DİDEM ERYAR ÜNLÜ
Birleşmiş Milletler’e bağlı İstatistik Komisyonu’nun geçtiğimiz ay New York’ta düzenlenen yıllık oturumunda tüm ülkeler, ekonomik büyümenin ölçülmesinde brüt yurt içi hasıla (GSYH) yerine net yurt içi hasıla (NYİH) kavramının “kavramsal olarak tercih edilen” ölçüt olarak tanımlanmasını kabul etti. Hükümetler, bu yeni yaklaşımın 2029-2030 yıllarına kadar ulusal istatistik ofisleri ve merkez bankaları tarafından hayata geçirilmesi konusunda uzlaştı.
Yeni ölçüm sistemi, kömür, petrol ve doğalgaz gibi yenilenemez doğal kaynakların tükenmesini bir üretim maliyeti olarak değerlendiriyor. Bu da özellikle ekonomisini fosil yakıtlar üzerine kuran ülkelerin, ekonomik büyüklüklerinin kâğıt üzerinde küçülmesi anlamına geliyor. Norveç, Rusya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin NYİH’sinde yüzde 10-20 arasında ek bir düşüş bekleniyor.
OECD İstatistik Uzmanı Bram Edens, bu değişikliğin binaların ve makinelerin zamanla yıpranmasıyla değer kaybetmesine benzer şekilde, fosil yakıt rezervlerinin kullanıldıkça değer kaybetmesi esasına dayandığını belirtiyor.
IMF’nin Baş İstatistikçisi Bert Kroese ise çoğu ülkenin NYİH’sinin GSYH’ye göre zaten yüzde 10-20 daha düşük olduğunu, doğal kaynakların tükenmesini hesaba katmanın ise özellikle maden ve enerji sektörüne bağımlı ülkelerde daha büyük etkiler yaratacağını vurguluyor.
PETRO-DEVLETLERİN PRESTİJİ SARSILABİLİR
Bu değişiklikle birlikte, fosil yakıtların ekonomik büyümeye katkısı istatistiksel olarak azalırken, hükümetlerin bu kaynakları arayıp çıkarmaya yönelik teşvikleri de azalabilir. Ancak bu yeni sistemi uygulamak her ülkenin kendi inisiyatifine bırakılmış durumda ve bazı fosil yakıt bağımlısı ülkeler BM görüşmeleri sırasında bu değişikliklere oldukça güçlü bir direnç gösterdi.
Örneğin, milli gelirinin üçte ikisini petrol ve doğal gazdan sağlayan Kuveyt hükümeti, Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerine özel bir “esneklik” talep etti. İran ise BM belgelerinde kullanılan “tavsiye eder” ifadesinin “uygun görüldüğü takdirde teşvik eder” şeklinde yumuşatılmasını önerdi.
Öte yandan, değişikliği savunan Fiji gibi ada devletleri, bu yeni yaklaşımın “ekonomik gerçekleri daha iyi yansıtacağını ve politika yapımına daha sağlam bir temel sağlayacağını” savunuyor.
Toplantıda, güneş ve rüzgâr gibi doğanın sunduğu yenilenebilir enerji kaynaklarının da ilk kez ulusal hesaplara dahil edilmesi kararı alındı. Bram Edens’ın bu konudaki yorumları şöyle: “Aslında doğanın bedelsiz sunduğu bu kaynakları ölçmek ve değerini ortaya koymak istiyoruz. Bu durum, hidroelektrik gibi yenilenebilir kaynaklardan büyük oranda yararlanan Brezilya ve Kanada gibi ülkelerin ekonomik büyüklüklerinin kâğıt üzerinde artmasına neden olabilir; ama konu sadece Güneş'e ya da rüzgâra sahip olmak değil, bu kaynakları enerjiye dönüştürecek altyapıyı kurmak.”
“BU BÜYÜME SONSUZA KADAR SÜRDÜRÜLEMEZ” MESAJI
Yeni yaklaşım, yalnızca enerjiyle sınırlı değil. OECD İstatistik Uzmanı Bram Edens, bir ormanın aşırı kesilmesinin kısa vadede GSYH’yi artırabileceğini ancak orman yok olduğunda bunun sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. NYİH sisteminde ormanlar; balıkçılık, temiz hava ve su gibi doğal sermayelerin tükenmesi de bir “maliyet” olarak hesaplanacak.
BM Çevre Programı Ekonomisti Pushpam Kumar ise GSYH’nin doğaya verilen zararı görmezden geldiğini, NYİH ile bu durumun kısmen düzeltileceğini ifade ediyor fakat bu yeni muhasebe yöntemlerinin otomatik olarak hükümet politikalarını değiştirmeyeceği uyarısında da bulunuyor. “Muhasebe sistemleri ancak karar vericiler dikkate alır ve buna göre hareket ederse politikaya dönüşür” diyen Kumar’a göre, bir şey kesin. O da ülkelerin sadece GSYH’nin yeterli olmadığını fark etmiş olmaları.
Son 10 yılda 410 bin orman alanı ormancılık dışı kullanıma açıldı
Ormanların korunması ve orman varlığının artırılması, iklim kriziyle mücadelede en etkili ve en ekonomik doğal çözümler arasında gösteriliyor.
TEMA Vakfı tarafından yapılan açıklamada; ormanların karbon yutağı olarak iklimi dengelediğine, buzulların ise iklim koruma ve su güvenliği açısından hayati işlevler üstlendiğine dikkat çekiliyor.
Tahribatlar ve yangınlarla yok edilen ormanlar nedeniyle atmosfere salınan karbon miktarı artıyor. 2024 yılında bu miktar 6,17 milyar tona ulaşarak toplam karbon salımının yüzde 16’sını oluşturdu. Türkiye, orman varlığını artıran nadir ülkelerden biri olsa da son 10 yılda 410 bin hektar orman alanı madencilik, enerji ve ulaşım projeleri için tahsis edildi; 210 bin hektar orman ise yangınlarda kaybedildi.
Döngüsel ekonomiye geçiş için 10 temel adım
Döngüsel ekonomi; kaynakların verimli kullanıldığı, atıkların en aza indirildiği ve ürünlerin, malzemelerin ve kaynakların ekonomik sistem içinde mümkün olduğunca uzun süre değer yaratacak şekilde tutulduğu bir ekonomik model olarak tanımlanıyor. Doğrusal ekonomi modelinin (al–üret–tüket–at) aksine döngüsel ekonomi, “tasarla–kullan–yeniden kullan–geri kazan” yaklaşımıyla çalışıyor. Döngüsel ekonomiye geçiş için 10 temel adım şöyle sıralanıyor.
■ Ürün Tasarımını Yeniden Düşünmek Ürünler; uzun ömürlü, onarılabilir, geri dönüştürülebilir ve modüler olacak şekilde tasarlanmalı.
■ Atık Değil, Kaynak Felsefesi Geliştirmek Atık olarak görülen materyallerin aslında başka süreçlerde değerli bir kaynak olabileceği benimsenmeli.
■ Yeniden Kullanım ve Onarımı Teşvik Etmek Tüketiciler, ürünleri atmak yerine onarmaya veya ikinci el kullanmaya yönlendirilmeli.
■ Geri Dönüşüm Altyapısını Güçlendirmek Malzeme geri dönüşüm sistemleri modernize edilmeli, ayrıştırma teknolojileri geliştirilmeli.
■ Kaynak Verimliliğini Artırmak Enerji, su ve ham madde tüketiminde verimliliği ön plana alan üretim modelleri benimsenmeli.
■ Endüstriyel Simbiyoz Uygulamak Bir sektörün atığının başka bir sektör için girdi olabileceği sistemler oluşturulmalı.
■ Tüketim Alışkanlıklarını Dönüştürmek Mülkiyet yerine kiralama, abonelik gibi ürün hizmet sistemleri teşvik edilmeli.
■ Politika ve Mevzuat Uyumu Sağlamak Vergilendirme, sübvansiyon ve teşviklerle döngüsel uygulamaları destekleyecek yasal çerçeve oluşturulmalı.
■ İş Birlikçi Ekosistemler Kurmak Kamu, özel sektör, üniversiteler ve STK’lar arasında iş birliği artırılmalı.
■ Eğitim ve Farkındalık Çalışmalarını Yaygınlaştırmak Döngüsel ekonomi konusunda toplumun tüm kesimleri bilgilendirilmeli, yeni beceriler kazandırılmalı.