bu yeni ortama karşı savunmaya geçişe zorlayacak.
Paktlar dönemi geliyor
Bu savunmaya geçiş de aslında, ekonomik paktlar iş birliklerine doğru bir gidişi destekleyecek. Uzakdoğu da Çin, Japonya, Kore gibi ülkelerde bunu görüyoruz. Avrupa Birliği de bu yönde atımlar atabilir. Bu savunma hem ekonomik olarak birbirleriyle ticareti geliştirme hem de ABD’ye karşı birlikte hareket etme noktasına götürebilir. ABD’nin bunu temel iki amaç için yaptığı kesin, birincisi bütçe ikincisi dış ticaret açıkları… Ancak ABD halen gümrük vergilerini yükselttiği ülkelerden ürün tedariğine de ihtiyaç duyuyor. Bu durumda ABD ekonomisinin de durgunluk olarak bu yeni durumdan etkilenmesi mümkün… Türkiye’nin bu noktada oluşan bu paktlar ve dengeler için de stratejini iyi belirlemesi özellikle önemli pazarı Avrupa ile ittifaklarını artırırken Çin’in yükselen değerinden de yararlanması gerekiyor.
İki temel sonuç oluşacak
Bu kararlardan sonra 2 temel sonuç oluşacak birincisi enflasyonun artışı ikincisi ise büyümenin düşüşü… Dünya ticaretini çok büyük oranda etkileyecek bu durum tüm dünya ekonomilerini kuşkusuz etkileyecek… ABD bunu kendi yatırımcısını zorlamak, üretimleri kendi üzerine çekmek ve tabii kendine karşı açık yaratan ülkelerle ticaretini dengeye getirmek için yapıyor. Ama bunun bir dengeye gelmesi, ne ABD’nin teknoloji yatırımlarının hemen artması ne de dünya ticaretinde karşılıklı dengenin isteseler bile hemen yapılması çok da mümkün değil. Ayrıntıda her kalemde pek çok sorun oluşabilir. Bu senkron sorunu ABD’yi de çok olumsuz etkileyebilir.
Türkiye’nin konumu ve beklentiler
Biraz da Türkiye’den bahsedersek, bize uygulanan vergiler yüzde 10 gibi en temel düzeyde… Kayrılmış gibi görünsek de bunun bize katkısının çok yüksek olmasını beklemek zor. Öncelikle zaten ABD ile ticaretimiz çok yüksek düzeyde değil. Diğer nokta Türkiye’nin partneri ağırlıklı Avrupa ülkeleri… Dünya ticaretin yavaşlaması bize daha fazla etkileyecek. Zaten kurlar nedeniyle rekabet avantajlarını yitiren Türkiye hem içerde hem dışarda enflasyonla uğraşıyor olacak. O yüzden ihracatımız yanında içerdeki ürün fiyatları noktasında da olumsuz etkilenecek. Çünkü ara malı ithalatımız oldukça yüksek. Kaldı ki otomobilden mercimeğe farklı alanlarda ithalat oranımız yüksek.
Peki bunlar neden oluyor?
Aslında Türkiye’nin anlaması ve yanıtlaması gereken en önemli ve stratejik konu bu, ABD ve Çin ne kadar sorumsuz devletler bunları yapıyorlar ya da Trump’ın karakterine tüm sorumluluğu yüklemek çok da anlamlı değil… Ortada bir büyük bir geleceğin rekabetini kazanma savaşı var. Bu da teknoloji ile başladı. Çin’in burada hızlı ilerleyişi ABD ve önemli ölçüde Avrupa’yı da etkiledi. Bugün Avrupa da Çin’e yüksek vergiler uyguluyor. Ortada kısaca bir teknoloji savaşı var ve herkes burada hem kendisi ilerlemek hem de rakip gördüklerine ‘çelme takmak’ istiyor. Türkiye’nin teknolojiyi çekmesi, aynı zamanda kendi teknolojilerini geliştirmeye de odaklanması gerekiyor. Yarının dünyası bugünden çok daha keskin olacak, ya bu dünya içinde yer alacağız ya da oyunun dışında kalarak, geleceğin rekabetinde söz sahibi olamayacağız.