YENER KARADENİZ/İSTANBUL
Türkiye’nin sınır ötesi perakende ihracatı olarak bilinen ve uzun süredir gerileme eğiliminde olan bavul ticareti yeniden canlanma sinyalleri veriyor. 2014 yılında 8 milyar dolar ile tarihi zirveye çıkan ancak pandemi, ana pazarlarda meydana gelen savaşlar, kur ve yüksek fiyatlar ile 2023’te 1,7 milyar dolarla tarihinin en düşük seviyesine gerileyen bu ticaret kalemi, geçtiğimiz yıl, 1,9 milyar dolara yükselerek ilk kez artış trendine girdi. Bu ivme, 2025 yılının ocak ayında aylık bazda 437 milyon dolarla son 3 yılın en yüksek seviyesinin görülmesiyle devam etti. Yolcu beraberi eşya ticareti olarak da bilinen ve daha çok Rusya, Ukrayna, Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkelerinden gelen alıcıların Türkiye’den yaptıkları alışverişlerle şekillenen bu ticaret, son yıllarda hem bölgesel savaşlar hem de ekonomik belirsizliklerden olumsuz etkilenmişti.
Bavul ticareti, yurtdışından gelen kişilerin Türkiye’den satın aldıkları ürünleri, resmi ihracat prosedürlerine tabi olmadan kendi ülkelerine götürmeleriyle gerçekleşen bir ticaret biçimi olarak biliniyor. Resmi adıyla “yolcu beraberinde eşya ticareti” olarak tanımlanan bu faaliyet, özellikle eski Sovyet coğrafyasından gelen küçük ölçekli tüccarların İstanbul’da toplu alışveriş yapıp bu ürünleri yanlarında taşıyarak ülkelerinde satmaları şeklinde yürüyordu. Genellikle tekstil, ayakkabı, çanta, kozmetik ve küçük elektronik ürünler bu ticaretin ana kalemlerini oluşturuyor. Bavul ticaretinin Türkiye’deki merkezini tartışmasız İstanbul oluştururken, İstanbul’da ise başta Laleli olmak üzere, Merter, Zeytinburnu, Osmanbey ve Bayrampaşa gibi bölgeler başı çekiyor.
Afrika’da yeterli ölçek oluşmadı
Bavul ticaretinin salgın sonrası süreç ile birlikte büyük yara aldığını söyleyen Laleli Sanayici ve İşinsanları Derneği (LASİAD) Başkanı Gıyasettin Eyyüpkoca, sonrasında gerek çevre bölgelerde yaşanan savaş gerekse Türkiye’de değişen iç dinamikler nedeni ile toparlanmanın istenen seviyede gerçekleşmediğini anlattı. LASİAD Başkanı Eyyüpkoca, son dönemde artış trendinde gibi görünse de rakamların yalancı bahara işaret ettiğini belirterek, “Son 10 yılın en düşük seviyelerindeyiz hala. Şu an doğu bloku ülkeleri ile alakalı Rusya- Ukrayna savaşı devam ettikçe bizim bir önceki rakamın üstüne çıkma ihtimalimiz sıfır. Tüketim alışkanlıkları, tüketim miktarları değişti. Rusya burnundan kıl aldırmasa da her geçen gün içeride sıkıntıya düşüyor. O pazarda toparlanma olmadığı sürece eski günlere dönmek zor” dedi. Son dönemde artan rakamların ise daha önce verilen siparişlerden kaynaklandığının altını çizen Eyyüpkoca, şöyle devam etti: “Ama onların satılması ve yeni sipariş verilmesi zor. Zaten biz fiyatlama konusunda yüksek maliyetler nedeni ile rekabet edemiyoruz. Bu nedenle pazarlar Çin’e kayıyor. Afrika’ya yönelelim dedik ama orada da ölçek oluşmadı. İyiden iyiye daha da dibe gidiyoruz. Şu an kapasiteler yüzde 30-40’larda. Kapanmalar başladı. Böyle devam ederse daha da artacak. Bugün savaş bitse bile toparlanma öyle kolay olmayacak” dedi.
Pazarı Çin ve Mısır kaptı
Merter Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanı Gürbüz Oruç, son dönemde özellikle bayram sonrasında bir hareketlilik yaşansa da yeterli düzeyde gerçekleşmediğini anlattı. Oruç, “Geçmiş yıllara göre hala çok gerideyiz. Artık toptancı firmaların Türkiye ile çok fazla çalışma imkanı yok. Rusya ya da Suudi Arabistan’dan olup bizim müşterilerimizden toptan alım yapanlar artık Çin ve Mısır’ı tercih ediyorlar. Tekstil hep var olacak bu ülkede ama sıkıntılar da bizi bayağı zorlayacak. Bu nedenle bundan sonraki dönemde çalışma şekillerini değiştirmek gerekiyor” dedi. Bu noktada e-ihracatı örnek gösteren Oruç, şöyle devam etti: “Geçmişte fiziki olarak müşterilerin buraya gelip ürün alması kaçınılmazdı ama bu iş artık bitti. e-ticaret platformları ile ilerleniyor. 100 binden fazla insan bu yolla ihracatçı konuma geldi. Bunun daha da artacağını düşünüyoruz.” Bu dönemde dost ve kardeş ülke olarak lanse edilen ülkeler ile sıkıntılar yaşandığını da anlatan Oruç, “Kargo ve navlun bedelleri, ürünlere uygulanan vergi çok yüksek. Mesela Azerbaycan ile kargo bedeli çok yüksek. Ürünün fiyatını buluyor kargo ücreti. Bu Ortadoğu’da da Türki Cumhuriyetlerde de sıkıntı. İran, Irak’ta da sıkıntı. Bu problemlerin bir şekilde çözülmesi gerekiyor” diye konuştu.