Bizim mesleğin güzel yanlarından biri ‘dinlemek’. (‘Dinlenmek’ de yazmak isterdim ama pek mümkün olmuyor.)
Dinlemeyi sevdiğim değişkenlerin başında ‘getiri eğrisi’ var. Yatay eksende vade, dikey eksende getirinin olduğu bu şahane eğri, eğer dinlemek isterseniz ve dilini bilirseniz, sizinle konuşur.
‘Dilini bilmek’ kısmını, özellikle not ettim. Getiri eğrisinin, negatif eğime geçtiği dönemlerde resesyon sinyali vermesi, 2023-2024’te çok konuşuldu. Kaç kere negatif eğimli getiri eğrisi grafiği gösterip ABD için resesyon sonucu çıkartan analiz okuduk, sayamadım. Tabii analizi böyle yapınca, resesyona uygun yatırım tavsiyesi de sonunda C. Harvey topa girdi. Kendisi (Kessel ve Fama’yı da sayarak), getiri eğrisini büyüme tahminleri ile ilişkilendirme konusunun babası; bu örnekte, mekânın sahibi. 1988 tarihli çalışmasında “Hisse senetleri verildi. Analiz eksik kalınca, tavsiye de tutmadı. Hatta piyasası 5 resesyonun 9’unu tahmin edebildi” diyerek önce ince ince dalgasını geçmiş, sonra da reel getiri eğrisinin resesyon tahmin etme gücünü göstermişti. Dikkat! “Reel” getiri eğrisi! Bu detay atlanıp nominal getiri eğrisi üzerinden yorumlar yapılınca, evdeki hesap çarşıya uymadı. Kendisi de (Yüksek lisans tezimin bir bölümünde danışmanlığını aldığım için lafını esirgemeyen biri olduğunu rahatça söyleyebilirim), dayanamayıp bir röportaj verdi ve “yanlış sinyal” dedi.
ABD 10 yıllıkları %4’ü geçtiğinde panik olan tarafta değilim
Velhasıl, getiri eğrisinin dili, piyasayı anlatan ama köklerini literatürden alan bir dildir; candır. Malumunuz Trump sonrası ABD tahvilleri hareketlenince, getiri eğrisine kulak kabartmak yine şart oldu. 2024 başında %4’ün altında olan ABD 10 yıllık tahvil faizleri, seçim sırasında %4’ün, yakın zaman da %4,5’in üzerine çıktı. Kopsun mu kıyamet? Bence hayır! Açıkçası ben ABD 10 yıllıkları %4’ü geçtiğinde panik olan tarafta değilim. Eğer varsa, panikleme hakkımı, seneler evvel ABD 10 yıllıkları %1’in altına geldiğinde kullanmıştım.
Biden dönemi devam etseydi, şu an yaşadığımız seviyede politika belirsizliği yaşamayacağımızı ve enflasyon konusunda daha iyimser olacağımızı kabul ediyorum. Ancak Biden’ın da durmadan aşağı gelen bir verim eğrisi vadettiğini düşünmüyorum. Küresel büyümedeki sorunların artırdığı korumacılık başa bela olurken, Biden da bunun dışında kalmayacaktı ki. Trump gibi sert değil belki ama o da ticarette korumacılığı artıracaktı. Kısacası, Biden’in son dönemindeki getiri eğrisi bence epey dikensiz bir gül bahçesi fiyatlıyordu ve zaten değişecekti.
Getiri eğrisine baktığımda,
- Trump ile birlikte enflasyon (ve ülke) riskinin arttığını düşünen bir piyasa görüyorum. Ama aynı zamanda Biden zamanında da enflasyonda zafer kazanıldığına ikna olmamış, kırılgan bir piyasa görüyorum,
- Trump’ın yaratacağı gürültünün 2 yıla kadar yayılabileceğinin düşünüldüğünü ama sonrasında müzakerelere şans verildiğini görüyorum,
- Getiri eğrisinin orta-uzun kısmının ağırlıklı olarak şekil değil seviye değiştirdiğini (“Eğri dikleşmedi.” demiyorum, aman ha!), yani ülkenin orta vadeli hikayesinin (şimdilik) yerinde durduğunu görüyorum,
- Trump’ın sonraki pazarlıklarda avantajlı olmak için agresif başlaması, Fed’in faizi sabit tutması ve enflasyon hedefine yaklaşma cümlesini çıkartması, bu işin daha çok su kaldıracağını gösteriyor. Eğri daha da dikleşirse, seviyeden daha büyük bir sorun olur bence (Bu, apayrı bir yazı konusu.). Velhasıl, ben ABD getiri eğrisine bakınca, gelişmekte olan ülkeleri zorlayabilecek küresel likidite şartları görüyorum. Herkes kendi getiri eğrisine sarılsın!