Daha çok Anadolu’da ve kırsal kesimde sıkça rastlanan bir durumdur. Belki eskiden daha çoktu ama şimdi de hiç olmadığı söylenemez.
Bütün bir yıl boyunca ter dökülerek çalışılır, üç beş kuruş kazanılır, o paranın bir kısmı bir kenara konularak tasarruf edilir; sonra tasarruf edilen para büyük şehre gelinip gece alemlerine dalınarak adeta bir gecede harcanır. Tanım biraz argo gibi görülse de bir yılın tasarrufu birkaç gecede ezilir.
Anadolu insanı böyle yapıyor da ekonomi farklı mı davranıyor ki?
Neredeyse son iki yıldır binbir zorlukla rezerv biriktir; net rezervi eksiden artıya geçir, sonra üç hafta içinde artı rezervi hızla aşağı çek!
Neyse ki net rezerv hâlâ 20 milyar dolara yakın bir düzeyde ama bu gidiş tersine çevrilemediği takdirde net rezervin yine eksiye geçtiğini konuşacağımız günler yakındır.
Rezerv biriktirmek yanlış mıymış? Bir ara Merkez Bankası’nın rezerv biriktirmesi de eleştiri konusu oldu.
“Merkez Bankası döviz alıyor, doğal olarak bu alım karşılığında piyasaya Türk parası sürüyor ve bu da enflasyona yol açıyor” denildi.
Sonuçta bu bir yorum; tam olarak ne doğru denilebilir, ne yanlış. Herkesin görüşü kendine...
Peki Merkez Bankası bu görüş doğrultusunda hareket etse ve döviz biriktirmese, 19 Mart sürecine eskiden olduğu gibi eksi 50-60 milyar dolar rezervle yakalansa acaba şimdi durum ne olurdu?
Son dönemde yaşananları biraz da bu yönden düşünmek gerekmez mi?
Evdeki gümüşler satılıyor belki ama demek ki satacak gümüş var. Ya olmasaydı?
Gümüşler satılmayabilir miydi?
Aslında düşünülmesi gereken galiba bu. Tamam elde gümüş var ve satarak şu süreç atlatılıyor gibi ama o gümüşler satılmadan süreç geride bırakılabilir miydi, böyle bir fırsat söz konusu olabilir miydi?
Merkez Bankası’nın 19 Mart operasyonundan hemen sonra 20 Mart’ta faizi 3,5 puan yukarı çektiğini biliyoruz. Her ne kadar adı farklı konmuşsa da yapılan bu; fiilen uygulanan faiz yüzde 46’ya çıkarıldı. Yüzde 42,5 olan politika faizine dokunulmadı ama artık ortada politika faizi yok ki!
Peki acaba faiz daha yukarı çekilmiş olsa Merkez Bankası 40 milyar doları bulan bir rezerv kaybı yaşamaz mıydı?
Aslında bu sorunun da kesin bir yanıtı yok.
Çünkü 19 Mart operasyonu ve devamında gelen tutuklamalar özellikle yabancılarda öylesine bir tedirginliğe yol açtı ki sanki onları hiçbir getiri ikna edemezdi.
Edemezdi; çünkü artık gerek yabancı, gerek yerli yatırımcının gözünde getirinin ne kadar olduğundan daha önemli başka bir etken var... Koşulların giderek daha da bozulabileceği ve adalete olan güvenin giderek daha da gerileyeceği endişesi. Bu endişeyi hiçbir getiriyle ikame etmek mümkün değil.
İşte sonuç ortada... Yabancı artık gideceği kadar gitti, yerli yatırımcı hızla dövize dönme eğiliminde, para piyasası fonlarından çok yüklü bir çıkış yaşandı.
Ama unutmamak gerekir; dövize dönmek için adeta pusuda bekleyen geniş bir yerli yatırımcı kitlesi var. Görece yüksek faizin getirisi sayesinde dövizden TL’ye dönmüş olan bu kitlenin hâlâ önemli bir bölümü TL’de durmaya devam ediyor.
Dolayısıyla ekonomi yönetiminin bu kitlenin yeniden dövize yönelmesine yol açacak şekilde yanlış adımlar atarak şansını zorlamaması gerekiyor.
Sanayi üretimi tatsız ötesi!
Sanayi üretiminde şubat ayında “Neyse ki iyi” denilebilecek bir tek ayrıntı yok...
TÜİK’in açıkladığı oranlara göre toplam sanayi üretimi arındırılmamış endeks bazında şubatta bir önceki aya göre yüzde 4,5 geriledi. Bir önceki yıla göre gerilemenin oranı da yüzde 5,2 oldu.
Sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış endeksle yapılan hesaba göre ise bir önceki aya göre yüzde 2,5, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,9 geriledi.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış hesaplamayla da şubatta aylık bazda yüzde 1,6’lık gerileme gözlendi.
Üretim düzeyi çok düşük
Aylık ve yıllık bazlardaki üretim düşüşleri bir yana, sanayi üretiminin düzeyi de çok aşağılarda... Takvim etkisinden arındırılmış endeks şubat ayında 96,3 düzeyinde oluştu. Bu endeks, 2023’ün şubatındaki 88,3’ten sonraki iki yılın en düşük üretimine işaret ediyor.
Üretim endeksinin düzeyini yorumlarken TÜİK’in sanayi üretimi verilerini 2021 yılını 100 kabul ederek oluşturduğunu dikkate almakta yarar var.