Yapay zeka hayatın her alanındaki ağırlığını gitgide artırıyor ve kuruluşları değişime zorluyor. Bu yüzden, tüm sektörlerde üretim süreçlerinin daha hızlı, daha verimli ve daha yenilikçi hale gelmesi için yeni yaklaşımlar aranıyor. Türkiye’nin zorlaşan yeni küresel rekabet ortamında gücünü artırması için, üretken yapay zeka (Generative AI) alanındaki çalışmalara odaklanması gerekiyor. Kamunun ve özel sektörün teknolojik yeniliklere ve mühendislik becerilerine dayalı ürünlere yönelmesi, altyapı, eğitim ve politika düzeyinde hazırlıklar yapması büyük önem arz ediyor.
Dijitalleşen dünyada uzun vadeli ve sürdürülebilir bir sanayi stratejisi oluşturmak için, öncelikli olarak eğitim ve insan kaynağına yatırım yapılması gerekiyor. Bu doğrultuda, en kısa sürede dijitalleşme ve teknolojiye uyum sağlayacak teknik eğitim ve mesleki yeterlilik programları oluşturulmasına ihtiyaç var.
Teknolojik gelişmeler ve yapay zekanın işgücü üzerindeki muhtemel etkileri çalışanların gelecek hakkında kaygı duymalarına da neden oluyor. GYİAD’ın (Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği) Konda Araştırma ile birlikte gerçekleştirdiği “Dijitalleşen Dünyada Nitelikli Aranan Eleman Fırsatı”başlıklı araştırma bu kaygıyı açıkça ortaya koyuyor. Yapılan görüşmelerde öğrencilerin gelecek algılarında, işgücünün teknolojinin yıkıcı etkileri olacağı düşüncesinin ön planda olduğu görülüyor. Mavi yakalı çalışanların hayatının zorlaşacağı, manuel işgücünün teknolojik gelişmeler karşısında geri planda kalacağı ve bir kısım çalışanın işsiz kalacağı öğrencilerin gelecek öngörüleri arasında yer alıyor.
"Yapay zeka üretimde yeni bir norm haline geliyor”
Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİAD) Dijital Çalışma Grubu Eş Başkanı ve Prodigma Kurucu Ortağı Ali Oğuz geleneksel üretim modellerinin yerini daha akıllı ve esnek sistemlere bıraktığına ve yapay zekanın üretimde yaratacağı büyük dönüşüme dikkat çekerek „Yapay zeka, artık yalnızca bir yenilik olmaktan çıktı, üretimde yeni bir norm haline geliyor” yorumunu yapıyor.
Yapay zeka üretimde neleri değiştirecek?
Son endüstri devrimleriyle ile başlayan dijital dönüşüm, artık yalnızca üretim verimliliğini artırmakla kalmayıp; aynı zamanda, tasarımdan planlamaya tedarikten lojistiğe kadar üretim süreçlerinin her aşamasında radikal değişimlere öncülük ediyor. Yapay zekanın üretimdeki rolü genişledikçe, üretim şirketleri daha akıllı, esnek ve sürdürülebilir sistemler geliştirerek rekabet avantajı elde edebiliyorlar.
Yapay zeka destekli sistemler, üretimde hem operasyonel süreçleri hem de karar alma mekanizmalarını hızla dönüştürebiliyor. Veri analitiği, makine öğrenimi ve derin öğrenme algoritmaları sayesinde fabrikalar daha az atık üreten, enerji verimliliğini artıran ve bakım süreçlerini optimize eden yapılar haline gelirken, makine öğrenimi ile donatılmış tahmine dayalı bakım sistemleri, ekipman arızalarını %40 oranında azaltarak üretim sürekliliğini sağlayabiliyor.
Yapay zekanın ekonomik etkisi ne olacak?
McKinsey Global Institute ve Fujitsu’nun araştırmalarına göre, yapay zekanın küresel ekonomiye 2030 yılına kadar 13 Trilyon Dolar katkı sağlaması öngörülürken, üretim sektöründeki kullanım her yıl ortalama %15 oranında artış gösteriyor. Tabii bu artışın 2030’a kadar küresel GSYİH’ye en az 4 trilyon dolar ek katkı sağlamasını öngörebiliriz. Yapay zeka teknolojilerinin üretim sektöründeki benimsenme oranı ülkeden ülkeye değişiklik gösterebiliyor. Örneğin, Çin’deki yapay zeka kullanımının 2030’a kadar ülkenin GSYİH’sına 2.5 trilyon dolar katkı sağlaması bekleniyor. ABD ve Avrupa Birliğindeki bazı ülkeler de benzer şekilde yatırımlarını artırarak sanayi sektörlerinde dönüşüm yaratıyor.
Yapay zeka çözümlerini başarıyla kullanmak için ne gerekiyor?
Deloitte ve PwC‘nin araştırmalarına göre, dijitalleşme seviyeleri yüksek olan şirketler yapay zeka çözümlerini daha başarılı bir şekilde uyguluyor ve dijitalleşme seviyeleri yüksek olan şirketlerin %69‘u üretim süreçlerinde yapay zeka kullanırken, bu oran dijitalleşme seviyeleri düşük şirketlerde %10‘lara kadar düşüyor.
Üretimde yapay zekanın rolü ne olacak?
Endüstriyel anlamda Eklemeli Üretim (Additive Manufacturing) geleneksel üretim yöntemlerine kıyasla daha az malzeme israfı yaratarak, sürdürülebilir üretim süreçlerini destekleyen ve her geçen yıl savunma ,havacılık, tüketici- ürünleri ,otomotiv, sağlık , enerji başta olmak üzere üretimin ve tasarımın dahil olduğu her sektörde kullanımı artan bir dijital üretim seçeneği haline gelmiş durumda.
Yapay zekanın bu özel üretim seçeneğine dahil olmasıyla birlikte süreçler optimize edilerek daha hassas ve hatasız üretim yapılırken , entegre kalite kontrol sistemleri, üretim hatalarını %30 oranında azaltarak verimliliği artırıyor.
Dijital üretimin katkısı ne oluyor?
Dijital üretim geleneksel yöntemlere kıyasla, kullanıcılarına daha hızlı, esnek ve güvenli üretim süreçleri sunan bir yapı oluşturuyor. Kullanıcıların projelerini dijital ortamda yükleyerek anında fiyat teklifi almaları mümkün. Üretilecek parçanın kullanım amacına göre malzeme seçmek, doluluk oranı ve katman kalınlığı gibi detayları belirlemek de sürecin bir parçası. Böylece üretim, en verimli ve hızlı şekilde başlatılabiliyor. Aynı zamanda dijital üretim platformları, tedarik zinciri yönetimi ve lojistik süreçlerde ciddi avantajlar sağlıyor. Dijital üretim ve yapay zeka destekli optimizasyon teknikleri sayesinde geleneksel üretimde sıkça karşılaşılan uzun teslimat süreleri, stok fazlalıkları veya eksiklikleri gibi problemler büyük ölçüde ortadan kalkıyor. Bu gelişmelerle birlikte yapay zeka destekli dijital üretim teknolojileri, yalnızca büyük sanayi kuruluşları için değil, her ölçekten üretici için erişilebilir hale gelmekte. Önümüzdeki yıllarda, üreticilerin bu sistemlere daha fazla yatırım yapması bekleniyor.
Dönüşüm ne getirecek?
Bu dönüşüm, yalnızca üretim süreçlerini akıllı hale getirmekle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda daha esnek, sürdürülebilir ve yüksek katma değerli üretim modellerinin yaygınlaşmasına da katkı sağlıyor. Geleneksel üretim modelleri yerini giderek daha akıllı ve esnek sistemlere bırakıyor. Bu dönüşüm rekabet avantajı sağlamak isteyen üreticiler için bir gereklilik haline geliyor. Önümüzdeki dönemde yapay zekanın üretimdeki rolü daha da güçlenecek ve bu teknolojileri benimseyen şirketler, endüstrinin geleceğini şekillendiren aktörler arasında yer alacak. Kısacası yapay zeka, artık yalnızca bir yenilik olmaktan çıktı, üretimde yeni bir norm haline geliyor diyebiliriz.