Ahmet Uhri'nin kaleme aldığı "Anadolu Mutfak Kültürü'nün Kökenleri" çalışmasının genişletilmiş yeni baskısı, Sakin Kitap’tan çıktı. Kitap, Anadolu'nun zengin mutfak kültürünün izini sürerken kullanabileceğimiz çok yönlü bir kaynak olarak ön plana çıkıyor. Anadolu Mutfak Kültürü'nün Kökenleri, üst başlığındaki gibi “arkeolojik, arkeometrik, dilsel, tarihsel ve etnolojik veriler”i bir araya getirerek Anadolu'nun mutfak kültürünün derinlerine iniyor ve bu kültürün nasıl oluştuğunu, geliştiğini ve değiştiğini anlamamıza yardımcı oluyor.
Okuyuculara Anadolu'nun mutfak tarihine dair yeni bir perspektif sunan kitap geçmişten günümüze Anadolu'nun coğrafi, kültürel ve sosyal değişimlerini göz önünde bulundurarak, yemeklerin ve yemek kültürünün nasıl şekillendiğini açıklamak için sağlam bir temel oluşturuyor.
Anadolu mutfağının kültürel kökenlerini ekosistemin dolayısıyla coğrafya ve iklimin belirleyiciliği üzerinden ortaya koymaya çalışan bu çalışma, farklı bölgesel mutfakların kökenleri üzerinden bu öneriyi gerçekleştirmeye çalışıyor.
Okuyucuyu antik dönemlerden günümüze kadar uzanan bir yolculuğa çıkaran Ahmet Uhri, Anadolu coğrafyasının değişik noktalarında rastlanılan mutfak kültürlerinin kökenlerini yatay bağlamda yani coğrafya/ekosistem ve dikey bağlamda yani tarihsel süreç içerisinde inceliyor.
Yazar ekosistemin belirleyiciliği üzerinden ortaya çıktığı öne sürülebilecek çok farklı bölgesel mutfakların kökenleri üzerinde durulmak istenmesinin önemi güncel örnekler üzerinden bazı sorularla açıklamaya çalışıyor.
Neden Kıyı Ege mutfağında ot ve balık kültürü daha baskın? Neden Güneydoğu Anadolu’da kebap ve baklava var? Neden Konya’da Etli Ekmek gibi bir yemek varken Çorum’un İskilip ilçesinde İskilip Dolması yapılmakta? Neden Marmara Bölgesi süt ve süt ürünlerinde daha baskın bir bölge? Doğu Anadolu Mutfağı neden daha çok ete dayalı bir mutfak? Kuşkusuz bu soruların net yanıtları en temelde kültürle ilgili ancak kültürü belirleyen ve biçimleyen doğa olabilir mi?
Zira Marks’ın tanımıyla kültür; doğanın yaptıklarına karşı insanın ürettiği her şey anlamına geliyor. Eğer öyleyse doğayı, kültürü belirleyen en temel ölçütlerden biri olarak düşünebilir miyiz?
Yazar Ahmet Uhri çalışmasına bu türden sorulara yanıt aramak üzere başladığını söylüyor ve sonucunun ne derece tatminkâr olduğu konusundaki kararı okurlara bırakıyor.
Son bölümde Kaynakça’nın da yer aldığı kitap, disiplinlerarası bir yaklaşım benimseyerek bu kültürün kökenlerini derinlemesine incelemekle birlikte okuyuculara Anadolu'nun tarihini ve kültürünü daha iyi anlama fırsatı sunuyor. Ahmet Uhri'nin titiz araştırması ve akıcı üslubuyla yazılmış bu eseri mutfak tarihine ilgi duyan herkese öneriyorum.
Yakından takip ettiğim akademisyen ve yazar Ahmet Uhri ile iki güzel haberi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Birincisi Ahmet Uhri’nin Betül Öztürk ile birlikte yazdığı 78 farklı otun kültür tarihini ve tariflerini içeren “Ege Otları” isimli kitabı da İzmir Ekonomi Üniversitesi yayınlarından Ekim ayı içinde çıkarak okurlarla buluşacak olması. İkincisi ise yazarın yenebilen bitkilerin tarihi ve arkeolojisi ile ilgili “Boğaz Derdi” adlı kitabının yeni baskısının SG İmalathane Yayınları’nın ilk kitabı olarak yıl sonuna doğru raflardaki yerini alacağı. Her iki kitabın da mutfak tarihimize ilgi duyanların kütüphanelerinde bulunması gerektiğini düşünüyorum.
EKİM AYI İÇİN ÖNERDİĞİM KİTAPLAR
Yeni Yemek Kitabı 1907 / Ohan Aşçıyan Soframızdaki Hurafeler / Ebru Akdağ
Bir yayıncı ve aşçı olan Ohan Aşçıyan’ın 1907’de İstanbul’da Ermenice harflerle Türkçe olarak kaleme aldığı Yeni Yemek Kitabı alanında dönemin en popüler kitaplarından biriydi. “Alaturka ve Alafranga” alt başlığıyla yayımlanan çalışmada çorbalardan pilavlara, kızartmalardan buğulamalara, tatlılardan peltelere onlarca yemek, son derece pratik tariflerle aktarılıyor. Aşçıyan’ın kullandığı malzemeler, yemek pişirme yöntemleri, verdiği püf noktalar 100 yıl öncesinin özgün ve yaratıcı sofra kültürünü kanıtlarken, Yeni Yemek Kitabı yemek tarihimizi belgeleyen önemli bir köşe taşına dönüşüyor. Takuhi Tovmasyan’ın Aşçıyan’ın metnine düştüğü notlarsa kitabı hem zenginleştiriyor hem de günümüze bağlıyor.
Aras Yayıncılık
Andronovo'dan Anadolu'ya Türk Mutfak ve Yemek Kültürü / Mustafa Üzel
Türk mutfağı, diğer mutfaklardan farklı olarak tatlı, tuzlu ve ekşiyi denge içinde bir araya getiren nadir ulusal mutfaklardandır. Bugün yapılanın aksine, sebze ile meyveyi birlikte pişirme cesaretini göstererek aldığı başarılı neticelerle, yüzyıllar boyu mutfak zenginliğini sürdürmeyi devam ettirmiştir. Bu kitapta Türklerin, Andronovo’dan Anadolu’ya gelmelerine kadar geçen binlerce yılda, yalnızca aşiretten imparatorluğa geçmediklerini, aynı başarıyı mutfaklarında göstererek bir mutfak ve yemek imparatorluğuna nasıl evrildiklerini bulacaksınız. Aynı zamanda binlerce yıl öncesinde yapılan yemek tariflerini, mutfaklar hakkındaki bilgileri, döneminin Oğuznâmeleri, Selçuknâmeleri, Osmanlı tevarihleri, destanları, mutfak ritüelleri kaynaklı olarak yaşayacağınız tarihsel bir yolculuğa çıkacaksınız.
Papirüs Yayın
Soframızdaki Hurafeler / Ebru Akdağ
Gıdalarımızla ilişkimizin zamanla bozulduğunu ve bu durumun bizi, tadımızı ciddi anlamda kaçıran bir stresle baş başa bıraktığının farkında mısınız? Fakat endişelenmeyin, çünkü doğru seçimler yaparak ağız tadıyla yiyip içmenin değerini yeniden keşfetmek mümkün! İşte size, gıdalara olan güvenimizin neden kırıldığını ve algıladığımız risk ile gerçek risk arasındaki makasın nasıl açıldığını gözler önüne seren bir kitap. Ebru Akdağ, Soframızdaki Hurafeler’de her yanımızın nasıl da gıda hurafeleriyle çevrili olduğunu ortaya koyuyor ve bu tuzaklara düşmememiz için bilimsel kaynaklara dayanan sağlam ve anlaşılır bir rehber sunuyor.
The Kitap