CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Meclis grup toplantısında gündemle ilgili konuları değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları kaydetti:
“Altı lider birlikteyiz. Demokrasi için bir araya geldik. Ülkemize huzur gelsin diye bir araya geldik. Toplumda kaynaşma olsun ama kamplaşma olmasın diye bir araya geldik. Kadın-erkek ayrımı olmasın diye bir araya geldik, kucaklaştık. Geçmişin acılarını sarmaya çalıştık. Helalleşme dedik, kucaklaşma, adalet dedik. Dillendirmeye devam edeceğiz. Demokrasi kadar güzel bir şey yok. Demokrasilerde medya özgür olacak. Artık havuz medyası diye bir medya olmayacak. Saray tarafından beslenen bir medya olmayacak ama o medya özgürce bizi eleştirebilecek. Çünkü şuna inanıyoruz, bir politikacının alkıştan çok sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı vardır.
Her şeyi ben bilirim, her şeyi ben yaparım düşüncesi insanlığı felakete sürükler. Devleti bir adama teslim etmek o ülkeyi, devleti felakete sürükler. Geldiğimiz tablo budur. Bu tablodan Türkiye’yi çekip çıkarmak istiyoruz.
“Yolsuzluğun olmadığı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz”
Rüşvet alanlar var. Rüşvetçilerden, uyuşturucu baronlarından, uyuşturucu çetelerinden bu ülkeyi 2023 seçimlerinden sonra temizleyeceğiz. Yeni bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz. Altı ayrı partiyiz doğru ama aynı felsefeden hareket ediyoruz demokrasi konusunda. Neyi, nasıl yapacağız biliyoruz. Sadece liderler değil onların altında ekipler çalışıyor, güzel şeyler yapacağız.
Türkiye yeniden, eskiden olduğu gibi bütün mazlum milletlerin örnek aldığı bir Türkiye olacak. Türkiye’yi yöneten kişi asla para için kapı kapı dilenci gibi dolaşmayacak. Kendi gücümüzle, imkanımızla büyüyeceğiz ve kalkınacağız. Rüşvetin olmadığı, torpilin olmadığı, yolsuzluğun olmadığı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Eğer kul hakkına herkes saygı gösteriyorsa, ‘Kul hakkı yiyenleri iktidardan göndereceğiz ve yemeyen insanları dürüst ve namuslu insanları, adaletten yana olan insanları iktidara getireceğiz’ demelisiniz.
Terörün olmadığı bir ülke inşa edeceğiz. Masum çocuklarımız, kadınlar, kızlar hayatlarını kaybettiler. Türkiye’yi buradan çıkartacağız. Terörün sıfırlandığı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayacağız. Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesi olacak kısa sürede göreceksiniz. Nasıl Cumhuriyet’i ilan ettikten sonra bütün mazlum milletler Cumhuriyet’i inşa ettilerse demokrasiyi de inşa ettikten demokrasiyi de inşa ettikten sonra göreceksiniz bütün mazlum ülkeler Türkiye’yi örnek alacaklar. Biz yine bütün mazlum milletlere örnek olan bir ülke olmaya devam edeceğiz.
“Her harcamanın hesabını vereceğiz”
Allah nasip eder halkın oylarıyla iktidar olduğumuzda, halktan toplanan her kuruş verginin hesabını millete vermeyi şerefli ve onurlu bir görev olarak üstleneceğiz. Böyle kabul edeceğiz. Demokrasinin gelişmesinin temel sözcüğü, faktörü benden toplanan vergiler nereye harcandı diye sormaktır. Bu sorunun sorulmadığı yerde demokrasi gelişmez. Bizim iktidarımızda bu soru sorulmasa dahi her harcamanın hesabını vereceğiz.
“Hiçbir haksızlığı mazur görmeyeceğiz”
2023’ten başlayarak açtığımız yeni bir sayfayla bu coğrafyada asla ve asla hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu ülkenin hapishanelerinde haksız yere yatanlar var. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Mücella Yapıcı, Çiğdem Utku, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman haksız yere yatıyorlar. Adaleti savunmazsanız siyaset yapmanın mantığı yoktur. Haksızlık karşısında susan dilsiz Şeytan’sa hiçbir haksızlığı mazur görmeyeceğiz.
85 milyon yurttaşa sesleniyorum. Asla karamsarlığa kapılmayın. Bütün bu haksızlıkları görüyoruz. Asla karamsarlığa kapılmayacağız. Sandık geldiğinde gideceğiz ve biz zulüm iktidarına son vereceğiz. Az kaldı geliyor gelmekte olan.
Sinan Ateş cinayeti
Bu ülkenin başkentinde bir suikast gerçekleşti. Sinan Ateş. Genç bir babayı öldürdüler. Ülkücü hareketin en değerli isimlerinden birisiydi. Akademisyendi, milliyetçiydi, inançlıydı, Atatürkçüydü. İki kız çocuğunun babasıydı ve değerli bir eşi vardı. Bunu Ankara’nın göbeğinde katlettiler. Ailesi talep etti diye konu siyasallaşmasın diye sabırla susuyoruz. Babayla da eşiyle de konuştum. Sabırla sonucu bekliyoruz. Bize de bilgiler akıyor, çok şey biliyoruz. Bu işten ne kadar pis kokuların geldiğinin de farkındayız. Görevliler işini yapsın diye şimdilik sesimizi çıkarmıyoruz. Saraydan tık yok. Sarayın stepnesi ise sanki en değerli evlatlarından biri öldürülmemiş gibi tek kelime dahi etmiyor. Bu cinayeti görmezden gelemezler, CHP olarak izin vermeyeceğiz. Bay Kemal kafasına bir şeyi koyduysa mutlaka çözecektir.
“Adalet Bakanı da bu kumpasın içinde”
Yeni bir komplonun peşindeler. Birinci kumpas, Ekrem Bey birisine hakaret etmiş diye iddianame hazırlandı. Aslında söylenen YSK değil, açıkça söylendi zaten. Muhatabı bizim fotoroman dediğimiz kişi. Yani Süleyman. YSK, ‘Bize söylendi’ dedi. Arkasından dosya namuslu bir hakimin önüne gitti. Fakat bu hakimi değiştirdiler, Samsun’a sürdüler. Bu hakimin söylediği bazı şeyler var. Hukuk kökenli vekillerimiz Adalet Bakanlığı’na gidecekler. Samsun’a sürülen hakimin iddiaları konusunda soruşturma açılmasını istiyoruz. Soruşturma açılmazsa Adalet Bakanı da bu kumpasın içindedir. Gerçekleri bilmeye 85 milyonun hakkı var. ‘Biz İstinafı da ayarladık’ diye hakime kim söyledi? Sarayın sofrasına oturan hakimin kararına itibar edilmez. Bir hakim iradesini saraya ipotek etmişse ona hakim denilmez. Bu davada savcı duruşma salonunda olmadan hakim kararını açıklıyor. İddia makamı yok, kararını açıklayamaz. Cumhuriyet tarihinde bir ilk. Böyle bir rezalet yaşanmadı. Talimat gelmiş. Buradan bütün hakim ve savcılara sesleniyorum. Görevinizi anayasanın öngördüğü, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatinize göre yapıyorsanız saygım var ama saraydan talimat alıyorsanız bunun hesabını vereceksiniz. Ayarını bozduğunuz kantarın sizi de tartacağını unutmayacaksınız. İkinci kumpas, İBB’de teröristler ve iltisaklı kişiler çalışıyormuş. 9 Aralık 2021’de söylüyor sonra bu rakamı fotoroman söylüyor. Bu rakamı sonra 1668’e çıkarıyor. Bunun üzerine İBB yazı yazıyor. ‘Bize bildirin, gereğini yapalım’ diyorlar. Cevap vermiyorlar. Hem suçlayacaksın hem bildir deyince ‘bildirmiyorum’ diyeceksin. İtham ediyorsun, isimleri bildir diyorlar, bildirilmiyor. ‘Siz işlem yapın’ diyorlar. ‘Sonra yapacağım’ diyor.
Niçin güvenlik soruşturması yapamıyorlar? Çünkü AYM ilgili yasayı iptal etmiş. İptal edince böyle bir soruşturma olmaz.”