EKONOMİ Gazetesi, bu yıl 5'inci kez "Türkiye'nin Lider Kadınları Paneli ve Ödül Töreni"ni düzenledi. Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi (KOÇ-KAM) stratejik ortaklığında Arya Kadın Yatırım Platformu iş birliğinde düzenlenen toplantının Co-sponsoru LC Waikiki, Destek Sponsoru Hepsiburada oldu.
Toplantıya katılan kadın liderler, kadın girişimciliğini desteklemek için daha güçlü işbirlikleri ve ekosislemler oluşturulması gerektiğinin altını çizdiler. Kadın liderler, toplantının teması olarak belirlenen "Güçlü Kadın, Güzel Türkiye"nin kalkınmaya giden yolda önemli bir formül olarak öne çıktığını da vurguladılar.
Cinsiyete Dayalı Eşitsizliklerin Tehdidi Altındayız
Prof. Dr. Bertil Emrah Oder
(Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, KOÇ-KAM Direktörü)
2025, kadınların haklarının teslimi açısından önemli. 10- 22 Mart arasında New York’ta Kadının Statüsü Komisyonu özelinde büyük bir maraton başlıyor. Bu maraton bu yıl farklı bir anlama sahip; çünkü 1995’te düzenlenen Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nın üzerinden 30 yıl geçti. 1995'te Pekin’de toplanan Dünya Kadın Konferansı’nın hemen arkasından Pekin+5 diye tarifl ediğimiz bir süreç başladı. Bu süreç, Türkiye’de bir yandan devlet feminizmi ama büyük çapta sivil toplumun yarattığı feminist birikim sayesinde, kadına yönelik şiddet, namus cinayetleri ve zorla evlendirme konusunun yansımasına neden oldu. O süreç, Türkiye’ye özellikle sivil toplum ve yasal düzenlemeler açısından küresel bir birikimi de taşımış oldu. Şimdi bir başka dönemeç ve bir sınanma eşiği de Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çerçevesinde yapılıyor. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarının, toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklanan özel bir amacının bulunması yanında, bu amacın diğer bütün amaçları yatay bir şekilde kestiğini görüyoruz. Gıda güvenliğinden iklim krizine kadar toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerin tehdidi altındayız ve 2030’a sadece beş yıl kaldı. Çok önemli bir eşikteyiz.
Kadın Desteğe İhtiyacı Olan Kişi Değil, Fırsat
Ahu Büyükkuşoğlu Serter (Arya Kadın Yatırım Platformu Kurucusu):
Arya’yı kurmaktaki amacımız; paranın cinsiyetinin olmadığını hatırlatmak ve kalkınmaya nasıl katkı verebileceğimizi göstermektir. 40 yaşından sonra iki girişimi hayata geçirdim: Biri Arya, diğeri FarkLabs. Arya, kadınların ne kadar önemli bir fırsat olduğunu göstermeye odaklandığımız bir yatırım platformu olarak kuruldu. FarkLabs ise daha iyi bir gelecek kurmayı hedefleyen küresel bir inovasyon ve değişim merkezi.
Ulu Önder Atatürk'ün söylediği gibi; "Bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara, zincirlere bağlı kalsın, diğer kısmı da göklere yükselsin." Arya’da hep birlikte yaptığımız işlerle Ata’mızın bu sözlerinin arkasında olduğumuzu düşünüyorum. Kadını desteğe ihtiyacı olan kişi olarak görmüyoruz. Biz kadını fırsat olarak görüyoruz.
Bugüne kadar melek yatırım ağımızda 6 milyon dolardan fazla yatırım yaptık ve içinde en az bir kadın olan girişimlere sermaye sağladık. 2022’de İş Bankası ile birlikte Türkiye’nin ilk ve tek cinsiyet dengeli risk sermayesi fonunu kurduk. Daha önce hiç yatırım yapmamış 70 kadını yatırımcı yaptık. Bugün geldiğimiz noktada 25 milyon dolarlık bir risk sermayesi fonuyuz.
Kadını rakamla değil, yarattığı dönüşümle değerlendirmeli
Didem Eryar Ünlü
(Ekonomi gazetesi Koordinatörü ve Sürdürülebilirlik editörü)
EKONOMİ gazetesi olarak kadın erkek ayrımı yapmadan ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasına fayda sağlayan herkesin sesini duyurmayı hedefl iyoruz. Gazetecilerin gazetesi olarak biz de yönetim kademelerinde kadın erkek eşitliğini destekliyoruz. Fırsat eşitliğini konuşurken, ne yazık ki hep eşitsizliklerle karşılaşıyoruz. Rakamlar bize cesaret vermiyor. Türkiye’nin 146 ülke arasında 127. sırada olduğu Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi bizi yüreklendirmiyor ya da Borsa İstanbul’daki 562 şirketin 191’inin yönetim kurullarının tamamının hala erkeklerden oluşması değişime dair umudumuzu kırıyor. Bu nedenle rakamların ötesine geçmemiz şart. Çünkü kadınların gücünü rakamlarla anlatamayız. Bunu yapabilmek için onların toplumda yarattıkları olumlu değişime ve Türkiye’den başlayarak dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yönelik tutkularına odaklanmamız gerek. Böyle baktığımızda da aslında binlerce, milyonlarca kadının olduğunu görüyoruz. Bu kadınlar asla vazgeçmiyorlar. Önemli olan, kadınların seslerinin yüksek bir şekilde duyulduğu, karar mekanizmalarında kadınların da yer aldığı günlere ulaşmak.
Kadın girişimciliği artınca kronik sorunlar çözülür
Toplantı kapsamında moderatörlüğünü EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın üstlendiği "Fırsat Eşitliği İçin" başlıklı bir panel düzenlendi. Panelde Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay; Allianz Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes, Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER) Başkanı Esra Bezircioğlu ve Boyner Grup İcra Kurulu Başkanı Ümit Boyner konuştu.
Kadınların sanayi, girişimcilik ve profesyonel iş dünyasında daha fazla yer almasının ekonomik ve sosyal gelişimi hızlandıracağına dikkat çeken konuşmacılar, çeşitlilik ve kapsayıcılığın, inovasyon ve büyüme açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladılar. K adın liderler, iş dünyasında kadın girişimciliğini desteklemek için daha güçlü işbirlikleri ve ekosistemler oluşturulması gerektiğinin de altını çizdiler.
Yorumları şöyle:
"Zorlukları birlikte aşarız"
Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay: Sanayide kadın istihdamı hâlâ çok düşük. Kale Grubu olarak bu alanda daha fazla istihdam yaratmak ve kadınların önünü açmak için çalışıyoruz. Kapsayıcılığın inovasyon ve büyüme üzerindeki etkisi çok büyük. Mühendis kadınların iş hayatında devamlılığı için kreş gibi destek mekanizmaları önemli ancak yeterli değil. Türkiye’de hâlâ eşit ücret sağlanamıyor. Kadın girişimciliği ve sosyal girişimler arttıkça, kronik problemlerin çözümüne de katkı sağlanacak. Sanayide, karar alma mekanizmalarında kadınların daha fazla yer alması, ülkenin teknolojik gelişimine ivme kazandıracak. Ekosistem oluşturmak çok önemli. Birlikte hareket edersek zorlukları daha kolay aşarız.
"Uyum sağlama becerimiz yüksek"
Allianz Türkiye YK Başkanı Cansen Başaran-Symes: Allianz olarak çeşitlilik, farkındalık ve kapsayıcılığı kurumsal kültürümüzün temel unsurları olarak benimsiyoruz. Allianz Küresel Kapsayıcılık Konseyi, globalde tüm ülkelerdeki çalışmaları takip ediyor. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalayan ilk sigorta şirketiyiz. Kadınların iş dünyasında güçlenmesi için Hero ve All Wonders gibi programlar yürütüyoruz. ‘Destek’ kelimesi yerine ‘fırsat’ kelimesini kullanmalıyız, çünkü burada mesele hak edilen alanı açmak. Gelecek, öğrenen, uyum sağlayan ve optimize eden sistemler üzerine kuruluyor. Kadınların uyum sağlama becerisi erkeklerden çok daha yüksek. Karar alma süreçlerinde esneklik ve bütüncül bakış açısı, kadınların yeni dönemde daha fazla söz sahibi olmasını sağlayacak.
"12 milyon kadının banka hesabı yok"
KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu: Türkiye’de kadın girişimci oranı şu anda yüzde 11,5 seviyesinde, ancak bu yeterli değil. Kadınlar, çocuk ve yaşlı bakımı gibi nedenlerle iş hayatından kopabiliyorlar. Kadınların iş hayatında kalmasını sağlamak için eğitim ve mentörluk programları düzenliyoruz. Finansa erişim, kadın girişimciler için büyük bir sorun. Kadın girişimciler genellikle ikinci bir şans bulamıyorlar ve sermaye genellikle erkeklere yönlendiriliyor. Türkiye’de 12 milyon kadının bankada hesabı yok. Bu nedenle, kadınların ekonomiye katılımını artıracak farkındalık projeleri yürütüyoruz. Ayrıca, KAGİ- DER Global çalışmasıyla dünya çapındaki Türk kadın girişimcileri ve iş insanlarını bir araya getirecek bir ağ kuruyoruz.
"Demokrasinin olmazsa olmazı..."
Boyner Grup İcra Kurulu Başkanı Ümit Boyner: Cinsiyet eşitliğini demokrasinin olmazsa olmazı olarak görüyoruz. Bir toplumun yarısı farklı haklara sahipse veya eşit haklara sahip değilse, karar mekanizmalarında, ekonomide, istihdamda eşit şekilde yer almıyorsa aslında gelişmiş bir demokrasiden bahsetmemiz mümkün değil. Ve Türkiye bu sorunu çözmedikçe ne ekonomik olarak ne sosyal olarak istediği yere, istediği düzeyde bir demokrasiye ve gelişmişliğe ulaşamayacak. Türkiye’nin gelişmesi için en önemli fırsat kadınlar. Biz bir kurum olarak sürdürülebilirliği hem iş modelimiz olarak, hem yaptığımız sosyal yatırımların odağı olarak aldığımız için fırsat eşitliği konusunda çok çalışma yapıyoruz UNDP ile hayata geçirdiğimiz She Lab projesi ile sürdürülebilirlik alanında çalışacak genç kadın liderler yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Projenin Türkiye’nin inovasyon kapasitesini artırmasını ve genç kadınların önünü açmasını hedefl iyoruz.”
8 KADIN 8 FİKİRKadına destek, ülkeye destek diye yola çıktık
SHOPSA KURUCUSU DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN: • “2020 Kasım ayında hayata geçirdiğimiz Shopsa projemiz, aslında pandeminin yarattığı zorluklardan doğan bir sosyal proje. ‘Kadına destek, ülkeye destek’ mottosuyla yola çıktık. Küçük kadın üreticilerimize, kooperatifte çalışan kadınlarımıza yönelik bir e-ticaret platformu kurduk. Küçük üretici kadınlarımızın eğitime de ihtiyacı olduğunu gördük. Shop Akademi diye bir birim oluşturduk ve il il dolaşarak ulaşabildiğimiz kadınlarımıza eğitim vermeye başladık. Eğitim alan kadınlara Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifi ka verdik. Kadınların ürünlerini Macrocenter, CarrefourSA, Migros, Onur Market, Opet benzin istasyonlarına da koyduk. Bazı otellerin hem gıda bölümünde hem de tekstil bölümünde ihtiyaçlarını yine bu kadınlarımızdan sağlamaya çalışıyoruz. Açıkçası kendi elimizin değdiği, bize destek vermek isteyen tüm kurumlara bizzat ulaşarak biraz pozitif ayrımcılık istiyoruz. Cambridge Üniversitesi’nde bu projeden bahsettiğimde, bu projenin etkileşim alanı çok yüksek olduğu için, örnek bir proje olduğunu söylediler. Öte yandan TİKAD kapsamında girişimci kadınlara destek vermek üzere projeler gerçekleştiriyoruz. Sadece Türkiye içinde değil, yurt dışındaki iş kadınları ile Türkiye’deki iş kadınlarını bir araya getirmeye gayret ediyoruz.”
Bir sonraki nesli yetiştirecek olan kadınlara odaklanıyoruz
KARADENİZ HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ ZEYNEP HAREZİ YILMAZ: “Karadeniz Holding olarak biz 10 bin megavat yüzer santral inşa edip, işletip gelişmekte olan ülkelere gönderiyoruz. Yani Türkiye’nin aslında kullandığı elektriğin yüzde 20’sini yüzer santral fi losunda gelişmekte olan ülkelere veriyoruz. Bu enerji sektöründe küresel bir operasyon olmasına rağmen, CEO seviyesindeki yöneticilerimizin yarısı kadın. Aynı zamanda şirketimizin çalışanlarının yüzde 40’ı kadın. Bugüne kadar yaptığımız bütün sosyal sorumluluk projelerimizi kız çocukları ve kadınlar özelinde odakladık. Gittiğimiz ülkelerdeki bir sonraki nesli yetiştirecek olanlar, bu kadınlar. Annelerinin ruh sağlığı, akıl sağlığı eğitimi, kendisini fi nansal olarak güvende hissediyor olması, bu insanların kriminal olarak mı yetişeceği, iş adamı olarak mı yetişeceği, iyi bir lider olarak mı yetişeceğini belirleyecek. Şubat depreminden sonra, 5000 kişilik yatak kapasitesine sahip, çocuk yuvaları ve eğitim sınıfl arı bulunan iki yüzer gemi göndererek afet bölgesine destek olduk. Gemileri, içinde çocuk yuvaları, çocuk parkları, eğitim sınıfl arı ve yatakhaneler olacak şekilde değiştirdik. Gemilerden biri 2 bin 500 kişilik aileleri barındıran bir yaşam kenti olarak devam ediyor. Bu projelerle sadece kadınlar değil, dezavantajlı gruplara da katkı sağlıyoruz. Sosyal sorumluluk bilinciyle topluma değer katıyoruz.”Erkeklerle omuz omuza ülkemizi kalkındırabiliriz
NAZAR TEKSTİL SANAYİ YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ NAZLI CEYLAN BALDUK KURTUL: “Nazar Tekstil olarak, tekstil sektöründe günlük 110 ton iplik ve 110 bin kilowatt saat elektrik üretiyoruz. Sürdürülebilir büyüme anlayışımızla dijital ve yeşil dönüşüme önem veriyoruz. Türkiye’de tekstil sektöründe kadınların çalışan oranı yüksek olsa da, karar alma pozisyonlarında kadın temsili çok düşük. Tekstil sektöründe yüzde 50-60 oranında kadın çalışıyor. Ama maalesef kadınlar düşük vasıfl ı işlerde çalışıyorlar. Karar almada ya da yöneticilik altında çalışma oranları maalesef çok düşük. TÜİK raporuna göre de karar alma pozisyonundaki kadın oranı Türkiye’de yüzde 19.6. OECD sıralamasında 34 ülke arasında 33. sıradayız. Ancak Nazar Tekstil yönetim kurulunda yüzde 66 kadın temsili bulunuyor. Yüzde 39 oranda beyaz yakalı kadın çalışanımız var. Üst düzey ve orta düzey yönetici oranı da yüzde 31 civarında. Deprem sonrası, kadın işçilerimizin birçoğu ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kaldı ve işlerinden ayrıldılar. Mehmet Balduk Vakfı aracılığıyla kız çocuklarının eğitimine destek sağlıyoruz. Kahramanmaraş’ta kadın kooperatifl erini destekliyoruz ve kadınların ürettiği ürünlerin dünya markalarına sunulması için çalışıyoruz. Kadınların karşılaştığı cam tavanları aşabileceğimize inanıyor, erkeklerle omuz omuza ülkemizi kalkındırabileceğimizi düşünüyorum.”Kadınların kapsayıcı bakış açıları dünya için de çok değerli
TİM YÖNETİM KURULU ÜYESİ MELİSA TOKGÖZ MUTLU: “Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Üyesi olarak, burada tek kadın yönetim kurulu üyesiyim ve maalesef aile şirketlerinde kadınların genellikle imza yetkisi olsa da aktif görevde yer almadığını gözlemliyorum. Türkiye’deki şirketlerin büyük çoğunluğunun hala KOBİ olması ve aile şirketi yapısında yönetilen fi rmalar olması, kadınların iş dünyasında etkin görevler üstlenmesini engelliyor. Kadınların karar alma süreçlerine dahil olmaları ve daha fazla yönetici pozisyonunda yer almaları gerektiğini düşünüyorum. Bizim amacımız, TSE 645 standardı gibi projelerle kadın gücünü görünür kılmak. Bu sertifi kasyon, kadınların iş dünyasında daha etkin rol almasını sağlamak amacıyla çıkarıldı ve şu ana kadar 24 fi rma bu sertifi kayı aldı. Ayrıca, TİM Wings projemizle kadın girişimcileri ve kadın istihdamını destekleyen şirketlere fi nansal avantajlar sunuyoruz. Bu projeyle yalnızca kadınların ekonomiye katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda iş dünyasında daha fazla yer almasını da teşvik ediyoruz. Bizim hedefi miz, bu projeyi globalde bir sertifi kasyon haline getirerek, kadınların ekonomik hayata katkısını artırmak. Kadınların organizasyon yetenekleri, kapsayıcı bakış açıları ve çözüm odaklı yaklaşımları, sadece Türkiye için değil, dünya için de çok değerli. Kadınlar akıllarını ortaya koyduklarında, erkekler korkuyor. Ama biz bir bütünüz.”
Ekonomik eşitsizliklerin çözülmesi toplumsal işbirliğiyle mümkün
SOSYAL FABRİKA KURUCUSU MÜNTEHA ADALI: “Girişimci ve yatırımcı kimliğimle 2013’ten bu yana kadın yatırımcılığının artması ve kadın şirketlerinin fi nansmana erişimi için çalışıyorum. Arya Kadın Yatırım Platformu kapsamında dünya genelinde 500’e yakın üyemiz oldu. Kadınların güçlenmesi için mücadele ederken, toplumsal sorunların sadece kadınla sınırlı olmadığını gördüm. Gençlerin örgütlenmesinin önemini 2005’te KAGİDER’de dile getirdim, 2011’de ise Genç KAGİDER’i kurarak gençlerin ilgisini çektim. Ancak erkeklerin toplumsal sorunlarla ilgisizliği dikkatimi çekti. Biz kadın girişimciliğinin, kadın istihdamının artması için çalışmalar yaparken, erkeklerin gelip konuşup sonra biz daha sahneye çıkmadan gitmeleri dikkatimi çekiyordu. Erkeklerin duygusal ifadeleri konusunda yaşadıkları zorlukları fark ettim ve 2018’de ‘Erkekler Konuşuyor’ projesiyle bunu ele aldım. Gelinen noktada 8 senede halen konuşturamadığım bir erkeklik var maalesef. Çünkü eğer duygularını doğru ifade ederlerse erkekliğin zarar göreceği korkusu çok baskın hala. Kadın ve erkeğin birlikte hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. En son olarak ise sosyal etkinin ekonomiyi şekillendirdiğini vurgulayan Sosyal Fabrika Toplumsal Dönüşüm Platformu’nu kurdum. Toplumun her sorunu bütünsel şekilde ele alınmalı; ekonomik eşitsizliklerin çözülmesi, toplumsal işbirliğiyle mümkündür.”
Kadınları denklemden çıkarmak inovasyonun %50’sini kaybetmektir
BİNANCE TÜRKİYE PAZARLAMA DİREKTÖRÜ HARİKA ELDOĞAN: “Binance Türkiye, paranın özgürlüğü misyonuyla 2020’de kuruldu ve alçakgönüllülük, çeşitlilik, kapsayıcılık değerleriyle hareket ediyor. Teknoloji ve fi nans sektörlerinde kadın temsiliyeti hâlâ düşük. UNESCO raporuna göre STEM alanında kadın oranı üçte birin altında, yapay zekâda ise yalnızca yüzde 22. Bu eşitsizliği gidermek için Binance Teknolojide Kadın Akademisi’ni başlattık. WEB 3 ile sektör yeni şekillenirken eşitliği sağlamak kritik. Bugüne kadar binden fazla kadına Blockchain ve kripto eğitimi verdik. Bu kadınların yüzde 40’ı deprem bölgesinden. İlham Verenler serimizle başarılı kadınları rol model olarak gençlere tanıtıyoruz. Eğitimlerimiz yüz yüze ve online olarak sürüyor, katılımcılar veri bankamıza kaydolup mentörluk ve iş imkanlarına erişebiliyor. 2025’e kadar 2 bin, beş yıl içinde 5 bin genç kadına ulaşmayı hedefl iyoruz. Bu; kadın erkek konusu değil. Dünya öyle bir noktaya evriliyor ki inovasyondan bahsediyoruz, teknolojiden bahsediyoruz, üretimden bahsediyoruz. Biz bunları zekamızla, aldığımız eğitimle, aklımızla, fi krimizle yapıyoruz. Dolayısıyla bizim artık konuşmamız gereken şey kadın olmamız, erkek olmamız değil. Bizim artık konuşmamız gereken şey yetenek, üretim, yenilikçilik ve yaratıcılık. Kadınları denklemden çıkarmak inovasyonun yüzde 50’sini kaybetmek demek. Yeteneği, üretimi ve yenilikçiliği cinsiyetten bağımsız değerlendirmeliyiz.”
Robotların hakkından kadınlar gelecek
MOMENTO KURUCUSU ZEYNEP DAĞLI KASTRO: “15 yıl önce, kadın girişimci olarak kurduğum şirket, çalışanlara teşekkür edilmesi gerektiğini anlatmakta zorlanıyordu. O dönemde ‘çalışanın işi bu, teşekkür edilmez’ düşüncesi yaygındı. Ancak zamanla şirketler teşekkür etmenin önemini kavradı ve bugün talepleri karşılayacak pozisyona geldik. 25 yaşında başladığım girişimcilik yolculuğunda, yurt dışında kazandığım tecrübelerle ve Cansen Başaran-Symes gibi çok değerli kadın mentörlardan aldığım tavsiyelerle birçok zorluktan geçtim. Onun önerdiği, şirketi silolar halinde değil, birbirini anlayan bir ekip olarak yönetme ilkesini hala uyguluyorum. Kadın girişimci olarak, fırsatların ne kadar kıymetli olduğunu çok iyi biliyorum. İlk işe aldığım arkadaşlarım kadınlardı ve şu an şirketler aracılığıyla her yıl yarım milyon insana teşekkür ediliyor. Fırsat eşitliği kavramı kulağa hoş gelse de, bu kavramın hakkaniyetle birleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü her durumda eşit olmak, hakkaniyetli olmayabilir. Önümüzdeki dönemde yapay zeka ve robotlar, bazı erkeklerin yaptığı işleri devralacak. Ancak, duygusal zeka ve çözüm odaklı düşünme gibi insan özelliklerini robotlar yapamayacak. Bu nedenle, kadınlar için yeni bir çağ başlıyor. Yapay zeka, sistemdeki değişim için bir şok yaratacak ve robotların hakkından kadınlar gelecek. Bu büyük bir fırsat ve toplumu ciddi şekilde değiştirecek.”
Silikon Vadisi’nde Türk kadınları da yer alıyor
BİOLİVE KURUCUSU DUYGU YILMAZ: Öğretim görevlisiyim, gıda mühendisiyim. 23 yaşında girişimciliğe başladım. İlk mühendislik deneyimimde kurumsal dünyada yer almak istemediğimi fark ettim ve Silikon Vadisi gibi yüksek hedefl ere yöneldim. Kurumsalda kalıp mühendislik yaparak bunu elde edemeyeceğimi düşündüm. Bunun üzerine zeytin çekirdeğinden biyoplastik üretme fi kriyle yola çıktım. 10 yılı aşkın süredir bu alanda çalışıyorum. İlk yıllarda büyük zorluklar yaşadım; prototip üretimi, borçlanma gibi birçok engel aştık. Yatırım sürecine Vestel Ventures CEO’su Metin Salt ile başladık. Finansa erişim Türkiye’de birçok girişimci için zorlayıcı bir süreç. Çalıştığımız alan ileri teknoloji gerektiren bir sektör, özellikle havacılık, savunma sanayi ve elektronik gibi alanlarda eşitsizliğe tanık oldum. Ancak, hikayemde çok sayıda kadın üniversite öğrencisiyle çalıştım. Birçoğu kendi şirketini kurdu veya yurtdışına yerleşti. Yatırımcılarımın 9’u kadın ve bu benim için büyük bir mutluluk kaynağı. Birlikte çalışmanın gücüne ve kadınların birbirini desteklemesi gerektiğine inanıyorum. Ayrıca, Silikon Vadisi’nde ülkemizi temsil etme fırsatım oldu ve orada birincilik elde ettik. Türk kadınları artık Silikon Vadisi’nde de yer alıyor ve bu çok gurur verici bir gelişme. Gelecekte daha güzel günler görmeyi umuyorum.”