Technogym’in internete bağlı dambılları ile doğru egzersiz yaptırması, iş istihbaratı ve iletişim yetenekleri üzerinden şirketlere ve çalışanlarına zekâ kazandırmayı sağlıyor. Bunun daha yüksek performans sağladığının göstergeleri şimdiden ortaya çıkıyor. Bunu yapmadığınızda ise kayıplarınızı engelleyemezsiniz.
Başarı, kapasite üzerinde kontrol sağlamaya dayanan bir sonuçtur. Bu cümle size alışılmadık gelebilir ancak Türkiye’de cumhuriyetin kurulmasından bir maçın kazanılmasına ve hatta bir yemeğin lezzetli pişirilmesine kadar her şeydeki başarı eldeki kaynaklar ya da kapasite üzerinde kontrol sağlamaya ve bununla doğru hedefe ulaşmaya dayanır.
İnsanların canının güvenliğini sağlamak da böyledir. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) mezun olurken hocalar, “Çocuklar işinizi iyi yapın, bize küfrettirmeyin” derler. Bunun öncesinde geçen daha uzun sürede en önemli öğreti, “Hocam bir sıfır fazla koymuşum ama gidiş yolundan puan verseniz, olmaz mı?” sorusunun geçersizliğidir. O sıfır hatası ya da virgülü yanlış yere koymanın ne anlama geldiğini anlamanız gerekir. Bunun basit bir hata olmadığını, böyle bir hesap hatası nedeniyle patlayan bir kazanın ölümüne neden olduğu insanların fotoğraflarını görünce anlarsınız. Bu önemli öğreti, mühendis gibi bir unvanı taşıyan birisinin işinin kâğıt üzerinde hesap yapmak değil, bir sistemi oluşturmak olduğuna işaret eder.
Ben daha İTÜ’ye girmeden önceydi sanırım, gazetelerde bir ilan dikkatimi çekmişti: İTÜ, Boğaziçi ve ODTÜ mezunu olmayan mimar/mühendis aranıyordu. O zaman gazetecilik yapıldığı için biri bu işverene ulaşmış ve neden bu ilanı verdiğini sormuştu. O kişi de açıkça bu mimar ve mühendislerin çok fazla soru sorduğunu, söyleneni yapmadığını ve çok fazla masraf çıkardığını söylemişti. Adamın istediği, projenin altına imza atacak bir mimarın inşaat projelerine onay almasını sağlamaktı. Bunun için ücret ödemeyi göze alıyordu ancak kendi istediği projeye onay alacak bir mimar arıyordu.
Oradan başlayan işler sonra sistematik bir hal aldı ve bizim hocalarımızın kendisine küfrettirmeme hassasiyeti ortadan kalktı. Hocalarımız değil, toplumumuz bu hassasiyeti yitirdi. Sözü daha fazla uzatmak istemiyorum. Bolu’daki otel yangını nedeniyle hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara şifa ve yakınlarına da sabır diliyorum. Bu konuda daha fazla şey söylemek istemiyorum ama cenazeleri taşıma konusundaki ciddiyetsizliğe bakarsanız, neden hocalarımızın hassasiyetlerinden bahsettiğimi anlarsınız. Bu üzüntü verici konuyu, tekrarladığım taziye ve geçmiş olsun dileklerimle kapattıktan sonra asıl bahsetmek istediğim konulara geçmek istiyorum.
Technogym’in internete bağlı dambılı neler sağlıyor?
Spor ya da egzersiz yaparken vücudunuzu sağlamlaştırmaya ve yaşamak istediğiniz hayata daha uygun hale getirmeye çalışıyorsunuz. Bunu siz ifadesi ile kullanıyorum çünkü benim sporla ilişkim bir türlü spor salonuna üyeliği yenileyip sonra gidememekten öteye geçemiyor. Kendini bu şekilde geliştirenlerin neler yapabildiklerini bugünlerde ekrandan izleyebiliyorum. Avustralya Açık’ta (AO) olası bir Jannick Sinner ve Novak Djokovic eşleşmesi, her iki karakterin de Technogym ürünleri ile antrenman yaparken çekilmiş fotoğraf ve videoları olduğunu yazmak için vesile olacak. 23 yaşındaki İtalyan tenisçi Sinner’in videoları zaten Ankara’daki Technogym showroom’unun açılışında ekranlarda dönüyordu. Ankara seyahatimin hemen ardından Djokovic’in fotoğraflarını ise instagram’da bulmuştum.
Tenis şu anda süren AO nedeniyle bu işin Formula 1 boyutunu oluşturuyor. Djokovic’in Carlos Alcaraz’ı yendiği maçın ardından Alcaraz’ın soğuma hareketlerini bisiklet üzerinde yaptığını gördüyseniz spor ile sporcu sağlığı arasındaki dengede spor araçlarının farklı bir etkisini de anladığınızı umuyorum. Çocukluğumda izlediğim dizilerde süngerciler sudan hızla çıktıklarında felç geçirirlerdi. Burada da benzer bir etkiden kaçınmak yani vücudun belirli bir tempoda gerçekleştirdiği işlerin ardından doğru dinlenme ile yeni koşullara adapte olup sağlıklı kalması için bu tür bir müdahale gerekli oluyor.
Ancak Technogym’in etkisi, Formula 1 pistine benzeyen profesyonel sporcular alanı ile sınırlı değil. Ankara’daki açılış öncesinde ve sırasında Türkçe sohbet ettiğim Technogym Türkiye CEO’su Vittorio Zagaia’ye kullandıkları malzemede neden bu kadar hassas davrandıklarını sordum. Spor aletlerinin sonuçta insanla teması olmayan gövde bölümlerinden bahsediyorduk ve düz bir bakış açısı bu kadar kaliteli malzeme kullanımına gerek olmadığını söylüyordu.
Zagaia, spor ortamında insanların rahat hareket edebilmesi için ellerini rastlantısal olarak spor aletinin gövdesine sürdüklerinde bir çapağın ellerini sıyırmamasının sağlanması gerektiğini anlattı. Bisikletlerin pedalları ise, daha büyük dikkat gerektiriyordu. Yüksek hızda çevrilen pedalın kırılıp milinin bacağın alt kısmını sıyırması sıyrılma, kırık ve hatta spor hayatının bitmesine kadar sorunlar yaratabiliyordu. Bu nedenle pedalın kırılması durumunda, üzerine geçtiği milin sporcuyu yaralamamasını da spor aletini üretenin düşünmesi gerekiyordu.
Bu yaklaşımın aynı zamanda kullanıcının aletlerle kolayca iletişim kurmasını sağlayan bir boyutu bulunuyor. Technogym’in spor aletlerinin üzerindeki bütün hareketli parçalar ya da ayar için kullanılan hareketli unsurlar sarı renkte oluyor. Bu sayede kullanıcı sarı renkte olmayan bir parçayı boşu boşuna çekiştirmemesi gerektiğini biliyor ve kendisine ya da alete zarar verecek zorlamalardan kaçınıyor.
Dambılın internete bağlanarak akıllı hale getirilmesi, bunun üzerine daha iyi veya yüksek operasyonel performans ekliyor. 20’lik bir egzersiz setini tamamladıktan sonra sistem bu sayede size dambılı kaldırırken kaç doğru ve kaç yanlış hareket yaptığınızı söylüyor. Bunu egzersizi bölerek değil, set tamamlandıktan sonra yaptığına ve bütünlemede sınıfı geçmeye olanak tanıdığına dikkatinizi çekerim. Bu iş modelinde, başarı bu şekilde tanımlanıyor.
Strateji ile hizalanmış uygulamanın etkisi
Nerio Alessandri’nin ailesinin garajında başlattığı işini Paris Olimpiyatları’na sponsor olmasının ardından milyar dolarlık işe çevirmesinin hikâyesini yazan Fortune dergisinde bir soru çok yerinde ve dikkat çekici bir yanıt alıyor. 1 milyar dolar civarında cirosu olan şirketin milyonlarca dolarlık reklam harcamasından memnun olan Alessandri, Peter Vanham’ın ekonomi politikasını belirleyen biri olması durumunda en önemli önceliğinin ne olacağına ilişkin sorusuna verdiği yanıt, “İş sağlığa geldiğinde, günümüzün asıl olarak tedaviye dayalı yaklaşımından önleyiciliğe dayalı bir yaklaşıma geçmemiz gerekiyor. Fiziksel egzersizin birçok metabolik ve kardiyovasküler [kalp ve damarla ilgili, benim notum] hastalığın gerçek tedavisi olduğuna dair büyük miktarda bilimsel kanıt var” şeklinde.
Technogym’in sürdürülebilirlik politikasına eklediği üç yeni başlık, döngüsel ekonomi, yolsuzlukla mücadele ve verinin korunması ile siber güvenlikten oluşuyor. Zaten güneş enerjisi kullanmaya dayanan bir enerji modeli ile sürdürülebilirlik politikasını şekillendiren şirketin, döngüsel ekonomi ile malzeme ve kaynak tarafında yaratabileceği etki de açıkça görülüyor. Ancak benim dikkat çekmek istediğim konu, verinin korunması ve siber güvenlik ile ilgili.
Uzun bir süreden beri açık platformda egzersiz videoları sunan Technogym için verinin korunması ve siber güvenlik önemli bir başlık durumunda. Ankara’da Zagaia ile sohbet ederken arada geçen “Samsung için içerik üretme” konusu, işin medya tarafını inceleme isteğimi ateşledi. Google’da basit bir arama, beni istediğim noktaya ulaştırdı.
Samsung’un Türkçe içeriğinde 16 Ekim 2024 tarihli olarak şöyle bir konu yer alıyor:
“Samsung TV’lerde sunulan evde fitness deneyimi Technogym egzersizleriyle zenginleşiyor
Samsung Electronics, Technogym ile yaptığı iş birliği kapsamında Samsung Daily+ yaşam tarzı platformuna Technogym uygulamasını ekledi. Samsung’un 2024 TV’lerinde bulunan Technogym fitness uygulamasıyla kullanıcılar, eğitmen eşliğindeki aletli egzersiz ve vücut ağırlığı egzersizlerini evlerinin rahatlığında ve TV karşısında yapabiliyor.
Samsung Electronics, Samsung Daily+ platformuna yeni bir fitness uygulaması eklemek ve Samsung’un 2024 TV’lerinde mevcut olan zindelik ve fitness hizmetlerinin kapsamını genişletmek amacıyla Technogym ile iş birliği yaptı. Kişiselleştirilmiş fitness rutinleri öneren uygulama, aletli egzersizler ve vücut ağırlığı egzersizleriyle kapsamlı bir evde egzersiz deneyimi sunuyor.
Samsung Electronics Başkan Yardımcısı ve Görsel Ekran İş Birimi Deneyim Planlama Grubu Başkanı Demian Hyun, şunları söyledi: “2024 yılında, Samsung TV kullanıcıları artık evlerindeki TV’yi yalnızca önemli bir eğlence merkezi olarak değil, aynı zamanda, özellikle fitness alanında yaşam tarzlarını zenginleştirmenin bir aracı olarak da görebilirler. Technogym’i Samsung TV’lere getirmekten heyecan duyuyoruz çünkü bu deneyim, kullanıcılar için daha sürükleyici ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunma hedefimizle tam anlamıyla örtüşüyor.”
Technogym Başkanı ve CEO’su Nerio Alessandri ise, “Technogym Ekosistemi açık platform stratejimiz kapsamında Samsung TV’lerle entegrasyon, düzenli fiziksel egzersizle daha iyi bir yaşam için insanlara destek olmayı amaçlayan sağlıklı yaşam vizyonumuzla daha fazla tüketiciye ulaşma yolunda attığımız yeni bir adım,” dedi.
Technogym uygulaması, kullanıcıların hedeflerine ulaşmalarına, daha iyi performans göstermelerine ve motivasyonlarını korumalarına yardımcı olmak için eğitmen eşliğinde 130’dan fazla egzersiz seansı sunuyor. Yüksek yoğunluklu kardiyo ve vücut ağırlığı rutinlerinden mindful yoga seanslarına, pilates ve meditasyon seanslarına uzanan birçok egzersiz, Technogym’in sertifikalı eğitmenleri tarafından yönlendiriliyor ve ekran karşısında yapılabilecek şekilde özel olarak tasarlanıyor.
Samsung Daily+’ta Technogym uygulamasında oturum açtıktan sonra kullanıcıları; güç geliştirme, dayanıklılığı artırma ya da genel sağlığı geliştirme amacını taşıyan, kişisel hedeflerine uygun antrenman programları karşılıyor. Uygulama yalnızca ilerlemeleri izlemek ve kaydetmekle kalmıyor, aynı zamanda kişiselleştirilmiş öneriler sunarak kullanıcıların değişen fitness yolculuklarına uyum sağlayan bir egzersiz düzeni sağlıyor.
Ancak Technogym uygulaması sadece tek tek egzersizlerden ibaret değil. Ayrıca “En Çok Gerçekleştirilen Rutinler” ve “En Sevilen Seans Bölümleri” gibi sevilen egzersiz seanslarından oluşan bir seçki de sunuyor. Üstelik oturumlar sadece forma girme amacı değil, bir topluluğa dahil olma, trendleri paylaşma ve ortak bir fitness deneyimi aracılığıyla karşılıklı motivasyon oluşturma amacını da taşıyor.”
Medya bu değişimi anlayacak mı?
Samsung ve Technogym’in bu adımı, Technogym’in Paris Olimpik ve Paralimpik oyunlarında 15 bin atletin, atletik alıştırmalarında kullandığı aletlerin resmi tedarikçisi olarak seçilmesini takip ediyor. Dokuzuncu defa bu iş için seçilen Technogym, 29 merkezde kurduğu aletleri ile bu atletlere hizmet ediyor. Bu deneyim, akıllı bir egzersiz pratiği için de önemli bir altyapı ve birikim oluşturmuştur diye düşünüyorum.
Kişiselleştirilmiş içerik ve interaktivite sağlayan platformlar, gelecek dönemde sadece Samsung gibi cihaz tedarikçileri için değil medya kuruluşları için de önemli bir fırsat koridoru oluşturacak. Bunu görmek için Netflix’in Jake Paul ile Mike Tyson arasındaki boks maçını da içeren uzun yayınına bakmak lazım. Influencer’lıktan boksörlüğe geçen biri ile en sansasyonel boksörlerden biri arasındaki maçın yayını, etkileşim yaratma ve ekrana bağlama araçlarının resmi geçidi gibiydi.
Bu alanda bir diğer gösterge ise, NBA’in yeni yayın hakları sözleşmesi. Daha önceki dokuz yıllık NBA yayın hakları sözleşmesinin tutarı 24 milyar dolarken Temmuz 2024’te imzalanan yeni sözleşme 11 yılı kapsıyor ve 76 milyar dolar tutarında.
ESPN/ABC ve TNT üzerinden maç yayını yapılmasına dayanan eski uygulama yerini yenisine bırakırken ihaleyi alan şirketler, halihazırda maçları ESPN ve ABC üzerinden yayınlayan Walt Disney Company, NBC Universal ve Amazon olarak sıralanıyor. Anlaşılacağı gibi, Amazon Prime, belirli aktivitelerle bu anlaşmaya dahil oluyor. Yeni sözleşme ile ilgili önemli bir değişim ise, Warner Bros. Discovery’nin sahibi olduğu TNT’nin devre dışı kalması. 1989’da NBA yayınını başlatan Turner Network Television (TNT), 1990’dan itibaren yayınladığı maç öncesi ve sonrası programları ile NBA yayıncılığına damgasını vuruyordu. CBS haber kanalındaki haberde, Warner Bros. Discovery’nin teklifinin Amazon’unkini yakalayamadığı ifade ediliyor.
Dünya ne kadar değişiyor?
Dünya ABD Başkanı Donald Trump’ın imzaladığı kararnamelerin ötesinde bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümü anlamak için bizim çarşı içindeki kasaba soru sorsam, “Ağabey, Trump ABD derin devleti ile anlaşamayacak. Derin devlet onun yolunu kesince biz bir ay içinde Suriye’ye gireriz” diyor.
Kendi araştırmalarımda ise, eski notlarımdan birinde Jules Verne’in The Purchase of The North Pole (Kuzey Kutbunun Satın Alınması) adlı bir uzun hikayenin adına ulaştım ve internette içeriğini buldum. Verne’in 1889’da yazdığı bu hikaye Aya Yolculuk eserinin hemen arkasından geliyor ve çok ilgi çekici ayrıntılar içeriyor.
Mars ve Grönland’ı satın alma açıklamaları ile benzer bir sürece işaret eden Trump ve Elon Musk’ı daha iyi anlamak için bu uzun hikâyeye bakmanızı öneririm. Şimdiden spoiler vermek istemem.