Sayın EKONOMİ okuyucuları 15 yıldır gümrük ve dış ticaretle ilgili köşe yazıları yazıyorum. Çeşitli yazılarımda gümrük teşkilatının ve sisteminin öneminin altını çiziyorum. Keza seçimden hemen sonra öneriler de sunmuştum. Keza; geçen yıl mart ayında ‘GÜMRÜĞÜN ADI YOK’ başlıklı bir makale yayınlamıştım.
Dünya’da ülkelerin sınırlar oluşmadan önce çeşitli isimlerle var olan gümrük teşkilatı bugünün Türkiye’sinde sanki yokmuş gibi algılanabiliyor. Ülkemizde gümrük idaresinin tarihi ile Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi aynı paralelde değil mi?
Şimdilerde neden gümrük idaresinin adı yok?
Cumhuriyet tarihimizin kısacık bir bölümüne baktığımızda şunları görebiliyorum.
Teşkilata 1982 yılında girdiğim tarihte Gümrük ve Tekel Bakanlığı vardı. Bilahare Devlet Bakanlığı’na bağlandı. Gümrük Müsteşarlığı oldu. Sonra Maliye Bakanlığı’ hâkimiyetine alınarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı oldu. Daha sonra Gümrük ve Ticaret Bakanlığı oldu. Olmadı dediler gümrük kelimesini çıkaralım. Ticaret Bakanlığı olsun dediler ve gümrük ismi buharlaştı. Kooperatiflerle gümrüğü birleştirdiler. Gümrüğün merkez idaresini ayrı ayrı Bakan Yardımcılarına bağladılar. Sahi; gümrük isminin çıkarılmasının gerekçesini gerçekten bilen var mı?
Diğer taraftan, gümrük camiasının dışardaki yapısını oluşturan Gümrük Komisyoncusu ismi Gümrük Müşaviri oldu. Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği ihdas edildi 2008 de. Hâlihazırda. Gümrük Müşavirleri, Müşavir Yardımcıları ve YGM’ler kimi Gümrük Kanunu gereği kurulan dernekler kimi Dernekler Kanunu’na göre kurulan dernekler şeklinde karmaşık bir organizasyon yapısı içinde yer aldı.
Gümrük idaresi, güvenlik açısından İçişleri Bakanlığı, kolluk kuvvetleri ve yapılan soruşturmalar açısından Adalet Bakanlığı, Yatırım Teşvik açısından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, sağlık ürünleri açısından Sağlık Bakanlığı, gıda açısından Tarım ve Orman Bakanlığı, çevresel etkiler bakımından Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı, savunma sanayi açısından Savunma Bakanlığı, diplomatik eşyalar bakımından Dışişleri Bakanlığı, çalışma açısından Çalışma Bakanlığı vede vergi uygulamaları bakımından Maliye ve Hazine Bakanlığı, velhasıl tük bakanlıklarla ilişki içinde ve onların mevzuatını sahada uyguluyor.
Bu kadar önemli fonksiyonları olan ve hatta vergi toplamada Hazine ve Maliye Bakanlığı ile kıyaslanacak boyutta rakamlara varan bir işi gerçekleştiriyor. Beş yüz milyar dolarlık ticaret hacmi içerde ve dışarda bileşenleri olan bu teşkilat eliyle idare ediliyor. Peki! Gümrük idaresi gereken ilgiyi görüyor mu? Hayır. Baksanıza ismi bile silindi. Taşrada herne hikmetse Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlükleri şeklinde örgütlenmiş ama gümrük ve ticaret arasında bir birliktelik reelde sağlandığı görülmüyor.
Benzer sorunları yaşayan Maliye ve Hazine Bakanlığı çözüm bulmuş. İç yapılanmayı Gelir İdaresi Başkanlığı şeklinde, dış yapılanmayı da TÜRMOB şeklinde halletmiş ve sistemini iyi işler hale getirmiş. Gümrük ise üvey evlat olarak oradan oraya savrulmuş. Nispeten kendi başına olacak bir yapılanma öngörülmemiş. Dış örgütlenmede de TÜRMOB benzeri veya tek çatı modelli bir örgütlenmeye müsaade etmeyenler var mı? Var.
Allah aşkına gümrük idaresinin iç ve dış örgütlenmesinin ülke yararı açısından ne kadar önemli olduğunu anlayan birileri çıksın artık. Gümrüğün adı geri gelsin. Gümrük ve Dış Ticaret Bakanlığı kurulsun ya da Gümrük İdaresi Başkanlığı şeklinde yarı bağımsız bir şekil alsın. 42 yıldır bu teşkilatta hizmet yapmış biri olarak bunlar benim görüşlerim. Daha iyi görüşler kuşkusuz vardır. Örneğin. Gümrük Başmüfettişliği ve Daire Başkanlığı da yapmış bulunan Asım Usanmaz’ın ABD ve gümrük konusunda yayınlanan yazısını da okumanızı öneriyor ve dikkate alıyorum.
Bu arzuları gerçekleştirmek için DÜNYA GÜMRÜK GÜNÜNDE KAMPANYA başlatıyorum. Merkezi idarenin, yüz milyarlarca dolarlık ithalat ihracat hacmini yöneten Gümrük Müşavirleri Derneklerinin ve Gümrük Müşavirleri ile YGM’lerin, lojistik sektörü temsilcilerinin, dış ticaret derneklerinin ve basın mensuplarının bu kampanyaya destek vermelerini bekliyorum. En azından bu yöntem belki siyasiler üzerinde etkili olabilir diye düşünüyorum.
Bu yazımda sadece birkaç konuya dikkat çekmek istiyorum.
Benim söyleyeceklerim öneri olarak da kabul edilebilir. Her bir önerinin altını doldurma konusunda ehil kişilerin olduğu aşikârdır. Şöyle ki;
- Önem verdiğim ilk konu, Gümrük ve Dış Ticaret Politikaları Araştırma Merkezi kurulmasıdır. Bu projenin altını doldurmak elimizdedir.
- İkinci bir konu da, ülkemizin stratejik coğrafi konumunu dikkate alarak Lojistik Genel Müdürlüğü teşkilatının kurulmasıdır. Gerek 26 yıllık devlet görevim ve gerekse 15 yıllık özel sektör tecrübemin gösterdiği bir ihtiyaçtır bu teşkilat. Bir başkanlık şeklinde de örgütlenmesi mümkündür.
- Diğer bir konu da; Merkezi Birim yetkilileri ve özel sektör temsilcileri ile STK/Dernek/Oda/Birlik temsilcilerinden oluşan Gümrük ve Dış Ticaret Konseyi kurulmalıdır. Bu konsey Gümrük ve Dış Ticaret Politikaları Araştırma Merkezi bünyesinde faaliyet gösterebilir.
Keza; üzerinde yıllardır çalıştığım ve kanun tasarısı alt çalışma metni haline getirdiğim Gümrük Müşavirleri ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri’nin Oda/Birlik şeklinde örgütlenmesinin sağlanması bir ihtiyaç olarak karşımızda duruyor.
- Bunlardan başka, Gümrük ve Dış Ticaret Bakanlığı’nın kurulması bir diğer önerimdir.
- Mevcut idari yapılanma ve dış ticaret alanında faaliyet gösteren özel sektör konusunda birçok önerim bulunuyor. Yatırımı ve ihracatı teşvik, DİR sisteminin yeniden ele alınması, transit ticaretin örgütlenmesi gibi çok sayıda konuda çalışılması gerekiyor.
Neticede, ihracatımızın yüksek hızla arttırılması ve katma değeri yüksek ürünlere yönlendirilmesi ve de ithalatın disipline edilmesinin ülke yararları bakımından önemi herkesçe kabul edilmektedir.
İrade olursa, çalışılacak konu ve çalışacak liyakatli kişiler çok sayıda bulunulabilir.