İnovasyonlara imza atan nesiller istiyorsak, onların mutlu olduğu, kendilerini güvende hissettiği ortamlar sunmalıyız.
Ölümünden 4 yıl sonra Avustralya'da bilim insanları Amerikalı besteci Alvin Lucier`in beynini yeniden inşa etti. Lucier’in ölümünden önce bağışladığı kan hücrelerinden hareketle geliştirilen organoid, Western Avusturalya sanat galerisinde ziyaretçilere özel müzikler besteliyor. çevredeki seslerle etkileşime geçerek anlık yeni besteler yaratabiliyor. Söz konusu bu yapay beyin aynen biyolojik beyin gibi elektrik sinyalleri ile çalışıyor. Sinir bilimciler ve biyoteknoloji mühendislerinin Lucier`e özel geliştirdikleri bu proje, gelecek için oldukça radikal değişimlerin habercisi. Sümerlerde Gılgamış destanına kadar uzanan insanın ölümsüz olma arzusuna belki tarihte hiç olmadığı kadar yakınız. Transhümanist devrim kapıda.
Dünyada bu gelişmeler yaşanırken Türkiye'nin gündeminde yoksulluk, enflasyon, öğretmenler, traktörler ve mitingler var. Ülkede hava sert esiyor. Siyaset kurumu güven sorunu yaşıyor. İnsanlar gergin. Eğitimli gençlerimiz mutsuz. Yaşlımız huzursuz.
Bu şartlarda inovasyon mümkün mu?
Hayır değil. Açık ve net.
İnsanların yaratıcılıkları zihnen rahat ve huzurlu olmadığı koşullarda zayıflar. Beynimiz doğal olarak koruma ve hayatta kalma moduna geçer. Önceliği değişen beyin, ikincil önemde gördüğü faaliyetleri öteler. İnovasyonlara imza atan nesiller istiyorsak, onların mutlu olduğu, kendilerini güvende hissettiği ortamlar sunmalıyız. Türkiye gerek coğrafyasından kaynaklı, gerek tarihsel acılarından ve hatalı yönetsel kararlardan dolayı henüz söz konusu bu koşullara çok uzak.
İnovasyon olmadan kalkınma olmaz. Huzur ve mutluluk olmadan inovasyon olmaz. İnovatif ve gelişmiş bir ülke istiyorsak öncelikle bu koşulları yaratmak zorundayız.