Av. Prof. Dr. Mehmet Köksal – Hukukçu Sven Ata Can Köksal
Mevzuat, her ne kadar AB tarafından çıkarılmış olsa da Türk şirketlerinin doğrudan tedarikçi ve/veya Avrupa Birliği’ne mal ve hizmet ihracatçıları olarak uyması ve dikkat etmesi gereken birçok yükümlülüklerinin olduğudur. Ana başlıklar olarak bu yükümlülükler insan hakları, çevre ve iklim konularında toplanmaktadırlar.
Alman Tedarik Zincirleri Özen Yükümlülüğü Yasası (LkSG) ile başlayan serüven, Avrupa Birliği (AB) Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD) ile devam etmiş ve arkasından da LkSG’in yürürlüğe girmesinden sonra geçen iki yıllık dönemde daha birçok başka regülasyonlar çıkmıştır. Öncelikle kavram üzerinde durup, kavramın doğru kullanılmasının bu yükümlülüklerin anlaşılması bakımından ne kadar önemli olduğunu görelim.
- “Özen Yükümlülüğü” kavramı
Her iki mevzuatın da ortak kavramı “özen yükümlülüğüdür”. Ancak bu kavramın Türkçe tercümesinde hatalı olarak “durum tespiti” kullanılmaktadır.
Özellikle yasal gerekliliklerin ve standartların anlaşılmasında ve uygulanmasında yasanın kullandığı kavramlar kritik bir rol oynar. Bu sebeple, “Supply Chain Due Diligence” teriminin Türkçe dilinde doğru bir şekilde ifade edilmesi, bu alanda faaliyet gösteren profesyoneller için büyük önem taşır.
Almanca “Sorgfaltspflicht” iki kelimeden oluşmaktadır: “sorgfalt” ve “Pflicht”. Sorgfalt’ın Türkçe karşılığı “özen” ve Pflicht’in Türkçe karşılığı “yükümlülüktür”. Bu kavramın “durum tespiti” olarak Türkçeye tercüme edilmesi, İngilizce karşılığından sadece Google tercümesiyle yetinilmesinden kaynaklanmaktadır. “Due Diligence” Cambridge Dictionary’de şu şekilde tanımlanmaktadır:
- insanların kendilerini veya başkalarını ve mülklerini güvende tutmak için yapmaları beklenen makul kabul edilen eylem
- bir şirketle iş anlaşması yapmadan önce şirketin ve mali kayıtlarının ayrıntılı olarak incelenmesi (İŞLETME, FİNANS VE EKONOMİ – özel)
Yukarıdaki açıklamalarımızdan da anlaşıldığı üzere tercüme hatasının kaynağı, kavramın önce Almancadan İngilizceye ve sonra da Türkçeye çevrilmesinde yatmaktadır. Özetle, “Supply Chain Due Diligence” teriminin Türkçedeki doğru kullanımı “Tedarik Zinciri Özen Yükümlülükleri”dir.
- AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülükleri Direktifi (EU CSDDD / EU CS3D) ile Alman Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü (LkSG) Arasındaki İlişki
Alman LkSG öncü bir rol oynayarak, kurumsal sürdürülebilirlik yükümlülükleri hakkındaki AB Direktifine de şekil vermiştir. AB Direktifi çerçeve ve asgari şartları belirlese de eğer ulusal mevzuatlarda daha kapsamlı yükümlülükler getirilmişse ulusal mevzuat uygulanacaktır. Ulusal mevzuat AB Direktifinin altında kalan düzenlemeler içeriyorsa, bunlar Direktife uydurulmak zorundadır. AB Direktifi m. 6 hükmü gereği, daha kapsamlı olan ulusal mevzuatın AB Direktifi düzeyine indirilmesi yasaklanmıştır.
- Yayımlanan Mevzuattan Örnekler
Kurumsal sürdürülebilirlik ve özen yükümlülükleri alanında 50’ye yakın mevzuat yürürlüğe girmiştir. Bunların hemen hepsi eşik değerleri aşan ve mevzuatın uygulama kapsamı içerisine giren şirketlere farklı özen yükümlülükleri getirmekte ve farklı yaptırımlar içermektedir. En önemlilerine kısaca göz atalım.
- Alman Tedarik Zincirleri Özen Yükümlülüğü Yasası (LkSG)
Açıkça belirtilen yasaklar: Çocuk işçiliği; zorla çalıştırma ve kölelik; iş sağlığı ve güvenliği ve işle ilgili sağlık tehlikelerinin göz ardı edilmesi; örgütlenme özgürlüğü, dernek kurma özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkının göz ardı edilmesi; istihdamda eşit olmayan muamele; adil bir ücretin esirgenmesi; çevre kirliliği yoluyla yaşamın doğal temelinin yok edilmesi; arazi haklarının hukuka aykırı ihlali; güvenlik güçlerinin aşırı müdahalesi; cıva içeren ürünler, kalıcı organik kirleticiler (POPs) ve tehlikeli atıkların ithalatı ve ihracatı ile ilgili yasaklardır.
İhlallerin yasal sonuçları: 50.000,- Euro’ya kadar idari para cezası ve grubun yıllık cirosunun %2’sine kadar para cezası; Kamu ihalelerinden 3 yıla kadar men edilme.
- AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD):
İçerik ve hedefler: Tedarik zincirinde insan hakları ihlallerini ve çevresel yükümlülüklerin ihlalini önlemek için kurumsal özen yükümlülüklerini düzenler. Korunan haklar: LkSG ‘dekilere ek olarak; yaşam, özgürlük ve güvenlik hakkı; mahremiyet, aile, ev, yazışma, onur, itibar hakkı; düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkı; işçiler için yeterli barınma, yiyecek, giyecek ve temizlik hakkı; çocukların korunması ile ilgili olarak: Maksimum sağlık, eğitim, yeterli yaşam koşulları, ekonomik sömürüden, cinsel istismardan, kaçırılmadan ve çocuk ticaretinden korunma; biyolojik çeşitliliğin korunması; nesli tükenmekte olan bitki ve hayvan türlerinin ticaretinin yasaklanması; zehirli maddelerin ve pestisitlerin ithalat ve ihracatına ilişkin prosedürlerin değerlendirilmesi; ozon tabakasının korunması; doğal mirasın korunması; sulak alanların korunması ve gemilerden kaynaklanan kirlilikten ve deniz çevresinin deşarjlardan kaynaklanan kirlilikten korunması.
İhlallerin yasal sonuçları: Azami para cezasının cironun en az %5’i olduğu para cezaları; Şirketlerin olası hukuki sorumluluğunda tazminat davası açılabilmesi.
- AB Ormansızlaştırma Tüzüğü (EUDR)
29 Haziran 2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 31 Aralık 2025 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Burada şunu da belirtmek lazımdır: AB mevzuat sisteminde tüzüğün anlamı, üye devletlerin bu konuda iç mevzuatında düzenleme yapmak zorunda olmaksızın, doğrudan tüm üye devletleri bağlayıcı olması ve uygulanması zorunluluğudur.
İçerik ve hedefler: Belirli hammaddelerin (sığır, kakao, kahve, palmiye yağı, kauçuk, soya, odun) ve bu hammaddeleri içeren, bunlarla beslenen veya bu hammaddeler kullanılarak üretilen belirli ürünlerin (bu türevlerin hepsi tüzüğün ekinde yayınlanmıştır)
- (i) ormansızlaşmaya katkıda bulunması veya
- (ii) üretimin yapıldığı ülkede ilgili mevzuata uygun olarak üretilmemesi halinde piyasaya sürülmesini, tedarikini ve ihracatını yasaklar
İhlallerin yasal sonuçları: Azami para cezasının cironun en az %4’ü olduğu para cezaları (para cezalarının AB Komisyonu tarafından yayınlanması); İlgili ürünlerin veya ilgili ürünlerden elde edilen gelirin toplanması; İthalat, tedarik ve ihracat yasakları; Kamu ihalelerinden 12 aya kadar men.
- AB Zorla Çalıştırmayı Önleme Tüzüğü (FLPR)
İçerik ve hedefler: Şirketlerin zorla çalıştırma yoluyla veya zorla çalıştırmanın yaygın olduğu bölgelerde üretilen ürünleri piyasaya sürmesini, kullanıma sunmasını ve ihraç etmesini yasaklamaktadır. Tüzük, üye devletler için kurulacak sistemler ve yetkililerin tüzüğün amacına ilişkin kontrol görevleri açısından çok sayıda yükümlülük içermektedir.
İhlallerin yasal sonuçları: Para Cezaları; Zorla çalıştırma kullanılarak üretilen ürünler için ithalat, tedarik ve ihracat yasakları; Zorla çalıştırılarak üretilen ürünlere el konulması, imha edilmesi.
- AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD)
İçerik ve hedefler: Direktife göre şirketler aşağıdaki konularda rapor yayınlamak zorundadırlar: Çevre, sosyal konular ve çalışanlara muamele, yolsuzluk ve rüşvetle mücadele, insan haklarına saygı, şirket yönetim kurullarında yaş, cinsiyet, eğitim ve mesleki geçmiş açısından çeşitlilik.
İhlallerin yasal sonuçlarına ilişkin yaptırımlar ulusal uygulama kanununda düzenlenecektir.
- AB Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları
İçerik ve hedefler: ESRS toplamda yaklaşık 1.000 nitel ve nicel açıklama maddesi/verisi içermektedir (EFRAG tarafından yayınlanan bir Excel listesinde tüm açıklama maddelerinin/verilerinin özet sunumu vardır). Önemlilik analizi, ESRS’nin uygulanabilirliği için vazgeçilmez bir ön koşuldur.
İhlallerin yasal sonuçlarına ilişkin bir düzenleme yoktur. Yetersiz veya yanlış raporlamaya ilişkin yaptırımlar CSRD Uygulama Yasası uyarınca yapılan düzenlemelerde yer almaktadır.
- AB İhbarcı Direktifi (Whistleblover)
İçerik ve hedefler: AB İhbarcı Direktifi, Direktifte tanımlandığı şekilde AB hukuku ihlallerini bildirmek isteyen ihbarcılara daha fazla koruma sağlamakta ve ayrıca kamu ve özel kuruluşlar, tüzel kişiler ve kamu makamlarını ihbar için güvenli kanallar oluşturmakla yükümlü kılmaktadır.
İhlallerin yasal sonuçları: Whistleblower Koruma Yasası (Whistleblower Direktifinin ulusal uygulaması) uyarınca, 50.000 Euro’ya kadar para cezaları ve ciddi suçlar söz konusu olduğunda, para cezaları için azami sınır on kat artırılabilir.
- AB Batarya (Pil) Tüzüğü (Batt-VO)
İçerik ve hedefler: AB Batarya Tüzüğü, bataryaların tüm kullanım süresi boyunca geçerli standartlaştırılmış bir yasal çerçeve oluşturmaktadır. Aynı zamanda AB’nin stratejik bağımsızlığını korumak için döngüsel ekonomiyi teşvik etmekte ve batarya endüstrisinin çevresel ve sosyal etkisini en aza indirmeyi hedeflemektedir.
İhlallerin yasal sonuçları: Pil Yönetmeliğine uygunluk, pillerin pazarlanmasına izin verilmesi için bir ön koşuldur. Geri çağırma ve satış yasağı tehdidi; Aksi takdirde, Batarya Tüzüğü kapsamında şu anda yürürlükte olan herhangi bir yaptırım hükmü bulunmamaktadır; bunlar yakın gelecekte Üye Devlet düzeyinde kabul edilecektir.
- Almanya Engelsiz Erişilebilirliği Güçlendirme Yasası (BFSG)
İçerik ve hedefler: Avrupa Erişilebilirlik Yasası’nın (EAA) uygulanmasına yönelik yasadır. Özel ekonomik aktörleri (üreticiler, perakendeciler, hizmet sağlayıcılar) ürün ve hizmetleri için erişilebilirlik gerekliliklerine uymakla yükümlü kılmaktadır. Ürün ve hizmetler, engelli kişiler tarafından herhangi bir zorluk olmaksızın ve prensip olarak dışarıdan yardım almaksızın bulunabiliyor, erişilebiliyor ve kullanılabiliyorsa erişilebilir olarak kabul edilir.
İhlallerin yasal sonuçları: Piyasa gözetim otoritesinin ürün dağıtımının veya hizmet sunumunun durdurulmasına kadar denetim ve yaptırım yetkileri; 100,000 Avro’ya kadar para cezası.
- Türk Şirketlerinin Yapması Gerekenler
Yukarıda anlattıklarımızdan çıkan özet sonuç, bu mevzuatın her ne kadar AB tarafından çıkarılmış olsa da Türk şirketlerinin doğrudan tedarikçi ve/veya Avrupa Birliği’ne mal ve hizmet ihracatçıları olarak uyması ve dikkat etmesi gereken birçok yükümlülüklerinin olduğudur. Ana başlıklar olarak bu yükümlülükler insan hakları, çevre ve iklim konularında toplanmaktadırlar.
Getirilen yükümlülüklere uymayan şirketlerin ihracatta rekabet güçleri azalacak yükümlülükleri yerine getiren şirketlerin rekabet gücü de o oranda artacaktır. Hepsini yukarıda yazamadığımız diğer mevzuatları da birlikte değerlendirecek olursak, mal ve hizmet ihraç eden veya Avrupa Birliği içerisinde, özen yükümlülükleri kapsamına giren bir şirketin tedarikçisi olan tüm şirketlerin yaklaşık 80 farklı beyan ve özen yükümlülüğü taahhütnamesi düzenlemek zorunda olduklarını da tespit ediyoruz.
Bu yükümlülüklerin nasıl yerine getirileceği ve nelere dikkat edileceğinin başlangıç noktası eğitimler olacaktır. Tüm şirketlerin yöneticilerinin ve hukuk danışmanlarının bu alanda eğitim almaları bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Şirketin faaliyet gösterdiği sektörün özellikleri de göz önünde tutularak, yükümlülüklerin, ihlal halinde gerekli tedbirlerin, ihlali önlemek için gereken yöntem ve tedbirlerin, ihlal halinde ilgililere açık bir bağımsız şikayet merciinin oluşturulmasının, özen yükümlülüğü sorumlusunun, yılda en az bir kez yapılması gereken eğitimlerin nasıl yapılacağının, denetimin (hem iç hem de tedarikçiler nezdindeki) nasıl yapılacağının, genel davranış kodeksinin belirlenmesi ve sürekli güncellenmesi gerekecektir.