Kızıldeniz’deki gerilimin devam etmesi konteyner navlunundaki artışı hızlandırırken, ölü sezona rağmen kuru yük navlunu da hareketlendi. Bir kısım yükün kaydığı karayolunda da taşımacılık fiyatları yükseliyor.
Aysel YÜCEL/İSTANBUL
Husilerin Kızıldeniz’de donanma ve ticaret gemilerine yönelik saldırılarının küresel tedarik zincirine etkileri artıyor. Denizyolu taşımacılığında konteyner navlundaki artış hızlanırken, kuru yük navlunu da ölü sezona rağmen yükseliş gösterdi. Bazı yükler karayoluna kayarken bu bu taşıma modunda fiyatlar artıyor.
Küresel deniz taşımacılığını domine eden Maersk, MSC, Hapag Lloyd gibi dev armatörlerin Asya ile Avrupa arasındaki rotalarında Süveyş Kanalı yerine rotalarını Ümit Burnu’na çevirmesiyle konteyner navlunu yükselişe geçmişti. Denizcilik araştırma ve danışmanlık şirketi Drewry’nin Dünya Konteyner Endeksi’de 40’lık konteyner navlunu, iki hafta üst üste yüzde 9 artmasının ardından, 4 Ocak’ta başlayan 7 günlük periyotta da yüzde 61 arttı ve 2 bin 670 dolara çıktı. Bazı dev armatörler, asıl zamları bu hafta yapmayı planlıyor. Fransız taşıyıcı CMA CGM, 10 Ocak 2024’ten itibaren Peak Season Surcharge (PSS) uygulamasını başlattığını duyurdu. Bu ek ücret bir sonraki duyuruya kadar yürürlükte kalacak.
Başta Mersin ve İskenderun limanları olmak üzere Türkiye’nin güneyinden yapılan sevkiyatlar ek ücrete tabi olacak. Bu PSS, İrlanda, İskandinavya, Baltık Devletleri ve Polonya dahil olmak üzere Kuzey Avrupa’ya giden kargolar için geçerli olacak. Ek ücret tüm kargo türlerine uygulanırken, PSS birim başına 110 dolar olacak. Birleşik Krallık’a yapılan gönderiler için PSS birim başına 127 dolar ek ücret alınacak.
KURU YÜK GEMİ PİYASASI HAREKETLENDİ
Türk Armatörler Birliği (TAB) Başkanı Cihan Ergenç, Kızıldeniz’de yaşanan gerilimin kuru yük gemi piyasasını da etkilediğini söyledi. Ergenç, “Kuru yük armatörleri olarak aslında navlunda aşağı yönlü bir düzeltme olmasını bekliyorduk. Normalde ölü sezonda olduğumuz için navlunun düşmesi gerekirken, aksine piyasalar canlandı” diye konuştu. 21 Aralık’ta 2.000 puan seviyelerinde olan endeks, geçen haftayı 2.113 puanla kapattı. Cihan Ergenç, küresel ekonomideki yavaşlama nedeniyle talebin düşük olduğunu hatırlatarak, “Kuru yük armatörleri gevşemeye de hazırlıklı olmalı” uyarısını yaptı. BDI, dün 2.088 puana kadar geriledi. Ancak Kızıldeniz’deki krizin uzamasının BDI’de yeniden yükseliş başlatabileceği ifade ediliyor. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Denizyolu Çalışma Grubu Başkanı Yüksel Kahraman, geçen hafta gazetemize yaptığı açıklamada tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar, navlunun yükselmesinin yurt dışındaki alıcıların hesabını bozduğunu bu nedenle bazı ihracat yüklerinin ötelenmeye başladığını söylemişti. dün güncel gelişmeleri sorduğumuz Kahraman, Kızıldeniz’de sıkıntıların denizden sonra kara ve havayoluna da yansıyabileceğini, bu taşıma modlarında da navlunun yükselişe geçebileceğini söyledi.
Otomotiv yan sanayi firmalarından Kanca’nın İhracat Sorumlusu Fatih Taş, “Kızıldeniz krizinin başlamasının ardından iki önemli ithalat taşımamızda transit sürelerde 3 hafta gecikme bildirildi. Yanı sıra konteyner navlununda da hızlı bir yükseliş oldu. Konteynerdeki artış karayolu taşımacılık navlunlarına da yansımaya başlayacak gibi duruyor. Çünkü bazı yükler karayoluna kaymaya başladı” dedi.
İstanbul merkezli Pentagram Logistics’in Operasyon Müdürü Alp Kaan Özkan da karayolu navlunundaki artışa dikkat çekerek, “Ocak ayı başından bu yana karayolu navlunlarında yüzde 20 artış gözlemliyoruz. Bunda yeni yıl zamlarının yanı sıra Kızıldeniz krizinin de önemli bir payı olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.Öte yandan, otomotiv tedarik sanayicileri başta olmak üzere acil ve pahalı yüklerin bir kısmı havayoluna kaymıştı. UTİKAD’ın hava kargo taşımacılığı yetkilileri, denizden havaya yönelin yük oranının henüz sınırlı kaldığını bu nedenle navlunda belirgin bir artış yaratmadığını belirtti. Ancak krizin uzamasının bu taşıma modunda da navlunu yukarı çekmesi bekleniyor.
5 GEMİDEN BİRİ ROTA DEĞİŞTİRİYOR
Husilerin ticaret gemilerine yönelik saldırıları hafta sonu boyunca devam etti. Her beş gemiden biri Asya ile Avrupa arasındaki rotalarında Süveyş Kanalı’ndan kaçınmayı tercih etti.
Yemen’deki Husi milisleri, İsrail’in Hamas ile devam eden savaşına misilleme olarak son iki aydır Kızıldeniz’in güneyinde ve ötesinde insansız hava araçları ve füzelerle gemileri hedef alıyor. Bugüne kadar 25’ten fazla gemi hedef alındı ve kasım ayında kaçırılan bir feribot halen Yemen sularında bulunuyor. Dün Husilerin lideri Muhammed Ali El Husi, Kızıldeniz’den geçmeyi planlayan tüm gemileri, saldırıya uğramamak için varış noktalarının ayrıntılarını önceden milislerine bildirmeye ve İsrail ile hiçbir bağlantıları olmadığını beyan etmeye çağırdı.
DENİZ TAŞIMACILIĞINA YÖNELİK TEHDİT DEĞİŞMEDİ
ABD Merkez Komutanlığı Cumartesi günü USS Laboon deniz destroyerinin Kızıldeniz’in uluslararası sularında ticari gemilerin yakınında Husiler tarafından fırlatılan bir insansız hava aracını düşürdüğünü bildirdi. Yine hafta sonu altı küçük tekne Yemen’in Mocha kentinin 50 deniz mili güneydoğusunda bir ticaret gemisine yaklaştı. Bölgedeki donanma gemileri hızlı bir şekilde karşılık verdi ve küçük gemiler hızla uzaklaştı.
Konteyner danışmanlık şirketi Vespucci Maritime’ın Başkanı, bölgedeki deniz taşımacılığına yönelik tehdidin değişmediğini ifade ederek, bu nedenle taşıyıcıların her zamanki istisnalar dışında Afrika turlarına devam etmelerini bekleyebiliriz” diye konuştu.
Yeni bir konteyner krizi yaşanabilir
EKONOMİ’ye konuşan sektör yetkilileri, Kızıldeniz’de yaşanan sıkıntıların pandemide olduğu gibi yeni bir küresel konteyner krizine neden olabileceğini dile getirdi. Yetkililer, transit sürelerin yüklerin geç gelmesine ve ekipman dengesizliğine yol açmaya başladığını belirtti. Bütün kontratların ve hesapların şaştığını ifade eden lojistik sektörü temsilcileri, konteyner fiyatlarının da şimdiden artmaya başladığına işaret etti.
Türkiye’nin dış ticaretine sekte vuruyor
Kızıldeniz’deki gerginliğin Türkiye ekonomisine etkisi de giderek artıyor. Hammadde ithalatında sıkıntıların artması iç piyasada fiyatları yükseltirken, bazı ihracat siparişleri de yurt dışındaki alıcısı tarafından askıya alınmaya başlamıştı. Her ne kadar bu krizin uzamasının küresel tedarik zincirinde bazı siparişlerin pandemide olduğu gibi Türkiye’ye kaymasını sağlayabileceği düşünülse de henüz bu konuda somut bir gelişme yaşanmadı.