Dünya borsaları Trump’ın görevi devraldıktan sonraki ilk açıklamalarına temkinli bir iyimserlikle cevap verdi. Dış ticaret savaşlarının korkulduğu kadar sert geçmeyeceği beklentisiyle Avrupa Birliği, Brezilya, Çin, Kanada, Meksika gibi borsaları yüzde 1- yüzde 5 arası kazançlar ile haftayı kapattı.
ABD seçim sonuçları sonrasında en iyi performans gösteren piyasalardan birisi olan Borsa İstanbul 10 bin seviyesinin üzerinde sınırlı bir kazançla haftayı kapattı. Merkez Bankası’nın mart ayında da faiz indirmeye edeceği sinyaline rağmen endeks kar satışlarıyla geriledi.
Banka hisselerinde hafta içi gördüğü tepe seviyelerden gelen yüzde 4’e yakın kayıp endeksteki geri çekilmede etkili oldu. Buna rağmen, çimento, demir-çelik, havacılık, holding, telekom hisselerindeki alışlar sayesinde, endeks 10 bin seviyesinin üzerinde sınırlı kazanç ile haftayı kapattı.
Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunda değişikliğe gitmemesi kısa vadede piyasalar üzerinde baskı yaratabilir. Geçen hafta yapılan anketlerde katılımcıların hemen hepsi kredi notunda artış bekliyordu.
Açıklama metninden kredi notunu mevcut seviyede tutan temel gerekçenin uygulanan politikaların devamlılığına duyulan güvenin yeterince güçlü olmaması olduğunu anlıyoruz. Görünümün pozitif olarak korunması, mevcut iyi politikaların devam ettiğini gördükçe bu sorunun aşılacağına işaret ediyor. Bardağın dolu tarafına bakmaya devam ediyoruz.
Bu hafta dünya piyasalarının gündeminde çarşamba Fed, perşembe ECB toplantıları, cuma günü PCE verisi ve elbette her gün Başkan Trump’ın açıklamaları var. Genel beklenti Fed’in durması, ECB’nin 25 baz puan indirmesi, PCE’nin ise aylık yüzde 0,2 gelmesi. Başkan Trump’ın açıklamaları konusunda ise tahmin değil umut var. Başkan Trump’ın muhalefetteki Trump’tan daha sağduyulu davranılacağına inanılıyor. Başkan Trump’ın Türkiye etkisi gümrük vergilerinin yanı sıra olası bir Ukrayna – Rusya barışı ve Suriye’de izleyeceği politikalarla olacak.
Cuma günü açıklanan öncü PMI verileri gelişmiş ülke ekonomilerinde imalat sanayinde dipten dönme sinyali veriyor. Ancak enflasyon tarafında girdi maliyetlerinde artış ve nihai satış fiyatlarında yükseliş tedirgin edici. Enflasyonda yükselme eğilimi devam ederse Fed yeniden şahin mesajlar vermeye başlar, İngiltere Merkez Bankası yavaşlayan ekonomi ve inatçı enflasyon arasında bir tercih yapmak durumunda kalır. Durgunluk tehlikesi ile boğuşan ECB ise muhtemelen tedricen faiz indirmeye devam eder.