ABD’nin yaptığı toplam ithalat her durumda azalacaktır. Bu durumda Türkiye’den ABD’ye ihracat yapacak firmalar, daha küçük bir pazara mal satmaya çalışacak.
Önceki yazımda tarife artışlarının küresel ekonomik etkilerinin ne olabileceğine değinmiştim. Bugün ise Türkiye’ye etkilerinin ne olabileceğine bakalım. Olumlu etkiler de göreceğiz, olumsuz etkiler de…
Mevcut tarifelerde indirim ya da istisna yapılmayacağı ve vergilerin uzun süre yüksek kalacağı varsayımı altında;
1- 2024’te 3,3 trilyon dolar ile en büyük ithalatçı olan ABD’nin diğer ülkelerden yaptığı tedarik bazı hesaplamalara göre yüzde 20 civarında düşecek. Oranın ne olacağını tam olarak tahmin etmemiz çok zor olsa da ABD’nin yaptığı toplam ithalat her durumda azalacaktır. Bu durumda Türkiye’den ABD’ye ihracat yapacak firmalar, daha küçük bir pazara mal satmaya çalışacak.
2- ABD’nin dış dünyadan talebi gerileyince, arz fazlası ve rekabet saikleriyle dünya çapında mal fiyatlarında düşüş olacak. Bundan daha büyük bir etki, halihazırda düşmeye başlamış olan enerji ve diğer hammadde fiyatlarından gelecek. Dolayısıyla Türkiye’nin de ihraç ettiği ürünlerin fiyatları düşecek.
3- Türkiye için duyurulan yüzde 10’luk gümrük vergi oranı, rekabet içinde olduğumuz pek çok ülkeye uygulanacak vergiden daha düşük. Bu, ABD’ye ihracat yapan firmalarımıza bir avantaj sağlayacak. Hesaplamalar bu avantajın yüzde 6 civarında olduğunu gösteriyor. Ancak ABD ithalatının azalacağını tekrar hatırlatayım.
4- Dünya genelinde düşecek olan fiyatlar, düşük seyredecek olan petrol fiyatı, Türkiye’nin ithalatını aşağı çekecek. İthalattaki düşüş sadece enerji ithalatı kaynaklı olmayacak; diğer malların fiyatlarında da düşüş olacak.
5- ABD’ye mal satmakta zorlanacak ülkeler kendi aralarında ticarete ağırlık vermek zorunda kalacak. Uzak Doğu ülkeleri AB’ye ve Türkiye’ye mal satmaya çalışacak. Gelecek malların fiyatları bugünkünden daha düşük olacağı için ithalatı artırıcı bir etki yapacak.
6- ABD’ye mal satmakta zorlanacak ülkelerin ihracatları ve büyümeleri zayıflayacak. Daha düşük büyüme, bu ülkelerin ithalatlarının da azalması anlamına geliyor. Dolayısı ile Türkiye, küresel büyüme hızı yavaşlayacağı için ABD dışındaki ülkelere ihracat yapmakta da zorlanacak.
7- Kendilerine uygulanan gümrük vergisi yüksek olan ülkeler, vergilerin daha düşük olduğu ülkeler üzerinden ihracat yapmaya çalışacak. Bunlardan biri de Türkiye olabilir. Ancak bu, ilk bakışta cazip gibi görünse de sorunlara neden olabilir.
8- Tarifelerin uzun süre devam edeceğini varsayarsak, bu Türkiye gibi ülkelere doğrudan yabancı yatırımların artacağı anlamına geliyor.
9- Tekstil ve hazır-giyim sektörlerine piyango çıkmış olabilir. Türkiye’de uzun süredir en fazla sorun bu iki sektörde yaşanıyor. ABD’ye en fazla ihracat yaptığımız sektörlerden biri olan tekstil ve hazır-giyim, yeni ortamda en fazla avantaj sağlayacak sektörler arasında yer alıyor. Çimento-klinker, elektronik ürünler, halı, mermer ve bitkisel yağlar ihracatçıları ve ABD’ye ihracatımız yok denecek kadar az olsa da ayakkabı imalatçıları için de bu avantaj var.
10- Son olarak küresel fiyatlardaki gerilemenin olumlu bir etkisi de, Türkiye’de enflasyon üzerinde görülecek. Enerji ve hammadde fiyatlarındaki düşüş, içerideki fiyat artışlarını sınırlayıcı bir etki gösterecek.