Rusya’nın Ukrayna’ya yardım eden ülkelere açık tehdidinin ardından Almanya ve İngiltere savaş hazırlıklarına başladı. Her iki ülke ekonomik problemlerle boğuşmaya devam ediyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın artık Kiev’e uzun menzilli silah tedarik eden ülkelerdeki “askeri tesislere” saldırma “hakkına” sahip olduğuna inandığını söyledi. Her ne kadar bunu açıkça söylemese de İngiltere ve ABD’ye yönelik saldırıları kastettiği açık.
Ukrayna güçlerinin geçtiğimiz hafta Rusya’daki askeri hedeflere İngiliz yapımı uzun menzilli Storm Shadow füzeleri fırlatması, ABD ile birlikte İngiltere’nin de Moskova tarafından cezalandırıcı ve muhtemelen şiddetli bir misilleme için meşru bir hedef olarak görüldüğü anlamına geliyor. İngiltere Genelkurmay Başkan Yardımcısı Korgeneral Rob Magowan ise cuma günü yaptığı açıklamada Rusya’nın Doğu Avrupa’yı işgal etmesi halinde onları karşılayacaklarını belirterek, “İngiliz ordusunun bu gece savaşması istenirse bu gece savaşırız” şeklinde konuşmuştu.
ABD’de Joe Biden yönetiminin Ukrayna’nın Rusya içinde ABD üretimi Atacms füzeleri kullanımına izin verme kararı endüstriyel kapasitenin artık caydırıcılığı siyasi irade kadar güçlü bir şekilde şekillendirdiğini ortaya koyuyor. ABD, Donald Trump’ın ocak ayında başkanlığa geçmeden önce Ukrayna’nın Amerikan hassas vuruş yeteneklerini kullanması için dar bir pencere yaratırken, Avrupalı güçler daha belirsiz bir gelecek için savunma sanayi tabanlarını yeniden inşa etmek için yarışıyor. Avrupa, savunma sanayi kapasitesinin diplomatik kaldıraç için askeri güç kadar önemli hale geldiğini kavramaya başlarken, Avrupalı liderler Ukrayna’ya yönelik desteklerini, acil askeri yardımdan ziyade sürdürülebilir üretim kabiliyeti açısından giderek daha fazla çerçevelendiriyor.
Alman ekonomisi durgunluğun eşiğinde
Geçtiğimiz ay imzalanan İngiltere-Almanya Trinity House Anlaşması bu eğilimin altını çiziyor. “Yepyeni genişletilmiş derin vuruş silahlarını hızla geliştirme” taahhüdü askeri iş birliğinden daha fazlasını temsil ediyor. Anlaşma İngiltere’de yeni bir topçu silahı namlusu fabrikasının önünü açarak 400 kişiye istihdam sağlayacak ve yaklaşık 500 milyon sterlinlik ekonomik fayda vaat ediyor. Daha da önemlisi, İngiliz ve Almanların ABD’nin hassas vuruş sistemlerine olan bağımlılığını azaltabilir.
Bir zamanlar Avrupa’nın güç merkezi olarak lanse edilen Alman ekonomisi bugün durgunluk ve askeri çalkantılarla boğuşuyor. Federal İstatistik Ofisi Destatis tarafından açıklanan son rakamlar, Alman ekonomisinin bir önceki çeyreğe kıyasla sadece yüzde 0,1 büyüdüğünü gösteriyor. Bu hayal kırıklığı yaratan performans, analistlerin yüzde 0,2’lik büyüme öngören beklentilerinin gerisinde kalırken, dar marj Almanya’nın iki çeyrek üst üste negatif büyüme ile tanımlanan resesyona girmekten kıl payı kurtulduğunu gösteriyor. Ancak aynı zamanda ekonomik toparlanmanın kırılganlığını da vurguluyor.
İngiltere’de ise ekonomi birinci çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,8 oranında büyüdü. Ekonomistlerin tahmini ise büyümenin yüzde 0,9 olması yönündeydi. Ülkede enflasyon artan fatura fiyatlarıyla bağlantılı olarak ekimde yüzde 2,3 ile beklentilerin üzerinde yükseldi ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) geçen ay belirlediği yüzde 2 hedefinin üzerine yeniden çıktı. Bu sebeple mevcut enflasyon seviyesi, Boe’nin daha fazla faiz indirimi yapmayacağı yönündeki bahisleri artırıyor. Ekonomistler, İngiltere’de enflasyonun yıllık bazda yüzde 2,2 artmasını bekliyordu.
Operation Deutschland senaryoları
Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung’un haberine göre ” Operation Deutschland” olarak bilinen planda Almanya’nın Rusya’dan gelen nükleer tehditlere yanıt olarak ABD kuvvetleri de dahil olmak üzere 800 bine kadar NATO askerinin Ukrayna’ya konuşlandırılmasını nasıl desteklenebileiceği ayrıntılarıyla anlatılıyor. Bin sayfalık belgede özel koruma gerektiren kritik altyapı özetlenirken, savunma veya kriz senaryoları sırasında atılacak eylemleri belirtiyor. Belgeye göre NATO’nun doğu kanadında artan bir gerginlik durumunda Almanya, birliklerin, askeri teçhizatın, gıda malzemelerinin ve tıbbi yardımın transferi için önemli bir merkez görevi görecek.