SELENAY YAĞCI
EKONOMİ Gazetesi ile PwC Türkiye’nin işbirliğinde düzenlenen 3. Nasıl Bir İK Zirvesi, Kariyer.net’in katkılarıyla gerçekleştirildi. PwC Türkiye’nin Galataport Ofisi’nde yapılan zirvede, İK’nın yalnızca bir destek birimi değil, şirketlerin stratejik rotasını çizen bir yapı olduğu gerçeğine dikkat çekildi. Zirvede, psikolojik güvenliğin verimlilikle ilişkisi, organizasyonların fit ve sağlıklı hale gelme süreci ile yapay zekâ destekli İK uygulamaları masaya yatırıldı. Anlam arayışı, güven ortamı ve teknolojik dönüşümün birlikte yönetilmesi gerektiği vurgulandı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, “Dünyada paradigma değişiminden bahsediliyor. Aslında yaşadığımız şey paradigma krizi. Mutlaka ekonomik, politik, kültürel ve her alana yansıdığı gibi İK’yı da etkileyen sonuçları olacak” dedi.
İK, artık sadece destek değil, stratejik rotanın ta kendisi!
“Organizasyonu Fit ve Sağlıklı Hale Getirmek” paneli EKONOMİ Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan’ın moderatörlüğünde gerçekleşti.
“Transatlantik değil, uyum içinde yelkenli filosuyuz”
■ Şişecam İK'dan Sorumlu GMY Şengül Arslan: İK'nın temel misyonu, bir organizasyonun sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını şekillendirmektir. "Fit" olma kavramı, organizasyonun maliyet yapısı, rekabet gücü ve değişen ihtiyaçlara uyum sağlama yeteneğiyle ilgiliyken; "sağlıklı" olma ise çalışanların mutluluğu, performansı ve yetkinlikleriyle doğrudan bağlantılı. Şişecam, 90 yıllık bir Cumhuriyet kuruluşu olarak 22 ülkede 25 bin doğrudan, 10 bin dolaylı çalışanla faaliyet gösteriyor. İK stratejimiz dört ayak üzerine kurulu: Uzun vadeli planlama, dijitalleşme, güçlü kültür ve çalışan deneyimi. “Tek Şişecam Kültürü”, takım çalışması ve iş güvenliği kültürü ile bağlılık yüzde 30 arttı. Gençlerin beklentilerini değiştiriyor. Artık sabit yapılar değil, esnek, anlam ve aidiyet sunan sistemler gerekiyor. Şişecam da bu dönüşüme, dev bir gemi, bir transatlantik mantığıyla değil, yelkenli filosu modeliyle yanıt veriyor.
“En büyük sorun anlam krizi”
■ LC Waikiki İnsan Kaynakları Genel Müdürü Bahattin Aydın: Moda perakendesinde çeviklik artık sadece hız değil, sürekli değişen koşullara uyum sağlama becerisi. LC Waikiki’de yılda 5-6 koleksiyon değişebiliyor. Bu kadar hızlı akan bir sistemde organizasyon sağlığı, ekiplerin birlikte manevra yapabilme yeteneğiyle ölçülüyor. Eskiden memnuniyet konuşulurdu, şimdi bağlılık bile yetmiyor; sahada olma hali yani “engagement” öne çıkıyor. İnsanların anlam arayışı artıyor. Anlam, kişinin şirketin misyonuyla kendi rolünü örtüştürmesiyle doğuyor. Ayrıca, psikolojik güvenlik olmadan gelişim mümkün değil. LC Waikiki’de fikirler özgürce paylaşılabiliyor. Karar verenler çoğu zaman az bilgiyle hareket eder; bu yüzden bilginin yukarıya akmasını sağlamak kritik. Anlam arayışı, psikolojik güvenlik ve çeşitlilik artık rekabetin ana ekseni.
EKONOMİ Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt da toplantıda, “Odağa insan yaşamını kolaylaştırmayı koymalıyız” diye konuştu.
Çalışanların yüzde 41’i işyerinde psikolojik güvende değil
EKONOMİ Gazetesi Koordinatörü ve Sürdürülebilirlik Editörü Didem Eryar Ünlü’nün moderatörlüğünde gerçekleştirilen ilk asansör konuşmasının başlığı “İşte Verimliliğin Şifresi: Psikolojik Güvenlik ve Esenlik” oldu.
■ Kariyer.net İşe Alım ve İş Gücü'nden Sorumlu GMY Nigah Aksan, şöyle konuştu: "Çok enteresan bir dönemden geçiyoruz. Artık dijital çağ değil, dijital devrimden söz ediyoruz. Değişimin hızı baş döndürücü. Bu da çalışanlardan çeviklik, analitik düşünme ve hızlı aksiyon alma gibi yetkinlikleri beklememize neden oluyor. Ancak bu değişim beraberinde tükenmişliği getiriyor. Kuşak farkı gözetmeksizin herkes daha yorgun hissediyor.
Kariyer.net olarak büyük bir veri havuzunu yönetiyoruz. Sabancı Üniversitesi ile yaptığımız Esenlik Araştırması’na göre katılımcıların yüzde 74’ü bütünsel sağlığının iyi olmadığını söylüyor. Mc- Kinsey’nin verileri de benzer: Yüzde 43 bu konuda olumsuz düşünüyor. Belirsizlik, net olmayan görev tanımları ve sürekli değişen iş yapış şekilleri çalışanların esenliğini olumsuz etkiliyor.--- Psikolojik güvenlik bu noktada öne çıkıyor. Yaptığımız araştırmaya göre çalışanların yüzde 41’i işyerinde psikolojik olarak güvende hissetmiyor. Tamamen güvende olduğunu söyleyenlerin oranı sadece yüzde 11. Adaletsiz uygulamalar, zayıf iletişim ve takdir eksikliği güveni zedeliyor.
Güveni artıran unsurlar belli: Açık iletişim, desteklenmek, hata yapma hakkı ve öğrenme kültürü. Ancak en temel sorun kontrolsüz istifalar. Psikolojik olarak güvende hissetmeyenlerin yüzde 63’ü istifa etmeyi düşünüyor. Geri bildirim kültürünü güçlendirmemiz gerekiyor. Yalnızca yüzde 25’i yöneticisine, yüzde 6’sı İK’ya geri bildirim vereceğini söylüyor. Çalışanların “Bu sorunu İK ile çözebilirim” diyebilmesi kritik. Psikolojik güvenlik için daha fazla adım atılmasını isteyenlerin oranı yüzde 80. Ancak ne istediklerini net biçimde ifade edemiyorlar. Bu yüzden sistemli, çalışan dostu yaklaşımlar şart. Çünkü artık İK, şirketlerin stratejik ortağı. Çalışan sağlığı ve mutluluğu da bu stratejinin bir parçası olmak zorunda."
“Ara değil aranan eleman diyoruz”
“İnşaat Sektörü ve İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24 Araştırması Sonuçları”nı paylaşan GYODER Başkanı Neşecan Çekici, EKONOMİ Gazetesi Koordinatörü Didem Eryar Ünlü’nün sorularını yanıtladı. Çekici, şunları söyledi: GYODER’in 25. yılında Bahçeşehir Üniversitesi iş birliğiyle önemli bir araştırma başlattık. Türkiye genelinde bir yıl süren bu çalışma, inşaat sektöründeki mavi yakalı iş gücünü anlamayı ve bir yol haritası çizmeyi amaçladı. Yedi kurumla birlikte çalıştık, tüm süreçlerini biz üstlendik. Sektörün insan kaynağı krizine dikkat çekiyoruz: Usta yok, gençler sektöre ilgisiz. Gayrimenkul GSYH’ımızın yüzde 7’sini oluştururken yatırımların yüzde 35’i bu alandan gelirken ciddi bir iş gücü krizi var. “Etiyopya’dan işçi getiriyorum” ya da “Vinç operatörünün maaşı mimarı geçti” gibi ifadelerin arka planını görmek istedik. 1237 anket ve 100 derinlemesine görüşmeden oluşan çalışma, geleceğe dair veriler sundu.
Türkiye’de 33 milyon istihdamın yüzde 6.7’si inşaatta. Kadın oranı sadece yüzde 5. Şantiyelerde neredeyse hiç kadın yok. Deprem bölgesinde 190 bin, İstanbul’da 200 bin işçiye ihtiyaç var. Ancak verimlilik düşük, ustalık yetersiz. Yeni kuşak sektöre sıcak bakmıyor. Motokuryelik daha cazip geliyor.
Kadınları sektöre çekmek için kurslar, hibe programları planlıyoruz. Gençleri kazanmak için dijitalleşme şart. Meslek liselerinde inşaat dersleri olmalı, çocuklar küçük yaşta yönlendirilmeli. “Ara eleman” değil, “aranan eleman” demeye başladık. Bu algıyı değiştirmek, aileleri bilinçlendirmek, kamu ile iş birliği yapmak zorundayız. Çünkü sektörde “para var ama insan yok."
EKONOMİ Gazetesi Yazarı Alaattin Aktaş, konuşulan trendlerin sadece şirketler için değil, kamu için de geçerli olması gerektiğini söyledi.
Robotlar rutinle uğraşsın, insanlar anlam yaratsın
Zirvenin son paneli, günümüzün en güncel tartışma başlıklarından biri olan “Yapay Zeka ve İnsan Kaynakları” temasıyla gerçekleşti. Panelin moderatörlüğünü PwC Türkiye Bulut ve Dijital, Teknoloji Hizmetleri Lideri Simin Toker yaptı.
“AI birlikte eğlendiğiniz bir arkadaşa dönüşüyor”
■ TurkNet İK Genel Müdürü Esra Eseroğlu Günay: Teknoloji şirketindeyiz ve en büyük gündemimiz yapay zeka. “AI for AI” yaklaşımımızla, bu teknolojiyi sadece uzman ekipler değil, tüm çalışanlar etkin biçimde kullanıyor. İK süreçlerinde ve veri analizinde yapay zekadan yoğun şekilde yararlanıyoruz. Hubot adını verdiğimiz asistanımız, izin sorgulamalarından tatil önerilerine kadar çalışanlara kişisel çözümler sunuyor. Call center ekiplerimiz için geliştirilen yapay zeka ikizleriyle de verimlilik artışı sağlıyoruz. Bu dönüşüm, insanların empati, yaratıcılık gibi insana özgü becerilerini daha çok kullanmasına imkân tanıyor.
“Çalışma hayatında AI etkisi büyüyor"
■ Momentum GMY Emrah Gönenç: Yapay zekâ ile kişiselleştirilmiş ödüllendirme modelleri geliştiriyoruz. Örneğin TurkNet için yaptığımız projede telekom, veri analizi ve SQL alanlarında büyüyen yetkinlikleri belirleyerek özel teşvik mekanizmaları oluşturduk. Pilot uygulamada eğitim tamamlama oranı %42 arttı. Ancak ilk versiyonda “ruh” eksikliği hissedildi. Duygusal zeka destekli yeniliklerle bu eksikliği giderdik. Çalışma hayatında AI etkisi büyüyor: McKinsey’e göre bu yıl beyaz yaka işlerin %30’u otomasyona açık olacak. Bu da ücret dengelerini değiştiriyor.
“Yaştan, kıdemden tamamen bağımsız yapay zeka kullanılıyor”
■ Allianz Türkiye İK Direktörü Damla Öz Kazancı: İşe alımda, mülakatlarda ve süreç takibinde AI aktif. Chatbot’larımız çalışanların sıkça sorduğu sorulara hızlı yanıt veriyor. Allianz Türkiye Akademi ile AI eğitimlerine yoğun yatırım yaptık. 2025’e kadar %25 katılım sağladık. "Human in the loop" yaklaşımıyla AI’ı insanı destekleyen bir unsur olarak konumlandırıyoruz. 2.500 çalışanın %85’i Y ve Z kuşağından. Yapay zekâya geçiş bizde kuşak çatışması yaratmadı. Paylaşan, güven odaklı bir kurum kültürüyle bu dönüşümün içindeyiz.
Programı izlemek için tıklayın...