ŞEBNEM TURHAN
Merkez Bankası yılın ilk Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizin piyasa beklentilerine paralel 250 baz puan indirdi ve yüzde 47,5’ten yüzde 45’e çekti. PPK kararında önceki metinlerden farklı olarak ana eğilim ifadesi öne çıkarken faiz indirim süreci için enflasyon gerçekleşmelerine dikkat çekmesi piyasa tarafından önümüzdeki toplantılarda faiz indiriminin daha hızlanabileceği yorumlarının yapılmasına neden oldu. Öte yandan 1 trilyon lirayı aşan likidite fazlasına yönelik de Merkez Bankası ek tedbirler alacağını da duyurdu.
ENFLASYON KONUSUNDA DAHA GÜVENLİ
Merkez Bankası aralık ayının ardından ocak ayı Para Politikası Kurulu toplantısında da 250 baz puanlık indirim yaptı ve iki ayda politika faizi yüzde 50’den yüzde 45’e çekildi. PPK kararında yüksek beklenen ocak ayı enflasyonunun öngörülerle uyumlu artışa işaret ettiği belirtilirken piyasa yüzde 4,5-5 seviyelerinde bir aylık enflasyon gerçekleşmesini tahmin ediyor.
Merkez Bankası’nın da piyasa uzmanlarının belirttiğine göre ocak ayı enflasyon beklentisi yüzde 5 seviyelerinde. PPK metninde ocakta öngörülerle uyumlu artışta zamana bağlı fiyat belirleme ve geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi yüksek hizmet kalemleri öne çıktığı vurgulandı. Uzmanlar, bu ifadeleri öngörülere yönelik artacağı ve bozulmanın sebebinin de belli olması nedeniyle gelecek dönemlerde enflasyon düşüşü konusunda Merkez Bankası’nın çok daha güvenli olduğu yorumunu yaptı.
AYLIK ENFLASYON VURGULARI ÇIKARILDI
Merkez Bankası, önceki metinlerinden farklı olarak temel mal enflasyonunun görece düşük seyrettiğini son çeyreğe ilişkin göstergelerin yurt içi talebin enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bulunduğunu gösterdiğini kaydetti. Merkez Bankası PPK metninde enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğine işaret etti. PPK metninde önemli ikinci değişiklik de para politikasına yönelik paragrafta yapıldı. İlk paragrafta olduğu gibi bu bölümde de aylık enflasyon bölümlerini çıkaran Merkez Bankası yine ana eğilim ile enflasyonda düşüş ifadeleri ile dikkat çekti. Metinde, para politikasındaki kararlı duruşun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirdiği vurgulanarak maliye politikasının artan eşgüdümünün de bu sürece önemli katkı sağlayacağı kaydedildi.
GERÇEKLEŞEN ENFLASYON METNE GİRDİ
“Enfl asyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir” cümlesi önceki PPK metinlerinde aylık enflasyonda ana eğilime bağlı olarak ifade edilirken bu kez manşet enflasyona işaret edilerek yer aldı.
Ayrıca, “Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir” denilerek gerçekleşen enflasyona dikkat edileceği de vurgulandı.
Bu ifadeler de gerçekleşen manşet enflasyonda dikkat çekilmesi ve piyasanın Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisinin üst sınırının da altına inen enflasyon beklentileri nedeniyle önümüzdeki toplantılarda yapılacak indirimlerde Merkez Bankası’nın elinin daha rahat olduğu olarak yorumlandı.
PPK metninde aralık ayında olduğu gibi kurulun, kararlarını enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacağı ve enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacağı ifadeleri korundu.
■ VADE Mİ UZAYACAK? LİKİDİTE SENEDİ Mİ ÇIKARILACAK?
Merkez Bankası PPK metninde “Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenecek ve sterilizasyon araçları ek tedbirlerle etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir” ifadesi yer aldı.
1 trilyon lirayı aşarak rekor kıran likidite fazlasına yönelik ek tedbirlerin geleceğini açıklayan Merkez Bankası’ndan hamle bekleniyor. Piyasa uzmanları ya likiditeyi çekmek için haftalık olarak yaptığı ihalelerde vadenin uzayabileceğini ya da likidite senedinin devreye alınabileceğini belirtti. Merkez Bankası 2025 yılı Para Politikası metninde ikincil piyasa gecelik faiz oranlarının politika faiz oranı etrafında oluşmasının sağlanması amacıyla gerek görüldüğü durumlarda 91 güne kadar TL depo alım ihalesi ile yine 91 güne kadar likidite senedi ihracı yapabileceğini belirtmişti.
■ Merkez Bankası rezervleri 163.3 milyar dolar
Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, 17 Ocak haftasında bir önceki haftaya göre 2 milyar 856 milyon dolar artışla 163 milyar 303 milyon dolara çıktı. Net uluslararası rezervler de 70 milyar dolardan 17 Ocak haftasında 71.5 milyar dolara, swap hariç net rezervler de 55 milyar dolardan 59.4 milyar dolara yükseldi. Haftalık para ve banka istatistiklerine göre 17 Ocak itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 2 milyar 365 milyon dolar artışla 96 milyar 791 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervleri, 10 Ocak’ta 94 milyar 426 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu. Bu dönemde altın rezervleri de 490 milyon dolar artarak 66 milyar 21 milyon dolardan 66 milyar 511 milyon dolara çıktı. Böylece Merkez Bankasının toplam rezervleri, 17 Ocak haftasında bir önceki haftaya göre 2 milyar 856 milyon dolar artışla 160 milyar 447 milyon dolardan 163 milyar 303 milyon dolara yükseldi.
■ Yabancı 1.3 milyar dolar tahvil aldı
Yabancı yatırımcılar 17 Ocak haftasında tahvilde net alıcı iken hisse senedinde satı yaptı. Merkez Bankası haftalık menkul kıymet istatistiklerine göre yabancı yatırımcılar 17 Ocak haftasında net 67,2 milyon dolarlık hisse senedi satarken, 1 milyar 239,3 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) ve 9,9 milyon dolarlık Genel Yönetim Dışındaki Sektör (ÖST) varlığı aldı. Yabancıdan tahvilde 15 Kasım 2024 haftasındaki 1.6 milyar dolarlık alımın ardından gelen haftalık en yüklü alım 17 Ocak haftasında gerçekleştirilmiş oldu. Verilere göre yurt dışında yerleşik kişilerin 10 Ocak itibarıyla 33 milyar 569,3 milyon dolar olan hisse senedi stoku, 17 Ocak haftasında 33 milyar 360,3 milyon dolara geriledi. Aynı dönemde yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku 18 milyar 603,7 milyon dolardan 19 milyar 898,4 milyon dolara ve ÖST stokları 442.5 milyon dolardan 450.9 milyon dolara yükseldi.
■ KKM’de düşüş döviz mevduatta artış
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu haftalık verilerine göre Kur Korumalı Mevduat bakiyesi geçen hafta 38 milyar 99 milyon lira azalarak 1 trilyon 47 milyar 475 milyon liraya düştü. Böylece KKM büyüklüğü, toplam mevduatın yüzde 5,48’i oldu. Merkez Bankası haftalık para ve banka verilerine göre ise yurtiçi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış döviz mevduatı geçen hafta 516 milyon dolar arttı. Döviz mevduatı gerçek kişilerde parite etkisinden arındırılmış olarak 282 milyon dolar azalırken, tüzel kişilerde parite etkisinden arındırılmış olarak 799 milyon dolar artış gösterdi.
■ UZMANLAR MERKEZ BANKASI PPK KARARINI NASIL YORUMLADI?
Makul bir reel faizle ilerleyecekler
BİLKENT ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. HAKAN KARA:
■ Merkez Bankasının faiz kararlarının artık ekonomistleri şaşırtmaması öngörülebilirliğin arttığını gösteriyor. Gelinen bu aşamada faizlerin seviyesi düşük olmadığı için döviz kurları üzerinde önemli bir etki yapmayacaktır. Metindeki temel değişiklik faiz kararlarında aylık enflasyon trendine yapılan vurgunun azaltılması oldu. Muhtemelen temel nedeni mevsimsellikten arındırma işleminin sağlıklı olmaması. Yüksek ve oynak enflasyon nedeniyle mevsimsel katsayıların belirlenmesinde sorunlar olabiliyor. Genel olarak bakıldığında bu metnin faizlerde durma sinyali vermediğini söyleyebiliriz. Ocak ve şubat enflasyonlarının seyrine göre Merkez Bankası Mart ayında indirimin dozunu kalibre edecektir. Enflasyonun üzerinde makul bir reel faizler ilerleyeceklerini düşünüyorum. Öte yandan, böyle bir faiz patikası ile, %21 olan yıl sonu hedefi muhtemelen tutmayacaktır.
İndirim dozuna aylık olarak karar verilecek
TOBB ETÜ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. ATILIM MURAT:
■ PPK metninde “Kurul, kararlarını enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacaktır” ifadesini korunmasını önemli buluyorum ve bu temkinli olacağının da bir ifadesi. Yani aylık bazda değerlendirme yapacak ve ona göre faiz kararını alacak. Burada bir diğer önemli nokta ise artık toplantı sayısının 12’den 8’e düşmesi nedeniyle sözlü yönlendirmelerin öneminin artması oldu. Şubatta toplantı yok ama enflasyon raporu açıklanacak ve orada sözlü yönlendirme gelecek. Sözle yönlendirmelerin önemli olduğu döneme giriyoruz. Ocak PPK metninde hizmet enflasyonuna dikkat çekilmiş aslında hizmet enflasyonunda katılık tüm dünyanın da sorunu. Aralık ayında ise hizmet enflasyonunda iyileşme olduğu ifade edilmişti. Yani toplantı bazlı yaklaşımla ele alındığının da bir göstergesi bu ifadeler. Merkez Bankası için bundan sonraki her toplantısında faiz indirimi masadadır. 250 baz puan olarak indirime devam etmek zorunda değil aylık olarak indirim seviyesine bakacak ve karar verecektir. Dışarıda ve içeride olağanüstü bir durum olmadıkça her toplantıda faiz indirir. Piyasa katılımcıları anketinde yılsonu enflasyon tahmini yüzde 25’e geriledi ki bu Merkez Bankası’nın yılsonu beklentisinin üst sınırının da altında bir seviye. Bu beklentideki iyileşme de Merkez Bankasının elini güçlendiriyor.
Mart toplantısında 250 baz puan daha indirim
VİRTUS GLOCAL YÖNETİCİ ORTAĞI DR. İNANÇ SÖZER:
■ TCMB beklentilere paralel olarak politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 45,0’e indirirken, enflasyon görünümü konusunda temkinli iyimserliğini koruması dikkat çekti. Dahası son günlerde dile getirilen yüksek TL likiditesinin kontrolü konusunda da, enflasyonist etkilerine karşı ilave tedbir açıklayacağının sinyalini vererek fiyatlama davranışlarını yönetmeye çalışacağını açıkladı. Muhtemelen önümüzdeki günlerde zorunlu karşılıklarda ilave bir sıkılaştırma adımı gelecektir. Kararın hem TL’nin seyri hem de makroekonomik istikrar açısından olumlu buluyorum. Bir sonraki Para Politikası Toplantısı olan 6 Mart’a kadar enflasyon gelişmelerinde herhangi bir olumsuzluk olmadıkça 250 baz puanlık daha faiz indirimi yaparak adını normalleşme diye ifade ettiğimiz piyasa faizlerine yakınsamayı sağlayan faiz indirim sürecine devam edecektir.
Ocak ve şubat beklentileri etkili oldu
DENİZ YATIRIM STRATEJİ VE ARAŞTIRMA GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ORKUN GÖDEK:
■ Aralık ayında başlatılan faiz indirim süreci, yılın ilk PPK toplantısında da devam ettirildi ve 250bp patikasından sapma yaşanmadı. Politika faizi, beklentilerimize paralel şekilde, güncellenen toplantı takvimi de göze alınarak, biraz daha beklenen enflasyona göre ayarlanma süreci içerisinde ilerlemeye devam ediyor. Bir sonraki PPK toplantısı mart ayında olacağı ve herhangi bir yol kazası yaşanmaması durumunda yüzde 40’ın aşağısında bir TÜFE oluşma senaryosunun güçleneceği durumdan dolayı, TCMB, politika faizinde indirim alanını kullanma yönündeki tercihini korudu. Metinden “aylık” ifadesi çıkarılmış. Burada, ocak ve şubat aylarına yönelik beklenen aylık enflasyon gelişmelerinin etkili olduğu söylenebilir. Likidite konusunda ise TCMB, “yakından izlenecek ve sterilizasyon araçları ek tedbirlerle etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir” demeyi tercih etmiş. “Aylık” ifadesinin çıkarılmasını, TCMB’nin tek bir ay özelinde bakmaktan ziyade, sürecin tamamına, yani, dezenflasyon patikasına yönlendirmeye çalıştığı dedi.