İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, 2023 değerlendirmesi yapıp, 2024 yılı beklentilerini açıkladı. Bahçıvan, Eximbank’ın sermaye yapısının güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, ihracatçı sanayicilerin desteklenmesi açısından İhracatı Geliştirme Fonu’nun (İGEF) da önemli bir metot olduğunu vurguladı. Bahçıvan, “Eximbank günlük hayatın, ihracatın önündeki engellerin kaldırılması noktasındaki en önemli kurumsa, sanayimizin desteklenerek ve nitelikli yatırımların hayata geçirilmesi noktasında en kilit kurumlardan biri de Kalkınma Bankasıdır. Her ne kadar bir süre önce Kalkınma Bankası yeniden yapılandırılmış olsa da amaçlanan noktaya gelmesi çok gecikmiştir” diye konuştu.
Bahçıvan, Yatırım Taahhütlü Avans Kredi (YTAK) enstrümanının henüz çok yeni olduğunu, uygulamaya başladıkça değerlendirme yapmanın daha faydalı olacağını belirterek, ancak yatırımcıların uzun vadeli ve uygun koşullarda yatırım kredisine erişim sağlama, yüksek teknoloji yatırımları hızlandırma, cari denge ve fiyat istikrarına katkı verme gibi hedeflerin her birinin yatırımcı açısından çok anlamlı olduğunu dile getirdi. Bahçıvan, “Türkiye’nin ne yazık ki şu anki mevcut koşullarında, sanayicinin yatırım için uzun vadeli kredi bulabilme lüksü hemen hemen yok, hele TL olarak hiç yok. Bu nedenle 10 yıla dönük, fiyatı itibarıyla faiz koşullarından da daha ehven bir şekilde çıkarılmış olan bir kredi paketini, bir kere zaten takdir etmemek mümkün değil” ifadelerini kullandı. Bahçıvan, 2024’te enflasyonun Türkiye açısından en önemli sorun olmaya devam edeceğini belirtti. Bahçıvan, iç piyasada enfl asyona karşı en önemli silah olarak faizlerin görüldüğünü ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Faizlerin yüksek olması ve bu faizlerin yüksek seyri mutlaka ekonomik aktiviteyi ciddi ölçüde yavaşlatacak. Türkiye, son yıllarda ‘ne pahasına olursa olsun büyüme’ mottosundan, biraz daha ‘enflasyonu dizginlemeye’ dönük bir mottoya doğru en azından yılın ilk döneminde geçmek zorunda kalacak .”
Şirket satın almalarında unutulduk
Bahçıvan, “İhmal etmememiz gereken bir konu da Türkiye’nin son yıllarda ne yazık ki çok uzak kaldığı yabancı sermaye konusu. Şirket satın almalarında unutulduk resmen” yorumunu yaptı.
Şu anda sermaye piyasalarının halka arzlar üzerinden döndüğüne değinen Bahçıvan, şunları kaydetti: “Kuvvetle muhtemel gelecek yılın 2. yarısında, inşallah her şey yolunda giderse, bu tür yabancı sermaye hareketlerini farklı farklı sektörlerde görebileceğimizi düşünüyorum. Bu hareketlilik sadece Körfez ülkelerinden de olmayacaktır. Japonya birçok sektörde Türkiye’ye yatırım yaptı. Hintliler geliyor. Sadece Körfez’e takılıp kalmayalım, Uzak Doğu’dan, gerek Asya’dan gerek Avrupa’dan, Amerika’dan yabancı sermaye akışı konusunda bir hareketlilik olacağını düşünüyorum.”
İstikrarlı bir kurun en kıymetli kur olduğunu ifade eden Bahçıvan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ümit ediyorum ki 2024, inşallah bir terslik olmazsa, kur açısından da son 5 yılın en rahat ve huzurlu dönemi olacak. Kurun daha fazla artmasını bir gereklilik olarak gören kesim, bu kurun s on 5 yılda nereden nereye geldiğine bakmasında fayda var.”
Bankalar bankacı olduklarını hatırladı
Bahçıvan, iç piyasa tarafında ticari krediyi erişimden ziyade ticari kredi maliyetini kaldırabilme sorunu olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burada finansa erişmek midir esas, yoksa o maliyeti karşılamak mıdır? Finansmana erişim, geçtiğimiz dönemde fi yattan daha ziyade bir yokluk boyutundaydı. Özel bankalar tamamıyla piyasadan yok olmuşlardı, çekilmişlerdi. Şimdi özel bankaların son 2 aydır tekrar finans dünyasında, varlıklarını hatırladıklarını görüyoruz. Tekrar bankacılığı hatırladılar. Açıkça söylemeyelim ki ticari kredilerde en azından özel sektör bankalarında, son dönemlerin en pozitif noktasındayız. Kredi kanalının daha da açılacağını ümit ediyorum.”