Gelir dağılımındaki hızlı bozulma başta, birçok nedenle artan suç ekonomisi, geleceğimizi tehdit ediyor. Can güvenliği ve adaletin yok sayıldığı yerde, ekonomiye güven sağlanamaz. İş dünyası, en az faiz indirimi kadar bu konuya önem vermeli.
Galatasaray – Adana Demirspor maçında yaşananlar, ‘Türkiye, uluslararası bahis çetelerinin at koşturduğu bir alan mı oldu?’ sorusunu gündeme taşıdı. İyi de oldu. Ancak ‘turbun büyüğü heybede’ misali konuşulması ve konuşulmakla kalmayıp hızla harekete geçilmesi gereken konu çok.
Mesela, Adana’da neler oluyor? Türkiye’nin en dinamik kentlerinden biri olan Adana’mız bir korku şehrine dönüşüyor. Dükkandan her boydaki işletmesine haraç almak vaka-ı adiye olmuş. Mafya grupları birbiriyle kapışıyor. Kurşunlar vızır vızır.
İnsanlar ölüyor. Sorumlular, sosyal medyadan ‘nasıl cezalandırdık ama’ mesajları paylaşmakta bir sakınca görmüyor. İstanbul farklı mı? ‘Çökme’ işleri küçük ayakkabıcı dükkanlarına ulaşmış artık. 15’in dahi altına inen suçlu yaşıyla ‘yeni nesil mafya’ mahalle çeteciliğinden, uyuşturucu ile beslenen büyük suç örgütlerinin taşeronluğuna uzanan yelpazede genişliyor, yaygınlaşıyor. Yüzde 40’lara dayanan kayıt dışılık ve gelir dağılımındaki hızlı bozulma süreci besliyor. Yaşlar küçülüyor, suç ekonomisi büyüyor. Örnekleri artırmak işten bile değil.
Gelgelelim, cılız çabalar dışında Türkiye’nin geleceğini karartacak bu gidişatla sağlam bir mücadele iradesi kendisini hissettirmiyor. Emniyet güçleri hangi çeteyi, maliye ekipleri hangi hırsızın peşine düşeceklerini şaşırmış vaziyette. İş dünyasının önde gelen sivil toplum kuruluşları dahil, sokakta her gün yaşanan, toplumu ve ekonomiyi tehdit eden bu konuya ‘aman şimdi ağzımızın tadı bozulmasın’ havasında yaklaşıyor. Oysa ‘dur’ dememenin telafisi olmaz.