Barış ERKAYA
Finans piyasalarında yeterince uzun zamandır vakit geçiren biri için aslında tanıdık bir markadır Matriks. Özellikle de çoğumuzun bildiği ön yüzüyle Matriks Terminal. Fakat bugün, artık sadece bir veri dağıtım kuruluşu değil bir finansal teknoloji ve yazılım şirketi. 2021 yılının nisan ayındaki halka arzının üzerinden yaklaşık 1.5 yıl geçti. Bu dönemde 1.1 milyon yeni yatırımcı borsaya geldi. Yani finansal okuryazarlığa ihtiyacı had safhada yüzbinlerce yeni yatırımcı. Bu açıdan da Matriks kritik faydaları olan bir platform.
Biz de halka arza kadar geçen süreci ve bundan sonraki hedeflerini Matriks’in Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Cem Tutar ile konuştuk.
“Matriks Ağustos 2003’te kalabalık bir ekip tarafından kuruldu. Bu ekibin neredeyse hepsi çalışan olarak da firmada görev aldı. Kurucu ekibin halen de şirketin çeşitli bölümlerinde çalışan büyük bölümü şirket kurulmadan önce de aynı sektörde çalışıyordu” diyerek ekibin bir araya gelişini özetleyen Tutar, ilk günden beri hakim ortağı olmayan Matriks’in yönetim kurulu başkanlığını Reha Gülerman’ın yaptığını hatırlatıyor ve kuruluş öyküsünü şöyle anlatıyor:
“Bize ilk gün şunu diyebilirdi gönül rahatlığıyla: Şu kadar maaş teklif ediyorum, şöyle bir pozisyonda olacaksın, gelir misin? Bunu dese belki zaten birçoğumuz yine de gideceğiz. Ama hayır, ‘Biz burayı kurmak istiyoruz, gelin beraber kuralım. Siz de ortak olun. Ben şöyle bir hisse dağılımı hayal ettim. Kendini nasıl hissediyorsun’ gibi bir perspektifle geldi” diyor.
Çekirdeğin dışında yeni çekirdekler
Halka arza girilirken ise 19 ortağı bulunuyor. Bir kişi halka arz sırasında ayrılıyor. Onun dışında fire verilmiyor. Aslında bu birliktelik konusu yazılım alanında faaliyet gösteren bugünkü Türk finansal teknoloji şirketleri için de kritik bir mesele.
Özellikle pandemiyle birlikte artık global dev şirketlerin, özellikle de finansal teknoloji yazılımcılarının peşinde düştüğü bir dönem başladı. Türk şirketlerin misal 1000 TL teklif ettiği bir yazılımcıya global rakipler 2000 Euro, 3000 dolar teklif ediyor.
Üstelik de fiziksel göç şartı da koşmadan. Bu yüzden artık Bodrum, Marmaris, Çeşme gibi sahil şeritlerinde dövizle maaş alan binlerce yazılımcı yaşıyor. Bu süreci nasıl yönetebildikleri konusunu Tutar şöyle açıklıyor:
“Turnover elbette oldu. Ama genellikle henüz sadece 2-3 yıl kadar bizimle olan arkadaşlarımızda oldu. Çekirdek ekibin dışında yeni çekirdekler de oluşturmayı başardık. Bu da bizi çok daha dayanıklı kıldı. Burada önemli olan insanlarla aynı şeyin hayalini kuruyor musunuz?”
20 yıllık halka arz hayali
Aslında kuruluşundan halka arzına kadar geçen bir 20 yıl var neredeyse. Haliyle merak uyandırıyor neden bu kadar beklendiği konusunda. Matriks’in kuruluş hikayesinde halka arzın en başından beri olduğunu söylüyor Tutar: “En büyük hayalimiz kendi verimizi yayınlamaktı. Eskiden Matriks bir veri dağıtım kuruluşuydu. Şimdi bir finansal teknoloji şirketi. Evet, herkesin tanıdığı Matriks’in işlem platformları.
Fakat şu anda aktif olarak 25 aracı kurumda çalışan bir emir yönetim sistemi ürünümüz var. Örneğin son dönemde borsada yaşanan büyük fiyat hareketleri sırasında (VİOP tarafıyla bağlantılı yaşanan süreç) bazı aracı kurumlar süreçten fazlaca etkilendi. Bazıları ise etkilenmedi.
Etkilenmeyenler arasında bizim müşterilerimizin sayısı oldukça fazla. Çünkü bu tip durumlar için geliştirdiğimiz risk yönetim ürünleri, stop yapıları, anında müdahale eden otomatik sistemlerimiz var. Örneğin 2005 itibariyle mobil uygulamalar da geliştirmeye başladık. Bunları sadece finansal sektöre yönelik geliştirmedik, seyahat uygulaması da geliştirdik, online eğitim ve marka sadakat programı uygulamaları da geliştirdik.
Yapay zeka, sanal ve artırılmış gerçeklik, AR-GE faaliyetleri gibi bir çok alanda yatırımlar yaptık. Emir yönetim altyapılarına ciddi yatırımlar yaptık. Halka arzla ilgili konuya geri dönersek, bu süreci uzun süredir değerlendiriyorduk. Teklifler de alıyorduk. Sonra belli bir olgunluğa ulaştı. Çok hazır olduğumuz için çok da hızlı oldu.”.
Herkesin bir start-up olarak hikayesini bildiği bir şirket, gelişti, büyüdü ve Türkiye’de finansal teknoloji alanında bağımsız bir şirket olarak ilk kez halka açıldı.
“İş ortaklarımızla birlikte büyümeyi hedefliyoruz”
Peki bundan sonrasında Matriks için ne hayal ediyor ekip? Yani sırada ne var?
Tutar yakın vadedeki planlarını şöyle açıklıyor: “Önümüzdeki dönemde Türkiye’deki girişimlerin yurt dışında başarılı olabilmesi için birlikte iş yapmayı öğrenmesi gerekiyor. Biz Matriks olarak doğrudan uzman olmadığımız bir alanda alanının uzmanı olan iş ortaklarımızla birlikte büyümek istiyoruz.
Örneğin web ürünümüz, şu anda dışarıdan başka yazılımcıların geliştirdikleri ürünleri müşterilere sunabilecekleri şekilde geliştirildi. Dışarıdan yazılımcılar, bizim ürünümüz içerisinde bizim sağladığımız kütüphaneleri de kullanarak kendi widget’ını yaratıp bizim marketimizde yayınlayabilecekler. Kullanıcılarımıza da kendi ürünümüzün içinde kendimizle rekabet eden başka ürünler sağlayacağız.”
Bunların yanı sıra sermaye piyasasının değerli markaları için white label çözümler de ürettiklerini hatırlatan Tutar, aracı kurumların müşterilerine kendi markaları ile sunduğu yazılımların birçoğunu Matriks’in geliştirdiğini söylüyor
Kripto ürünü geliştiriyor
Tutar’a, geçtiğimiz günlerde KAP’a yaptıkları bildirimi soruyoruz: Matriks kripto para alanında altyapı geliştirmeye başladı.
“Başladık. Güçlü bir altyapı geliyor. Sadece bir altyapı değil aynı zamanda onu çevreleyen analiz ürünleri de geliştirmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de yıllardır görüştüğümüz bütün kripto para ekosistemiyle de iletişimimizi sürdürmeye gayret ediyoruz.
Çünkü beraber hareket etme konusunda merkeziyetsiz bir yapıda hiç kimsenin merkez olmaya çalışmaması, ancak değerli bir node haline gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu anlamda geleneksel sermaye piyasası ve kripto para sektörü arasında bir köprü ve hızlandırıcı rolümüz olacağına inanıyoruz.
Bizim burada yapmaya çalıştığımız şey, olası bir yasal altyapı sonrası Türkiye’nin geleneksel sermaye piyasasının ihtiyaç duyabileceği platform, bağlantı ve altyapılara yönelik teknolojilerin geliştiriliyor olması” diyor.
HFT Risk yönetimi yazılımı geliyor
HFT (Yani High Frequency Trade) dediğimiz algoritmik ürün piyasasından ne kadar hızlı olduğunuzun bir önemi yok. Mesele en hızlı olup olmadığınız. Ama diğer yandan artık bu hız yarışı hardwarelerin sınırına da geldi dayandı. Dolayısıyla bir yerden sonra en hızlı olmak değil, çok hızlı ve akıllı olmak önem kazanıyor.
Şu anda elimizde hem bir HFT ürünü hem de OMS altyapımız var. OMS kurumların işlem ve riskini yönetiyor. HFT ise emir iletimini çok hızlı şekilde yapıyor. Bu ürünlerin birlikte çalışması sektörümüz için birçok yeni olasılığı hayata geçirecektir.