SADİ ÖZDEMİR
Dünyanın en büyük tüketim pazarı ABD’nin attığı yeni adımlar, küresel ekonomi düzeninde büyük dönüşümün yaşanacağını gösteriyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk başkanlık döneminde Çin ile başlattığı ticaret savaşlarının ‘tarife depremiyle’ başka bir aşamaya geçmiş olması bütün ülkelerin dış ticaretini etkilemeye başladı. Başkan Trump’ın, 2 Nisan’da ilan ettiği yeni gümrük tarifelerinin uygulamasını Çin hariç 90 gün ertelemesi ise Türkiye gibi müttefik ülkeler için ABD ile ‘yapıcı müzakere’ fırsatı sağlıyor. Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve beraberindeki heyetin, Mayıs ayı içinde Washington’da iki ülke arasında yeni ticaret düzenini ve fırsatları görüşeceği açıklandı. Türkiye’ye uygulanacak yüzde 10’luk yeni (ek) tarifenin, tekstil ve hazır giyim başta olmak üzere sanayi sektörlerimizin tamamı için ‘rakiplere göre’ fırsatlar sağlayacağı anlaşılıyor. Ancak son yıllarda maliyet, enflasyon ve kur ekseninde sanayi aleyhine yaşanan gelişmelerle rekabet gücümüz zayıfladı. Bu nedenle yeni destek mekanizmaları geliştirilmesi de şart. ABD yönetimiyle farklı nedenlerle ötelenen ‘ekonomide stratejik ortaklık’ sağlayacak başarılı bir müzakere süreci yürütülmesi gerekiyor.
ABD KRİTİK PAZARIMIZ, TARİFELERE ODAKLANDIK
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, “ABD, Türk tekstil sektörü için çok kritik bir pazar. 2 Nisan’da açıklanan yeni gümrük tarifeleri, ABD pazarında en büyük rakiplerimiz olan Uzakdoğu Asya ülkelerini, Türkiye’ye kıyasla daha olumsuz etkileyecek. Türkiye’ye sadece yüzde 10’luk ilave gümrük vergisi uygulanırken, Çin ve Vietnam gibi ülkeler, ABD pazarında bizden 4-5 kat daha yüksek gümrük vergisiyle karşı karşıya. Bu durumda, Türk tekstil ürünlerinin maliyetleri, rakiplerinden ayrışarak daha rekabetçi hale geliyor” dedi. Başkan Öksüz, ABD’nin tekstil ithalatında, Türkiye’nin 8. sırada yer aldığını ve 2024 yılında en fazla tekstil ihracatı gerçekleştirdiğimiz ülkeler arasında ABD’nin 2. sırada olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu: “Türkiye, ABD’nin tekstil ithalatından yüzde 2,8 pay alabiliyor. ABD’nin tekstil ithalatında önde gelen ülkeler Çin, Hindistan, Pakistan, Vietnam ve Güney Kore. Yeni tarifelerin etkileri ne olacak henüz tam belli değil çünkü ABD yönetimi, tarifeleri pazarlık unsuru olarak görüyor ve bu konuda güncellemeler yapabilir. Türk tekstil ve hazır giyim sektörü, dünyanın 5. büyük tedarikçisi olarak ABD pazarında önemli yere sahip. Sektörümüz açısından iki ülkenin birbiriyle rekabet eden değil tamamlayıcı olması da büyük fırsatlar yaratıyor. Bu nedenle, ABD pazarında kalıcı şekilde pazar payımızı artırmak, kritik öneme sahip. İTHİB olarak önceliğimiz, Ticaret Bakanlığı öncülüğünde ABD ile tercihli ticaret anlaşmalarının yeniden başlatılması. Bu tür anlaşmalar, tarifelerin etkisini azaltır, ABD pazarındaki rekabet gücümüzü artırır. Üretim maliyetlerimizin kontrol altında tutulması için de içeride çeşitli politikalara ihtiyacımız var. Özellikle işçilik maliyetlerimizdeki artışı fiyatlara yansıtamıyoruz. Döviz kurlarındaki hareketlilik, maliyet baskısını hafifletici faktör olabilir. Bunun yanı sıra, tabii ki sektörde verimlilik artışı da sağlanmalı, ürün kalitesi yükseltilmeli ve alternatif pazarlara yönelme stratejileri geliştirilmeli. Uzakdoğu ülkelerinin ABD’ye ihracat yapamayacak olmaları nedeniyle, rotayı Türkiye’ye çevirmeleri de üretim kapasitelerimizi ve istihdamı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, üretimin ve istihdamın korunması için yeni desteklere ve önlemlere ihtiyaç var.”
TRUMP’IN VERGİSİ, FIRSAT KAPISINI ARALADI
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay, “Temel konumuz; Trump’ın bu vergileri neden koyduğunu anlamak olmalı. 1,2 trilyon dolarlık dış ticaret açığı var ve bu açık 14 Asya ülkesinden geliyor. 79 milyar dolar olan ABD hazır giyim ithalatının 59,4 milyar doları da bu 14 ülkeden yapılıyor. Trump bu ülkelere yüksek tarifeler getirdi” dedi. Çin ile yaşanacak problemlerin, küresel ticaret için pandemi döneminden daha büyük sıkıntılara yol açacağını söyleyen Başkan Narbay şöyle konuştu: “İspanya’da 2022’de düzenlenen NATO konvansiyonunda Çin ilk kez ‘izlenmesi gereken tehdit’ olarak belgelere girmişti. Çin’in ekonomisini siyasi kaldıraç olarak kullanacağından bahsedilmişti. Bu gümrük vergilerinin altında sadece ‘dış ticaret açığı’ meselesi yok. CIA de ‘10 yıl içinde Çin savaşmazsak bir daha kazanamayacak konuma düşeriz’ şeklinde raporlar vermişti. ABD’nin uygulayacağı bu yüksek tarifelerin Çin özelinde kalıcı olacağı anlaşılıyor. ABD, Avrupa’ya da 235 milyar dolarlık dış ticaret açığı veriyor ve onları da zorluyor ama bunun daha çok AB’nin, Çin’e mesafe koymasını sağlamayı amaçladığını düşünüyorum. Türkiye içinse hem fırsatların hem tehditlerin olduğu bir döneme girdik. Trump’ın sektörümüz özelinde Çin’i zorladığı rakam 16,5 milyar dolarlık Çin’den ithalat ama Vietnam’ın 15 milyar dolar dolarlık satışı da dolaylı olarak Çin malı. Bu nedenle hazır giyimde 31 milyar dolarlık ithalatın trafiği değişecek. ABD’nin yaptığı hazır giyim ithalatının 27 milyar dolarlık bölümü de diğer 12 Uzakdoğu ülkesinden. 12 milyar doları ise orta ve Güney Amerika’dan, Afrika ile Arap yarımadasından da 4,5 milyar dolarlık ithalatı var. Türkiye’den 1 milyar doların altında ithalat yapılıyor. Dünyada hazır giyimde toplamda 168 milyar dolarlık ihracat var. Türkiye tekstil artı hazır giyim dikey entegrasyonu ile dünyada çok özel bir konuma ve avantaja sahip. Kimseye bağımlı değiliz. Bu nedenle Mısır gibi küçük üreticilere göre ABD pazarı için tedarik fırsatlarına daha yakınız.”
Maliyet sorununa çözüm bulmalıyız
TGSD Başkanı Toygar Narbay, sektörün maliyet fiyat ilişkisine dair sorunlarını ve çözüm önerisini de şöyle anlattı: “Dezavantajımız son iki yılda maliyetlerimizde dolar bazında reel olarak yüzde 27 artmış olmasıdır. İşçilik, enerji ve finansman maliyetleri çok yükseldi. Asgari ücretteki artışı yüzde 249, politika faizine göre finansman maliyetimiz yüzde 258 yükseldi. Gelir tarafımızda kur sepeti artışı ise yüzde 101’de kaldı. Bizim 10 maddelik önerimiz var. Bunlara ek olarak müzakere yoluyla ABD’nin koyduğu yüzde 10 yeni verginin kaldırılması muhteşem olur. ABD ile müzakerelerde, 5 veya 6. Bölge Teşviklerimiz için Mısır’daki gibi nitelikli sanayi bölgesi ihracatıyla gümrük avantajı sağlanabilir. Bakan beye de ilettik, Çinli firmalar Türkiye’nin bu vergi avantajından dolayı Türkiye üzerinden ABD’ye ürün satmak isteyebilir ve bu konuda da dikkatli olmalıyız ki trafik sapması yaşanmasın. Bütün bunları yapabilirsek 5 milyar dolarlık ilave ihracat yapabiliriz, 145 bin kişilik de istihdam artırabiliriz.”
5 MİLYAR DOLARLIK EK İHRACAT İÇİN TGSD’DEN 10 ÖNERİ
1- Döviz kuru enflasyonla paralel hareket etmeli, gerçek değerine getirilmeli ya da ihracatçılara yaptıkları net ihracatın yüzde 10’u kadar döviz dönüşüm desteği verilmeli.
2- Eriyen işletme sermayeleri, referans faizin yarısı kadar değişken faiz oranıyla ve uzun vadeli kredilerle tamamlanmalı, reeskont kredilerinde faizin tahsilatı dönem sonunda yapılmalı.
3- KOBİ’lere verilen çalışan başına 2 bin 500 liralık destek, ölçek gözetmeksizin tüm firmalara verilmeli. Bölgesel asgari ücret için çalışma yapılmalı ya da asgari ücrete destekler bölgesel gelişmişliğe göre düzenlenmeli.
4- Eximbank kredi destekleri 2018’de olduğu gibi toplam ihracat değerinin yüzde 16’sı seviyesine çıkartılmalı, vadeler uzatılmalı, ihracatçının limitleri KGF ve diğer düzenlemeler ile yükseltilmeli.
5- Avrupa Yeşil Mutabakatına uyumun sağlanması için sanayicilerin GES yatırımlarına ruhsat almalarının önündeki sorunlar çözülmeli.
6- İşletmelerin ölçeklerini büyütmeye teşvik edecek yeni teşvik mekanizmaları oluşturulmalı.
7- Çevrim içi kanallardan çevre ülkelere satış yapılabilmesi için mikro ihracat ve KDV iade süreçleri kolaylaştırılmalı; gümrükleme, nakliye maliyetlerini düşürecek düzenlemeler yapılmalı.
8- EYT ile kaybedilen know how ve iş gücünün işletmelere dönüşünü sağlayacak destekler verilmeli, kayıt dışılığı önlemek için emekli çalışanlardan SGK primi alınmamalı.
9- Kadınların iş gücüne katılımlarının sağlanması için eşi sosyal güvenlik sistemine dahil olan ve çalışma hayatında olmayan kadınların SGK primleri 3 yıl boyunca alınmamalı.
10- Kadınların iş gücüne katılımlarının sağlanması için yerel yönetimlerin ve bakanlıkların her semte, mahalleye kreş yatırımları yapması sağlanmalı.
Ticaret Bakanı Bolat, Washington’a gidiyor
Türkiye ile ABD arasındaki ortak ticaret çalışma planı kapsamında, yeni dönemde ticari ilişkilerin koordine edilmesi amacıyla oluşturulan çalışma grubu Ticaret Bakanlığı’nda toplandı. Toplantıda, ABD tarafından yeni döneme ilişkin açıklanan ticaret politikası sonrasındaki süreçte yürütülecek çalışmalar, ilgili kurumlarla birlikte masaya yatırıldı. Ticaret hacminin ABD ile ortak belirlenen 100 milyar dolar hedefi ne çıkarılmasına yönelik eylem planının güncellenmesi kararı alındı. ABD’nin pazar ölçeği dikkate alınarak firmaları ve işbirliği kuruluşlarını bir araya getiren Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (UR-GE), Turquality ve HİSER (Hizmet Sektörü Rekabet Gücünün Artırılması. Projesi Desteği) programlarına öncelik verilmesi, tanıtım faaliyetleri, heyetler ve fuarların eyalet bazlı desteklenmesi hedefleniyor. Ticaret Bakanı Ömer Bolat da Türkiye-ABD Ticaret ve Yatırım Konseyinin (TIFA) 12. Dönem Toplantısı’na katılmak üzere Mayıs Ayında Washington’a gidecek. Bolat’ın ziyarette, ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ile müzakerelerin yanı sıra Türk-Amerikan Konferansı’na da katılması planlanıyor.
■ Mısır daha avantajlı, biz ne yapabiliriz?
Türkiye Mısır İş Konseyi Başkanı ve TTSİS Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Denizer, ABD ile yeni tarife düzenine ilişkin görüşlerini şöyle özetledi: “ABD, tekstilde ülkemize farklı oranlarda gümrük vergileri zaten uyguluyordu. Bunlar duruyor ve Trump, ilave yüzde 10 daha koyacağını açıkladı. Rakip ülkelere daha yüksek tarifeler açıkladı ama Türkiye ve Mısır özelinde, Mısır daha cazip konumda kalmaya devam ediyor. Mısır, nitelikli sanayi bölgelerinden ABD’ye gümrüksüz ihracat yapabiliyor. Buna yüzde 10 ekleme olsa da bize göre daha avantajlılar. Bizim Mısır’a göre avantajımız, üretim kapasitemizin yüksek olması ve Mısır’a üretim yatırımı yapanların büyük bölümünün de Türkiye sermayesi olmasıdır. Mısır’ın bizden alacağı pay sınırlı kalır ama Çinliler ve Pakistanlılar da şimdi Mısır’a üretim yatırımını konuşuyor. Bu tarifeler böyle kalırsa Mısır üretimde büyüyecek. Benim önerim, ABD ile yeni eklenen yüzde 10 gümrük tarifesinin pazarlığı yapılabilir ya da Serbest Ticaret Anlaşması için çaba harcanabilir. Suriye özelinde de bazı çalışmalar olabilir. Suriye’nin ucuz işçiliğini yerinde kullanarak rekabet gücümüzü artırabiliriz.”
■ “Bu dönemi avantaja çevirmek istiyoruz”
Aksa Akrilik Genel Müdürü Didem Tunçbilek, “Şirketimiz, Türkiye’nin tek, dünyanın ise lider akrilik elyaf üreticilerinden. Yalova’daki 600 bin metrekarelik tesislerimizin üretim kapasitesi günlük yaklaşık 950 ton, senelik ise 350 bin ton. Dolayısıyla dünya genelindeki toplam akrilik elyaf üretiminin dörtte birini gerçekleştirdiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi. Amerika’nın Türkiye’ye uyguladığı görece düşük gümrük vergisi oranları için de “Bu durumu özellikle katma değerli ürünlerimizde bizi öne çıkarabilecek bir fırsat olarak değerlendiriyoruz” diyen Tunçbilek şöyle konuştu: “Teknolojik altyapımız, hızlı uyum kabiliyetimiz ve güçlü tedarik zincirimizle bu dönemi avantaja çevirmek istiyoruz. Elbette küresel talep dalgalanmaları ve regülasyon baskıları dikkate alınmalı, ancak Türkiye’nin konumu, sanayi gücü ve güvenilir üretim kapasitesi, bize yalnızca fiyatla değil kaliteyle de rekabet etme imkânı sunuyor. Özellikle teknik elyaflar ve performans ürünlerindeki geniş ürün gamımız ile ABD pazarında var olmaya devam edeceğiz. Amerika’nın korumacı eğilimlerinin yeniden öne çıktığı bu dönemde, Avrupa Birliği’nin de tedarik zincirlerinde coğrafi çeşitliliği artırma arayışları ve Türkiye’nin stratejik avantajları, Avrupa’dan Türkiye’ye doğru yönelen yeni talep dinamiklerinin altını çiziyor. Özetle, bu süreci, pazarda güç kazanmak için bir geçiş dönemi ve fırsat olarak gördüğümüzü belirtmek isterim.”
■ "Tekstilcilerin keyfi yok fırsat olacağını düşünmüyorum"
Metyx-Telateks CEO’su Besim Uğur Üstünel, ABD’nin belirlediği yeni tarife düzeninin Türkiye’nin ihracatı için yeni fırsatlar getirmeyeceğini söyledi. Üstünel, “Türkiye için fırsat olacağını düşünmüyorum. Çünkü bizim derdimiz kendi maliyetlerimiz. Bu maliyetlerle ABD pazarı için rekabet ettiğimiz ülkelerle ne kadar avantaj yakalarız? Trump, Çin hariç diğer ülkeler için tarifeleri 90 gün erteledi, bu nedenle bir belirsizlik ortamı da var, bekleyip görmek lazım. Tekstilcilerin hiç keyfi yok. Birçok firma ya kapanıyor ya da kapatmayı düşünüyor. Mısır’a yeni yatırımlar gidiyor çünkü orası yeni tarifelerle daha da avantajlı olacak” dedi. Türkiye’deki sanayiciyi rahatlatmak gerektiğini söyleyen Üstünel, şöyle konuştu: “Anlıyoruz ki hükümetimiz sanayide daha katma değerli işlere öncelik veriyor. Bu doğru bir politika olabilir ama bu bir dönüşüm işidir ve bugün gömlek üreten firmaya ‘yarın başka şey yap’ dersen olmaz. Bu sektörleri kollayıp geçiş dönemini rahatlatmak gerek. Bunu bir plan çerçevesinde yapmak lazım. Teşviklerle ilgili yeni bir tebliğden bahsediliyor ve ‘yerlileştirme’ çabasıyla teşviklerden yararlanmak da zorlaştırılıyor.”