MURAT KÜÇÜK
Üretimde makineleşmenin son halkası olarak kabul edilen ‘Endüstri 4.0’ ya da bir başka ifade ile 4. Sanayi Devrimi, bugün birçok sektörü yeniden biçimlendiriyor. Verimli, hızlı, ucuz, kaynakları ve çevreyi koruyan bu üretim modeli ile hata payı neredeyse sıfıra düştüğü gibi insana duyulan ihtiyaç da giderek azalıyor. Endüstri 4.0 ve otomasyon; başta imalat sanayisi olmak üzere otomotiv ve makine gibi yüksek standartlara tabi sektörlerde tercih edilirliğini artırıyor. Karanlık fabrika olarak da nitelendirilen bu insansız devasa üretim sahalarında, nesnelerin interneti ile otonom robotlar ve üretim hatları birbirine bağlanarak 365 gün boyunca kesintisiz üretim yapılabiliyor. Robotik üretimin giderek yükseldiği bir diğer alan da insan için tehlikeli olarak addedilen iş kolları. Gelişmiş ülkelerde, özellikle kimya, gemi inşa, demir çelik ve petrol gibi sanayilerde endüstri 4.0 etkisinin daha da arttığı gözlemleniyor.
Türkiye’deki faal endüstriyel robot sayısı 26 bin 413’e ulaştı
Uluslararası Robotik Federasyonu (IFR) verilerine göre; Türkiye’de geçen yıl kurulan yeni robot sayısı bir önceki yıla göre yüzde 15 artarak 4 bin 429’a yükseldi.
Faaliyette olan endüstriyel robot sayısı ise 2023 yılında, 2022’ye göre yüzde 16 artarak 26 bin 413’e ulaştı. Türkiye, dünya genelinde en yüksek robot stokuna sahip 16’ncı ülke olurken robot yoğunluğu, imalat sanayisinde 10 bin çalışan başına 43 robot ile hala oldukça düşük bir seviyede bulunuyor. Uluslararası Robotik Federasyonu (IFR) verilerine göre; dünya genelinde 2022’de 3 milyon 904 bin olan faaliyetteki endüstriyel robot sayısı 2023 yılında 4 milyon 282 bine yükseldi. Bugün başta Türkiye olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde endüstri 4.0’a dönüşümünün arzu edilen hız ve seviyede olmadığı görülüyor. Bu durumun birinci nedeni; endüstri 4.0 dönüşümünün yüksek maliyetli olması ve bu ülkelerde finansal kaynaklara erişimin yetersizliği. İkinci neden ise gelişmekte olan ülkelerde, işçilik maliyetlerinin hala endüstri 4.0 ve otomasyon yatırım maliyetlerine göre çok daha düşük olması. Tüm bu gerekçelere rağmen endüstri 4.0, üretim ekonomileri için bir zorunluluk. Rekabette öne çıkmak ve mevcut pazarları koruyabilmek, sanayinin endüstri 4.0’a entegrasyonundan geçiyor.