Fed'in, NGFS'ten ayrılma kararını Trump'ı memnun etmek için aldığı fikrinde değilim.
- Kar yağıyor, küresel ısınma nerede?
- Plastiğe geri dönüyoruz!
Bu cümleler, Trump’ın sosyal medya paylaşımlarından. Kendisi hakkında pek çok şey söyleyebilirsiniz ama konu iklim krizi ile mücadele olduğunda söylenecek tek şey var: Trump’ın fikri ve zikri aynı. Nitekim görevi devralır almaz imzaladığı ilk kararnamede, Paris İklim Anlaşması’ndan derhal (ve tekraren) çıkılması da vardı.
BM, ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilmesinin, gezegenin iklim krizi ile mücadelesine zarar vereceği uyarısında bulunmuştu. Ama bu uyarı Trump’ı durdurmadı. Peki bu durumda, yeşil dönüşüm ve yeşil finans hikayeleri bitti mi?
Hayır.
Lakin bir huzursuzluk da yok değil. Trump’ın tarzının diğer kuruluşları da olumsuz etkilemesi bekleniyor. Nitekim ABD Merkez Bankası’nın (Fed), merkez bankaları ve finansal düzenleme otoritelerinin iklim krizi konusunda birlikte çalıştıkları NGFS’ten (Network for Greening the Financial System) ayrılma kararını da, Trump’ı memnun etmek için aldığı düşünüldü. Katılıyor muyum?
Hayır.
Peki seçimlerden sonra ABD’nin büyük bankalarının iklim krizi ile mücadele taahhütlerinden çıkmasını Trump’a bağlayanlara ne diyeceksin Ünüvar? Ne diyeyim muhteremler? Bizim orada haklıya “Haklısın.” denir.
Ama mevzunun detayı var.
Fed ile başlayalım. Fed ayrılma kararında, NGFS’in çalışma alanını genişlettiğini ve kapsamın Fed’in görev tanımını aştığını söyledi. Bu rahatsızlıkla hemfikir olan pek çok akademisyen, NGFS’in yeşil dönüşüme yaklaşımının finansal kuruluşların resmi görev tanımlarını bulanıklaştırma riski taşıdığını epey bir süredir yazıyordu zaten. Bunu Trump yapmadı!
Bu arada Fed, NGFS’ten ayrıldı diye iklim krizini para politikası perspektifinden ele almayı bırakmıyor. Sadece, bunu görev tanımı içinde yapmak istediğini söylüyor.
Tamam, finansal kuruluşlar örneğinde Trump etkisi net. Üstelik olumsuz etki, iklim krizi ile de sınırlı değil. JP Morgan (ve Jamie Dimon) üzerinden, ABD’de şirketlerin sosyal denklik yatırımlarını azaltmasını da konuşuruz bir ara. Lakin hepsine Trump etkisi dersek, 2022’den beri (Trump seçilmeden 2 sene önce), bilim temelli hedefler ve net-sıfır taahhütlerinden ayrılan uluslararası finans kuruluşlarını nasıl açıklayacağız?
Buna, Dünya Bankası Başkanı Ajay Banga’nın sözlerinden esinlenerek yanıt vereyim: İklim krizi ile mücadele konusundaki iş birlikleri, ağır kırtasiye yükü, bürokrasi, çevik hareket edememe ve sonuç odaklı olamama gibi eksiklikler taşıyor. Bu da iş birliğini zayıflatıyor. Bunu Trump yapmadı!
Avrupa, savunma harcamalarına ayrıcalık vermeyi düşünüyor
İktisadi zayıflığını gideremeyen Avrupa, Biden döneminde artan sıcak çatışmalar, Avrupa’nın bu çatışmaları azaltma konusunda etkin rol alamaması… Sonuç? Daha önce harcama istisnalarını iklim krizi ile mücadele üzerinden tanımlayan Avrupa, şimdi Macron’un önerisiyle ‘savunma sanayi’ harcamalarına ayrıcalık vermeyi düşünüyor. Yeni dünyada, iklim kriziyle mücadele harcamaları ‘out’, savunma harcamaları ‘in’ olur mu? Bilemem ama şunu söyleyebilirim: Bunu Trump yapmadı! Trump ortamı masasında hazır buldu; kullanıyor.
Peki ya bundan sonra?
Finans piyasaları için suyun yönü değil hareketin devam etmesi önemlidir. Yeşil finans bitmez ama örneğin Avrupa’da, ağırlıklı yeşil savunma yatırımlarına dönüşüp devam edebilir. Tabi odağı değişir ve amacı sorgulanır hale gelir. İşte bu nedenle, biz kalkınma bankacıları salt “yeşil finans” değil “kalkınma finansmanı” diyoruz. Bir yatırımın sadece yeşil olması yetmez, kalkınma perspektifinden toplumsal fayda gözetmesi de gerekir. Trump bunu konuşmamıza vesile olacaksa, ne alâ!