KADİFE ŞAHİN/EKONOMİ SOHBETLERİ
Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali, ülkemizde uygulanan enflasyon ve döviz kuru politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Adnan Bali, “Makroekonomik dengeler şu anda özellikle ihracat yapan ve uluslararası üretimlerinden satışlar yaparak döviz kazanan ve özellikle de bu yapıları Türkiye’de kurulu genel merkezleri ile yöneten şirketler açısından ciddi bir kârlılık ve rekabet gücü açmazı yaratmış durumda” dedi.
Adnan Bali şöyle konuştu: “Yüksek enflasyon maliyetlerinizi fiili olarak artırırken diğer taraftan düşük büyüme hızlarına bağlı olarak düşük talep nedeniyle nihai fiyatlara bu maliyet artışlarını yeteri kadar yansıtamıyorsunuz. Yansıtırsanız rekabet gücünüzü kaybediyorsunuz, hacimler düşüyor. Yansıtmazsanız kârlılık baskı altında kalıyor. Şu anda ihracata çalışan ve enflasyonun üretim maliyetlerini yükselttiği bütün sanayi şirketlerinin ciddi bir kârlılık ve rekabet gücü sorunu var. Bunun yanı sıra bu uluslararası yapıları Türkiye’de kurulu genel merkezleri ile yöneten bizim gibi şirketler açısından, enflasyon ve üzerinde artan personel maliyetlerinin daha düşük ölçekte gerçekleşen devalüasyon nedeniyle yabancı para karşılıkları ve toplam cirodaki payları önemli ölçüde yükselmiş durumda.”
“Piyasa canlanırsa sorunlar azalır”
Bali’nin geleceğe dair beklentileri ise şöyle: “Enflasyonun düştüğünü, bir süredir izlenen politikaların sonuç verdiğini görüyoruz. Tabii burada kur makası önemli. Kurun enflasyonun çok gerisinde kaldığını, yüzde 44’ün üzerinde bir enflasyona karşılık TL’nin yüzde 16 devalüe olduğunu görüyoruz. TL, reel anlamda değer kazanıyor. Bu değer kazanımı enflasyon etkisiyle özellikle ihracat yaptığınız ürünlerde TL cinsinden gelir elde edememenize neden oluyor. Ama bu durumun orta ve uzun vadede stratejik daimi bir problem olduğunu düşünmüyorum. Bu eğilimin daha dengeli makroekonomik politikalara dönüşmesi halinde kârlılık ve rekabet problemi çözülecektir. Hatta global ve iç piyasada biraz canlanma yaşamamız, geçmiş dönemin baskı altında kalan kârlılıklarını kompanse etmeyi de mümkün kılacak.”
Camdaki tek global şirket
Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali, “Kısa ve biraz da orta vadede; ekonomik büyümenin içeride ve dışarıda bir miktar hız kesmiş olmasının etkileriyle meşgulüz. Ama uzun vade için şunları söylemek isterim. Beş yıllık stratejimiz, dünyanın en büyük üç oyuncusu arasında yer alma vizyonu ve hedefiyle hazırlandı. Öne çıkardığımız pazarlar içinde Avrupa, Amerika ve Asya Pasifik pazarları çok kritik. Buralarda hem üretim gücü hem de müşteri networkü yaratarak global anlamda etkinlik sağlamanız lazım” dedi.
Bali şunları söyledi: “Beş yıllık stratejik planının ilk yılında, 2025’te temel hedefimiz hissedar değerini artıracak çevik politikalar izlemek. Camın tüm alanlarında faaliyet gösteren tek global şirketiz. Türkiye olarak bu değerin farkında olmalıyız. Cam ev eşyası ve krom kimyasallarında dünya lideriyiz. Düz camda en büyük beşin içindeyiz. Cam ambalajda en büyük dört global üreticiden biriyiz. Soda külünde dünyanın en büyük üç üreticisinden biriyiz. Şişecam’ı küresel ölçekte lider bir şirket olarak tanımlıyoruz. Şu anda bu yolda epey mesafe aldık.”
Dış borsaları düşünebiliriz
Şişecam’ın, Cumhuriyet’ten bir yıl sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonuyla kurulan İş Bankası’nın 11 yıl sonra kurduğu bir iştiraki olduğunu hatırlatan Bali, “Şişecam, bu ülkenin uluslararası anlamda yarattığı en önemli markadır” dedi. Camdaki tüm şirketleri tek çatı altında topladıklarını ve şirketin bu şekilde Borsa İstanbul’da işlem gördüğünü söyleyen Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Bali, dış borsalara açılmaya ilişkin sorumuza şu yanıtı verdi: “Üretim alanında yürüttüğümüz hadisenin finans ve sermaye piyasalarında tam karşılığını bulabilmesi için üretimdeki global yapınızın sermaye piyasalarında da karşılığının olması lazım. Şirketin madem ki üretimi çok farklı pazarlarda, çok farklı müşteri networklerine hitap edebiliyor; bu yapının tamamen Türkiye riskine tabi bir sermaye piyasası yaklaşımıyla değerlendirilmesi doğru olmaz. Şu anda fiili durum bu değil. Diğer uluslararası borsalar, kote olacağınız piyasalar açısından bakıldığında üretimde mevcut olan bu yapının buralarda da karşılığının olması gerekir. Bu yönde epeyce zaman çalışmalar yapageldik ve yapmaya da devam ediyoruz. Bu açıdan özellikle ABD ve Avrupa’daki piyasaları yakından takip edeceğiz.”