KORGÜN ŞENGÜN - Organik Kimyacılar Derneği (ORKİMDER) Başkanı
Güncel gelişmeler ışığında yeni bir aydınlanma yaşayan dünya ticareti, ''paranın gücü'' ile ''üretimin gücü'' arasındaki horoz dövüşünde, toz duman bir kafesin içinde köşe kapmaca oynuyor.
Amerika, kafesin lideri; ''Paranın Gücü'' lakabıyla tanınan esas horoz.
Yaşlı ama hâlâ muteber horoz Avrupa ve zaman zaman diklenen yeni yetme Çin, ''Üretimin Gücü'' lakabıyla kendi eski ama marifetleri yeni POP. Ve tabii diğerleri de var...
Arpanın adı: USD.
Kafes, aynı eski kafes; gelenler, gidenler çok oldu. Horozlar değişti, yumurtalardan tavuklar çıktı, tavuklardan yeni yumurtalar… Bu kafeste hep birilerinin tüyleri yolundu. Çok horoz gördü bu kafes, çok horozun da sonunu. Ne zaman ki baş horozun ayağı titredi, o zaman kafesin içinde tüyler havada uçuşmaya başladı ve ortalık toz duman oldu. O tarihte orada olanlar, o olayları kendi günlerine ait etkilerle yaşadılar. Lakin tarih bilimi zaman içinde bu yaşananları doğru raflara koyarak ''bitmeyen tekrarın devamı'' olarak not etti.
İşte bugün yaşananlar, bir kafesin içindeki güç kavgalarının yüzyıllardır tekrar eden hikâyesinin 2025 versiyonudur.
Bu Orwell'e öykünen girişin ardından kameramın kadrajını kafesin içinden bir köşeye çevirip, güncel veriler eşliğinde Türkiye kimya sanayisinin Amerika ile dış ticaretini değerlendirmek istiyorum.
Kimya sanayisi, bir ihtisas alanıdır ve tanımlaması detaylıdır. Bu nedenle açıklama gerektirir. Harmonize Tarife Sistemi’ndeki (HS) iki haneli fasıllara göre incelendiğinde, 27 ile 40 arasındaki fasıllar kimya sanayisini tanımlamak için kullanılmaktadır. Birçok başlığı içeren bu tanımlamaya göre Türkiye'nin kimya sektörü dış ticaret verileri şöyledir:
2023 ihracat: 35,2 milyar dolar
2023 ithalat: 110,3 milyar dolar
2024 ihracat: 36,0 milyar dolar
2024 ithalat: 105,6 milyar dolar
Ancak bu kalemlerin tamamını kimya sanayisi olarak değerlendirmek doğru bir analiz yöntemi değildir. Örneğin, Türkiye’nin ithalatının ortalama 60-65 milyar USD tutarındaki kısmı, 27 numaralı fasıl olan 'Mineral Yakıtlar' kaleminden (petrol, türevleri, LNG, CNG ve doğalgaz – GTIP: 2711.29.000.00.11) oluşmaktadır.
Kimya sanayii, teknoloji yoğun bir gelecek inşasıdır
Bu kalem toplam ithalatın yaklaşık %60’ına karşılık gelir. Bu veri seti kafa karışıklığına neden olmakta ve kimya sektörünü doğru tanımlamakta çelişkiler yaratmaktadır. Zira petrol ve doğalgaz, bir coğrafyanın doğal kaynaklarıdır. Oysa organik kimya sanayii, geliştirilen teknolojiyle birlikte ortaya çıkan bir zenginliktir. Doğal kaynaklar varsa vardır, yoksa yoktur; ama kimya sanayii, teknoloji yoğun bir gelecek inşasıdır.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyi değerlendirilirken 29 numaralı fasıl olan organik kimya alt yapısı ve kabiliyetleri önemli bir gösterge haline gelir. Bu nedenle kimya sanayisini analiz ederken özellikle 28 ve 29 numaralı fasıllar dikkate alınmalıdır. Bu iki faslın açıklamaları şöyledir:
28: İnorganik kimyasallar (karbon içermeyen bileşiklerin kimyası)
29: Organik kimyasallar (karbon içeren bileşiklerin kimyası)
Şimdi bu iki fasla göre Türkiye'nin 2023 ve 2024 dış ticaret verilerine bakalım:
2023 ihracat: 3,7 milyar dolar
2023 ithalat: 11,0 milyar dolar
2024 ihracat: 3,6 milyar dolar
2024 ithalat: 10,9 milyar dolar
Bu verilere göre Türk kimya sektörünün cari açığı yaklaşık 7 milyar dolar seviyesindedir. Oysa tüm 27–40 arası fasıllar dikkate alındığında bu açık 75 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır. Bu 10 katlık fark, yıllardır kimya sanayi stratejisinin oluşturulmasında belirsizliklere neden olmuş, üretimin gücü ile ne yapılacağı ve nasıl yapılacağı konusunda netlik sağlayamamıştır. Benzer yapıya sahip Almanya, 2023 yılında enerji ihtiyacının büyük kısmını ithalatla karşılamaktadır. Doğalgaz ihtiyacının %94’ü ve petrol tüketiminin %98’i ithalata dayalıdır. Ancak Almanya, 28 ve 29 numaralı fasıllarda toplam 41 milyar dolarlık ihracatla dünyanın en büyük 5. ihracatçısıdır. Yani Türkiye’nin 11 katı ihracat yapmaktadır.
Dünya ticaretinde 2023 yılı itibarıyla 28 ve 29 numaralı fasılların büyüklükleri şöyledir:
28-İnorganik kimyasallar: 198 milyar dolar
29-Organik kimyasallar: 496 milyar dolar
Toplam: 694 milyar dolar
Türkiye'nin bu pazardaki payı: 3,7 / 694=%0,5. Yani binde 5 oranında bir paya sahibiz.
Dünyada 2023 yılı organik ve inorganik kimya ihracatında lider ülkeler:
Çin: 112 milyar dolar (%16,2)
ABD: 66,7 milyar dolar (%9,6)
İrlanda: 44,7 milyar dolar (%6,9)
İsviçre: 41 milyar dolar (%5,9)
Almanya: 41 milyar dolar (%5,9)
Türkiye: 3,7 milyar dolar (%0,5)
Şimdi gelelim Amerika’nın tarife değişikliklerinin Türkiye kimya sanayisi üzerindeki muhtemel etkilerine:
27-40 arası fasıllar (2024 verileri):
İhracat: 1,65 milyar dolar
İthalat: 5,10 milyar dolar
Cari açık: 3,45 milyar dolar
28–29 arası fasıllar (2024 verileri):
İhracat: 0,17 milyar dolar
İthalat: 1,03 milyar dolar
Cari açık: 0,86 milyar dolar
Son bir veri setiyle, ülkelerin teknolojik gelişmişlik düzeyinin tespitinde önemli yer tutan organik kimya özelinde, ABD ile dış ticaretimize bakalım:
29. fasıl-organik kimyasallar:
İhracat: 20 milyon dolar
İthalat: 980 milyon dolar
Cari açık: 960 milyon dolar
Yani yaklaşık 50 kat daha fazla ithalat yapıyoruz.
Dünyanın ikinci büyük organik kimya ihracatçısı olan Amerika’ya nasıl bir pazar yaratabileceğimizi tarif etmek ve bu konuda strateji geliştirmek zor ama imkânsız değil.
Zorluklardan sinerjik ortaklıklar yaparak çıkmamız lazım
Türkiye’nin çalışan genç nüfus avantajı, yeni tarifelerden en az etkilenen ülkelerden birisi olması ve tabii Avrupa’nın doğudaki son kapısı olarak stratejik ortaklıklarda enteresan avantajlar yaratabilir. Üstelik Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile bizzat Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin ciddi teşvikleri göz önüne alınırsa Türkiye diğer ülkeler ile mukayese edilemeyecek potansiyellere sahip bir ülke konumundadır. Tarifelerin yaratacağı zorlukları aşmak için Avrupalı kimya sanayicilerinin teknoloji yoğun yatırımları ile Türkiye’yi yatırım için projeksiyonlarına almalarının önemli olacağı yeni bir döneme giriyoruz. Tabii Türk kimya sanayicilerinin de bu iş birliklerine hazır olmaları çok önemli olacaktır. Bu zorluklardan sinerjik ortaklıklar ile çıkmamız lazım.
Projektörü genel plandan yakın çekime alıp organik kimya noktasına getirmeye çalıştım. Yazıyı, güncel ve herkesin merak ettiği bir soruya yanıt vererek bitirmek istiyorum:
Amerika’nın tarife artışlarının etkileri ne olur? Türkçede bu durumu açıklayacak çok güzel bir atasözü vardır: “Azdan az gider, çoktan çok.”
Kafes aynı kafes...