EVRİM KÜÇÜK
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana petrol, küresel ekonomi ve enflasyon açısından şokların kaynağı olarak emtialar arasında en önemli önemli rol oynadı. Fakat fosil yakıtlardan uzaklaşılması, küresel ekonomiyi daha az petrol yoğun ve daha fazla metal yoğun hale getirebilir. Bu da metal arz şoklarına dayalı enflasyon risklerini artırıyor.
Bakır talebi 20 yılda %66 arttı
Enerji geçişi nedeniyle bakır ve petrol rolleri değişiyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), dünya petrolden uzaklaşırken bakır talebinin 2020’den 2040’a yüzde 66’dan fazla artacağını öngörüyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) da, net sıfır emisyon senaryosunda bakır talebinin 1.5 kattan fazla artabileceğini ve petrol tüketiminin 2030 yılına kadar yüzde 25 oranında azalabileceğini öngörüyor.
Ekonomilerde metal bağımlılığı artıyor
Küresel ekonomi ve enerji sistemleri metallere daha fazla bağımlı hale geldikçe artan ekonomik etki belirginleşiyor. IMF, metal fiyatlarındaki dalgalanmaların fiyatlara etkisini araştırdığı bir raporunda metal şoklarının enflasyona büyük etki edebileceğini ortaya koyuyor.
IMf’nin raporunda şöyle deniliyor: “Bakır ve diğer birçok metale yönelik talep artıyor fakat jeopolitik gerilimler nedeniyle metal üretimi daha az güvenilir hale geliyor. Petrolden farklı olarak çoğu metalin üretimi coğrafi olarak belli ülkelerde yoğunlaşmış durumda. Ayrıca metallerin çoğu kolaylıkla ikame edilemediğinden, ticaretteki aksaklıklar fiyatlarda keskin dalgalanmalara neden olabilir."
Metallerin çekirdek enflasyona etkisi petrolden fazla
Enflasyonda metallerin ve petrolün rolüne yakından bakılan IMF raporunda şu bulgulara yer veriliyor:
▶Nihai tüketimde petrol kullanımı önde: Birincil metaller yatırım mallarının üretiminde petrolden farklı bir şekilde yer alıyor. Aslında bakır ve alüminyum gibi metaller, nihai tüketim harcamalarının yalnızca küçük bir kısmını temsil ediyor. Örneğin, ABD’de petrol ve kömür ürünleriyle kıyaslandığında, yüzde 2.6’ya karşılık yüzde 0.01 paya sahip.
▶Üretimde doğrudan girdi: Ancak bunlar üretiminde kritik doğrudan ara girdiler. Mesela, metaller, ABD sektörlerinde elektrikli ekipman ve makinelere yönelik doğrudan girdi harcamalarının yüzde 10’undan fazlasını temsil ediyor.
▶Metallerin dolaylı kullanımı fazla: Metaller üretimde ayrıca dolaylı girdi konumunda. Örneğin, araç üretmek için metaller yalnızca arabanın gövdesinde değil, aynı zamanda arabanın montajını yapan makinelerde de kullanılıyor. Gaz ve petrol çoğunlukla ulaşımda ve kamu hizmetlerinde enerji üretmek için yakıt olarak kullanılırlar
▶Petrol şoku manşet enflasyonda daha etkili: üzerindeki etkisi daha hızlı. Bakır fiyatlarındaki yüzde 10’luk artış ise hem manşet hem de çekirdek enflasyonu artırıyor. Bununla birlikte, ülkelerin metal ve petrole olan bağımlılık ölçülerinin enflasyon tepkisinde önemli farklılıklar yaratabileceği hatırlatılıyor.
▶Merkez bankaları, metal şoklarına hazırlıklı olmalı: Merkez bankaları, şimdiye kadar genellikle petrol fiyatı şoklarını incelemişlerdi. Ancak enerji sistemi fosil yakıtlardan uzaklaştıkça böyle bir yaklaşım işe yaramayabilir. Para otoritelerinin metal arzı şoklarına eninde sonunda tepki vermesi gerekebilir, çünkü bu şoklar çekirdek enflasyon üzerinde daha büyük etkiye sahip. Sonuç olarak merkez bankaları, metal fiyatlarındaki şokların giderek daha önemli hale gelebileceği metal yoğun bir küresel ekonomiye hazırlıklı olmalı.
Bakır ve petrol rolleri değişiyor
Küresel ekonomide petrolün varlığı azalırken, bakırın varlığı artıyor. Net sıfır emisyon senaryosu altında, küresel bakır talebinin 2023’teki 25.9 milyon tondan 2040’a kadar 39.1 milyon tona çıkması bekleniyor. Bu büyümenin çoğunun EV endüstrisinden geleceği tahmin ediliyor. Bataryalı elektrikli araçların birçok bileşeni bakıra dayanıyor.
Elektrikli araçlarda kullanım 4 kat fazla
Ortalama olarak, standart bir EV, 60-83 kg bakır içerir, bu da tipik olarak araç başına 15-20 kg bakır kullanan içten yanmalı motorlu bir araçtan dört kat daha fazla. Bakır, temiz enerjinin haricinde inşaat, altyapı ve savunma gibi endüstrilerde de yaygın olarak kullanılıyor.
Günlük petrol tüketimi 36 milyon varile azalacak
Öte yandan petrol tüketiminin 2023›te günlük 101.9 milyon varilden 2040’ta günlük 66 milyon varile düşmesi öngörülüyor. Petrol kullanımındaki düşüş, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel çabalar ve yenilenebilir enerjinin giderek daha fazla benimsenmesiyle yönlendiriliyor. Ek olarak, enerji verimliliğindeki iyileştirmeler ve politika düzenlemeleri petrol talebini daha da azaltıyor.