Türkiye ekonomisi 2024 yılı genelinde yüzde 3,2 büyüdü. Kimileri bu sonucu, pandemiden sonraki en düşük büyüme hızı ve önceki yılların ortalamasının altında olması nedeniyle yetersiz bir büyüme gibi görse de; 2024 Türkiye ekonomisi için bir dengelenme yılıydı.
Enflasyonun ve aşırı hızlı büyüyen iç tüketimin aşağı çekilmesi için uygulanan sıkı para politikası, amacına kısmen ulaştı. Kısmen diyorum çünkü, ne enflasyon yıl sonu hedefine inebildi ne de iç talep beklendiği kadar yavaşladı. Bunun nedenlerinden biri maliye politikasından yeterli desteğin gelmemesiydi.
2023’te 1,13 trilyon dolar olan GSYH, 2024 yılında 1,32 trilyon dolar ile tarihi yüksek bir düzeye yükseld
i. Ekonomide büyüme yüzde 3,2 iken dolar bazında GSYH’nin yüzde 17 artmasının nedeni, TL’nin önceki yıla göre reel olarak değerlenmesiydi. Buna paralel olarak kişi başına düşen gelir 13 bin 243 dolardan 15 bin 463 dolara ulaştı.
Yıl genelinde en yüksek büyüme, yüzde 9,3 ile inşaat sektöründe; en düşük büyüme ise yüzde 0,5 ile sanayi sektöründe yaşandı. Tarımda büyüme yüzde 3,9; hizmetler sektöründe büyüme yüzde 3,1 oldu.
İnşaattaki hızlı büyüme, eski dönemleri hatırlattığı için bazıları tarafından eleştiri alıyor. Oysa durum tam da öyle değil. İnşaat, tüm sektörler arasında 2018-2022 arasında en düşük performansa sahip olandı. Sektörün üretimi neredeyse beş yıl boyunca geriledi; GSYH’deki payı yüzde 8,5’ten yüzde 4,9’a indi. 2023’ten itibaren bunun terse dönmeye başladığını görüyoruz ve bu süreçte Hatay depremi sonrası yeniden inşa çalışmalarının da kayda değer bir etkisi var.
Sanayideki büyümenin yıllık yüzde 0,5 olması, resmideki en çarpıcı durum. İç talebin yavaşlaması, dış talepteki durgunluğun devam etmesi, önceki yıla göre değerlenen TL nedeniyle tüketim malı ithalatının güçlü artması gibi nedenlerle sanayi sektöründe büyüme yerinde saydı. Buna karşılık, hız kaybetse de, hizmetler sektörü yüzde 3,1 büyüdü.
2021-2023 döneminde bozulan ilişkilerden biri yeniden rayına oturdu. Uyumlu hareket etmesini beklediğimiz tüketim ve yatırım büyümesi 2021-2023 döneminde birbirlerinden uzaklaşmış; tüketim benzeri görülmemiş bir şekilde, yüzde 20’ler civarında büyüme hızına ulaşmıştı. Bu iki gösterge, 2024’te yeniden yakınsadı. Son çeyrekte tüketim yüzde 3,9, yatırımlar yüzde 6,1 büyüme gösterdi.
Dış pazarlar durgun ve ihracatımız yatayken, aşırı canlı seyreden tüketim nedeniyle bozulan dengelerden biri de büyümeye iç katkı-dış katkıydı. Birbirine yakın olmasını tercih edeceğimiz bu iki gösterge yukarıda saydığım nedenlerde bozuldu ve ekonomimiz iç talebin büyük pozitif katkısı karşısında, net dış talep (net ihracat) katkısının son derece düşük olduğu bir dönemden geçti.
2024, bu ikisinin yeniden dengelendiği bir yıl oldu. Ancak ithalattaki gerilemenin büyük oranda altın ve enerjiden kaynaklanması, diğer ithalat kalemlerinde anlamlı düşüşler olmaması; hatta tüketim malı ithalatının ilk kez yatırım malı ithalatının üzerine çıkması gibi detaylar, bu dengelenmenin ömrü konusunda emin olmamızı zorlaştırıyor.