Ahlatcı Portföy Yönetimi A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Yücel Tonguç Erbaş, dolarda sınırlı hareketler gözlemlediğini belirterek döviz kurunda bir atak beklemediğini söyledi. 19 Mart’tan beri yaşanan siyasi ve toplumsal olayların para ve sermaye piyasalarındaki etkilerine ilişkin beklentilerini sorduğumuz Erbaş, Borsa İstanbul’da yaşanacak olası geri çekilmelerin 8 bin 600 TL (Türk Lirası) seviyesine kadar alım fırsatı yaratabileceğini söyledi. Erbaş, yatırım araçlarına ilişkin öngörülerine ilişkin şöyle konuştu: ”Parite kaynaklı euro tarafında oynaklık yüksek olsa da dolar tarafında sınırlı hareketler gözlemlemekteyiz. TCMB, dezenflasyon gereğince parasal sıkılığını koruduğu müddetçe kurda bir atak beklemiyoruz. Her toplantıda faiz indirimi yapılmasa da yıl boyunca gerçekleşecek toplantılarda politika faizinin en azından %35 seviyesine kadar çekilmesini bekliyoruz. Altın fiyatlarında ise zaman zaman düzeltmelerle karşı karşıya kalsak dahi yıl genelince yatay-yukarı yönlü hareketin devam etmesini bekleyeceğiz.”
Döviz talebi kesildi
Erbaş, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra yükselen döviz kuru talebinin alınan kararlar ile kesildiğini söyledi.
Erbaş, “Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihalelerine ara verilip faiz koridorundaki üst bandın %46 seviyesine çıkarılması ve Merkez Bankası’nın fonlamayı bu seviyeden gerçekleştirmesi şimdilik döviz talebinin önünü kesmiş durumda” dedi. Erbaş, döviz kuruna ilişkin düşüncesini şöyle dile getirdi: “Önümüzdeki süreç için en kritik verilerin rezerv miktarı olduğunu düşünmekteyim. Merkez Bankası rezervlerinin güçlü seviyelerde kalması kurumların ve hane halkının dövizde yukarı yönlü hareket beklemelerini engelleyecek ve döviz talebinin önünü kesecektir. Kısa vadede dolardaki sınırlı yükselişin enflasyona geçişkenliğini düşündüğümüzde Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun faiz indirim sürecine Nisan ayında ara vereceğini düşünüyoruz. Kısa vadede etkisi faizlerin yüksek kalmasına neden olduğunu düşünürsek büyümeye de sınırlı etkisinin olacağını öngörebiliriz. Orta-uzun vadede ise yaşanan bu gelişmelerin kalıcı etkisinin olacağını öngörmüyorum.”
Nisan ayı enflasyonu önemli
Son gelişmelerin Mart ayı enflasyon verilerine etkisinin sınırlı olduğu düşüncesinde olan Erbaş, beklentilerini şu cümlelerle ifade etti: “Enflasyon verilerinin ayın ilk 3 haftası ağırlıklı toplandığını düşünürsek son gelişmelerin mart ayı enflasyonuna etkisinin sınırlı olduğunu düşünebiliriz. Yine de enflasyon patikasının aşağı yönlü olması ve beklentilerde aşırı bozulmanın olmamasını pozitif değerlendiriyorum. Nisan ayı enflasyon oranının daha değerli olacağını düşünüyorum.”
“Yabancılar geri dönebilir”
19 Mart’ın hemen öncesinde Türkiye’de tahvil ve pay piyasasında yüksek bir yabancı girişi olduğunu söyleyen Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Yücel Tonguç Erbaş, şöyle konuştu: “Olayların akabinde bu girişlerin yerini para çıkışlarına bıraktığını gördük. Yabancı risk algısı olaylar neticesinde artmış olsa da Maliye ve Merkez Bankası yetkililerinin süreci proaktif yönettiğini söylemek mümkün. Yabancı yatırımcılarla kurmuş oldukları iletişimler neticesinde yabancı kurum raporlarında da risklerin geçici olacağına dair görüşler bulunuyor. Avrupa’da yeniden ekonomik aktivitenin canlanması ve AB-Türkiye ilişkilerinin yeniden gündeme gelmesiyle birlikte yabancı yatırımcı dönüşünün artarak devam edebileceğini düşünüyorum.”
■ Vergi tarifesi avantaj yaratabilir
ABD vergi tarifelerinin küresel büyüme oranlarına negatif etki yapacağını belirten Erbaş, “ABD içerisinde enfl asyonu tetikleyebilir. %2’lik enfl asyon hedefi ne ulaşamayan Fed, olası yaşanacak resesyon riskine faiz indirimleriyle yeteri kadar destek olamayabilir” dedi. Erbaş, ABD vergi tarifelerinin gelişen ülkelerde daha büyük negatif etkiler yaratabilecekken ucuz üretim yapan Asya ülkeleri haricinde gelişmekte olan piyasalar ve Türkiye için fırsatlar doğurabileceğini söyledi. ABD vergi tarifelerini Türkiye açısından olumlu bulan Erbaş, şunları söyledi: “ABD’de yeni tedarikçi arayışı artacaktır. Türkiye hem iş gücü hem de lojistik olarak en uygun seçeneklerden biri olarak ön plana çıkabilir. Türkiye’ye uygulanan tarife oranının baz seviyeden gerçekleşmesi ABD’ye olan ihracatımızı daha cazip hale getirecektir.”