ŞEBNEM TURHAN
Türkiye piyasalarında 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasıyla başlayan çalkantının etkileri daha atlatılamamışken şimdi de ABD Başkanı Trump’ın başlattığı tarife savaşlarının sarsıntısı yaşanıyor. TL varlıklar küresel piyasalara paralel negatif bir güne uyanırken üst üste gelen haberlerin etkisiyle oldukça dalgalı bir gün geçirdi. Borsada kayıplar Türkiye Varlık Fonu destekli alım yapan Ziraat Yatırım’ın katkısıyla da engellenirken, Trump’ın Çin hariç vergileri 90 gün erteleyeceğine yönelik haberle küresel piyasalar gibi pozitife dönen BİS100 endeksi haberin yalanlanmasıyla günü yüzde 0,29 yükselişle yatay kapattı. Türkiye’nin 5 yıllık iflas risk primi CDS 377 baz puana yani 1.5 yılın zirvesine yükseldi. Gösterge tahvil faizlerinde artış yaşanan dün, dolar/TL 38 seviyesinde kaldı, Euro/TL de 42 seviyesine yaklaştı. Uzmanlar Merkez Bankası’nın döviz piyasasında dün yine etkin olduğunu dile getirdi.
HABER AKIŞIYLA BORSANIN BAŞI DÖNDÜ
TL varlıklarda satış baskısı 19 Mart’tan bu yana kamunun, regülatörlerin ve Merkez Bankası’nın aldığı önlemlere rağmen devam ediyor. Bayram tatili sonrasındaki düşük hacimli işlemlerde de kayıplar devam etti yeni haftaya ise Trump’ın tarifelerine gelen karşılıklarla küresel piyasalardaki sert düşüşlerin etkisiyle girildi. Borsa İstanbul BİST100 endeksi güne yüzde 2,8 düşüşle başladı tüm endeksler kayıpla yeni haftaya merhaba derken bankacılık endeksindeki sert satışlar dikkat çekti. Piyasa uzmanlarının verdiği bilgiye göre dün en büyük satıcı Bank of America, onu karşılayan kurum Ziraat Yatırım oldu. Saat 17’den sonra ise önce Avrupa Birliği’nden gelen ılımlı tavır, ardından yalanlanan Trump’ın vergilere erteleme getirdiği haberiyle hızlanan alımlarla BİST100 endeksi pozitife döndü. Ertelemenin yalanlanması tekrar sarsıntı yarattı, BİST100 günü yüzde 0,29 yükselişle 9.407,17puandan, bankacılık endeksi ise yatay kapattı. BİST100 endeksinde kaybı BİM ve THY’nin pozitif seyri engelledi. THY de 9 milyar lira büyüklüğünde bir geri alım programı açıkladı.
EN HIZLI RİSK PRİMİ YÜKSELİŞİ TÜRKİYE’DE
Euro/dolar paritesinin yükselmesine ve doların küresel olarak zayıflamasına rağmen hem dolar hem Euro, TL karşısında yatay kaldı. Dolar/TL’nin 38 seviyesinin üzerine çok çıkmasına izin verilmezken son 7 günde dolar/TL yüzde 0,14, Euro/TL yüzde 1,36 yükseldi. Euro/TL dün gün içinde 42’nin üzerine çıktı. Türkiye’nin 5 yıllık iflas risk primi CDS’leri mart ortasında sarsıntı yaşanmadan önce 255 baz puan seviyelerinde bulunuyordu. 19 Mart’ın ardından yukarı yönlü hareketlenme oldu bu tarife tartışmalarının da etkisinde olan gelişmekte olan ülkelerin de CDS’lerini olumsuz etkiledi. Mart ortasından bu yana gelişmekte olan ülkelerin CDS’lerini gösteren Markit Gelişmekte Olan Ülkeler CDS endeksi mart ortasındaki 160 baz puandan 212 baz puana yükseldi. Türkiye’nin CDS’leri ise 19 Mart sonrası 255 baz puandan 320 baz puana yükseldi sınırlı geri çekilme yaşandıktan sonra dün ticaret savaşı kaygılarıyla 377 baz puana kadar çıktı.
BİR AYDA İHALEDEKİ FAİZ 10 PUANDAN FAZLA YÜKSELDİ
Türkiye’nin gösterge tahvil faizlerinde yükseliş ise yeni haftada da devam etti. 2 yıllık gösterge tahvil faizi dün yüzde 2,67 yükselişle yüzde 47,36’ye çıktı, 5 yıllık gösterge tahvil faizi de yüzde 3 yükselerek yüzde 39,51’e ulaştı. 10 yıllık gösterge tahvil faizinde yüzde 2,13’lük yükselişle yüzde 33,08 seviyesi görüldü. Hazine ve Maliye Bakanlığı dün 2 yıl vadeli tahvilin yeniden ihracı için ihale düzenledi. İhale öncesi rekabetçi olmayan tekliflere 45.5 milyar lira satış yapılırken bu satışın 34 milyar lirası kamuya, 11.5 milyar lirası piyasa yapıcılarına gerçekleşti. Piyasa yapıcı bankaların net teklif tutarı ise 20 milyar 502 milyon TL oldu. Mart ayındaki ihalede ROT teklifleri iki katındaydı. İhaleye ise martta teklif 78.3 milyar lira iken dün 31.3 milyar lira teklif ge ldi. İhalede 17 milyar 82 milyon lira satış yapıldı, toplam ROT ile birlikte satış 62.6 milyar lira oldu. Geçen ayki ihalede yüzde 37,28 olan ortalama bileşik faiz ise dünkü ihalede yüzde 47,36’ya yükseldi. İhalede gerçekleşen faizde bir ayda 10 puanı aşan yükseliş yaşandı.
■ Yabancıdan tahvil ve hissede son yılların en sert satışı
Merkez Bankası haftalık menkul kıymet istatistikleri 28 Mart haftasında yabancı yatırımcıların hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetlerinde son yılların en sert satışına imza attıklarını ortaya koydu. Eylül 2020’den bu yana Merkez Bankası verilerine göre 28 Mart haftasında hisse senedinde yabancının net satışı 651.88 milyon dolar, tahvilde ise 2 milyar 388 milyon dolar oldu. Böylece 3 milyar 40 milyon dolar ile hisse ve tahvilde net çıkış rekor kırdı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanmasıyla yabancı yatırımcı TL varlıklardan çıkışını hızlandırdı. Yabancı yatırımcıların 21 Mart haftasında yüzde 10,03 olan toplam tahvil stokundaki payı 1.5 puan birden gerileyerek yüzde 8,56(ya indi. Böylece tahvil stokunda yabancı payı Eylül 2024’teki seviyesine geriledi. 19 Mart sonrası tahvilde yabancının net çıkışı 2.8 milyar doları, hissede ise 1 milyar doları aştı. Toplam iki haftada yabancının satışları 3.9 milyar doları aşarak 4 milyar dolara dayandı. Öte yandan Merkez Bankası haftalık verilerine göre yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 28 Mart ile biten haftada parite etkisinden arındırılmış olarak geriledi. Verilere göre toplam yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı parite etkisinden arındırılmış olarak 383 milyon dolar azalırken gerçek kişilerin döviz mevduatı parite etkisinden arındırılmış olarak 338 milyon dolar arttı, tüzel kişilerin döviz mevduatı parite etkisinden arındırılmış 721 milyon dolar geriledi. Bu arada Merkez Bankası toplam rezervleri, 28 Mart haftasında bir önceki haftaya göre 6 milyar 603 milyon dolar azalışla 156 milyar 511 milyon dolara geriledi.
■ İlk Fed toplantısına kadar dalgalanma sürecek
¦ İlk Fed Perform Portföy Fon Yöneticisi Altan Aydın, Trump’ın başkan adaylığından bu yana bilinen, kısmen de olsa – özellikle enflasyon ve vergi indirimleri beklentisiyle fiyatlanan – gelişmelerin şu anda negatif taraflarının fiyatlandığı bir dönemde olduğunu belirtti. Aydın, “Açıklanan tarifeler eğer diğer ülkelerden karşılık gelir ve ABD de geri adım atmazsa, dünya ekonomisi için ciddi kırılım riski barındıran bir ortam yarattı. Bu koşullarda piyasaların bu şekilde tepki vermesi normal, önemli olan bu saatten sonra yaşanacakları kestirebilmek ve bence Trump bu konuyu bir pazarlık aracı olarak kullanacak ve uzun süre devam ettirecek, bu da piyasalarda dalgalanmanın devamı demek aslında. Fakat böyle bir ortamda Fed’in faiz indirimlerini hızlandıracağını unutmamak gerekir. 3-6 ay vadede yaşanacaklar, 2-5 sene içinde yaşanabilecek olanları gölgeleyebilir. Şunu demek istiyorum, bence ilk Fed toplantısına kadar dalgalanma sürecek, ardından faiz indirimini görecek olan piyasalar biraz rahatlayacak ama burada artık ABD ticaret savaşının daha da kızışabileceğini düşünmemiz gerekir” dedi.
İÇ DİNAMİKLER DESTEKLEMİYOR
Türkiye’ye yansımalarının nette olumlu olacağını dile getiren Aydın, şunları söyledi: “Fakat bunun da 3-4 ayrı faktörden etkilenebildiğini unutmamak gerekiyor. Yani üretim ve dış ticaret anlamında bir yandan olumlu beklentilerim olsa da özellille AB’deki olası yavaşlamanın negatif etkilerini de hissedeceğiz. Bu açıdan ticaret ortaklarımızın değiştiği bir döneme girebiliriz. Türkiye’nin jeopolitik konumu, bu ortamda her zaman elinde biz koz olarak kalacak ve avantaj sağlayacak. Bu yüzden göreceli olarak Türkiye’nin fayda sağlayacağını düşünüyorum ama piyasa fiyatlamaları açısından iç dinamiklerin de bu durumu desteklemesi gerekir ki şu anda pek desteklemiyor.”
■ Türkiye en az etkilenen ekonomilerden olabilir
Allbatross Portföy Fon Yöneticisi Gökhan Uskuay, ABD Başkanı Trump’ın, ABD’nin geçmişte yaptığı ticaret anlaşmalarının ABD imalatını ve istihdamını olumsuz yönde etkilediğini düşünerek bunu tersine çevirmek içinde dış ticaret açığı olan ülkelere yüksek vergiler uyguladığını hatırlattı. Uskuay, şunları söyledi: “İlk etapta en fazla dış ticaret açığı olduğu Meksika ve Kanada ile ardından Çin’le tarifeleri yükselttikten sonra geçen hafta tüm ülkelere yönelik tarifeler artırıldı. 9 Nisan’da tarifelerin yürürlüğe girmesi ile birlikte dünya ticaretinde önemli değişiklikler olacaktır. Dünyanın en büyük markalarının batılı, üretim merkezlerinin ise doğuda olması tüm dünya dinamiklerini sarstı. Doğunun büyümesi düşecekken, Avrupalı şirketlerin karlılıkları da düşecektir. Batılı şirketlerin gümrük vergilerinin belirli bir kısmını fiyatlara yansıtması global bir enflasyonist baskıyı beraberinde getirecektir. Stagflasyon endişeleri artarken, G-7 Merkez Bankalarının faiz indirimi silahını kullanması beklenebilir.”
Türkiye’nin ihracatının yüzde 41,5’ini AB’ye yaptığını söyleyen Uskuay, “Tarife endişeleri ile Euro’nun dolar karşısında yılbaşından bu yana yüzde 7 değer kazanması ihracatçımız için bir tampon görevi gösterecektir. Türkiye'nin coğrafi olarak yüzde 10 gümrük vergisi ile en düşük vergi diliminde olması gelecek dönemde AB ve Çin’den üretimin belli bir kısmının Türkiye’ye kaymasını sağlayabilir. En fazla Asya ve Amerika kıtası için olumsuz etkilenecekken, Türkiye’nin en az etkilenen ekonomilerden olması olasıdır” dedi.