Dünyanın önde gelen merkez bankaları son on yılların en kötü enfl asyon şokunun ardından faiz oranlarını düşürmeye çalışırken, küresel ekonomi yeni yıla artan jeopolitik gerilimlerle giriyor. Enfl asyonist baskılar devam ederken İngiltere ekonomisi bocalıyor. Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomileri siyasi kargaşa içinde. Çin ise ekonomisini canlandırmak için mücadele ederken, güney ülkeleri artan borç faizi ödemeleriyle karşı karşıya.
Ekonomistlere göre 2025’te ekonomi 20 Ocak’ta Beyaz Saray’a dönecek olan Donald Trump’ın bir dizi yeni politikayı ne kadar hızlı ve dramatik bir şekilde uygulamaya koyacağına bağlı. Özellikle gümrük vergileri ve göçle ilgili birçok belirsizlik, ekonomiyi öngörülemeyen şekillerde sekteye uğratabilir.
Trump’ın kesin zaferi, Çin’le olan çatışmalarının dünya ticaretine yayıldığı ilk dönemine kıyasla çok daha büyük ölçekte küresel savaşlar yaşanması ihtimalini arttırdı. Ancak pek çok ekonomist Trump’ın seçim kampanyası sırasında dile getirdiği ve Çin’e %60’a varan, ABD’nin hem düşmanlarına hem de müttefiklerine %20’ye varan ithalat tarifelerini içeren tehdit cephaneliğinin tamamını kullanmaktan kaçınacağı konusunda umutlu.
Jeopolitik krizler de ekonomiyi olumsuz etkiliyor
Seçilmiş başkanın ticari vergi ve düzenlemeleri azaltma vaatleri yatırımcıları Amerikan borsasında bir yükseliş umuduna sevk etse de önlemlerinin ABD federal bütçesinde büyük bir delik açmasından korkuluyor. Hane halklarının ithalatta daha yüksek vergilerle vurulması da enflasyonu tetikleyebilir.
Diğer yandan, Ukrayna ve Ortadoğu’daki çatışmalar nedeniyle tansiyon yüksek seyrederken, Fransız ve Alman hükümetlerinin zor durumda olduğu Euro Bölgesi’nin merkezinde siyasi belirsizlik artıyor. Moody’s Analytics’in baş ekonomisti Mark Zandi, “Önümüzde kesinlikle bazı fırtınalar var. Ekonominin üzerindeki parlaklığın 2025’te kaybolacağından şüpheleniyorum” yorumunda bulundu.
Ekonomistler bu yıl bir resesyon öngörmeseler de, önümüzdeki haftaların rotayı belirlemede etkili olacağını söylüyor. Ekonomistler Trump’ın Beyaz Saray’a geçiş sürecini yakından takip ediyor ve iş piyasası, enflasyon ve tüketici harcama alışkanlıklarını izleyerek işlerin nasıl değişebileceğine dair ipuçları arıyor.
EKONOMİSTLERİN YENİ YILDA YAKINDAN İZLEYECEKLERİ BEŞ ALAN
1-Gümrük vergileri
Uzmanlar, Trump’ın kapsamlı gümrük tarifeleri uygulama planlarının ekonomiye yönelik en büyük tehditlerden biri olacağını söylüyor. Seçilmiş başkan, ülkenin en büyük ticaret ortaklarını Çin mallarına %10, Meksika ve Kanada’dan yapılan ithalata ise %25 ek gümrük vergisi uygulayarak cezalandırma sözü verdi ve ekonomistler bunun fiyatları hızla yükseltebileceğini söylüyor. Yakında daha pahalı hale gelebilecek ihtiyaçlar, araba ve beyaz eşya gibi büyük fiyatlı ürünlerden bakkaliye ve benzin gibi günlük temel ihtiyaçlara kadar uzanıyor. Trump seçim kampanyası sırasında sadece bu ülkelerden değil, tüm ithalat ürünlerine yönelik kapsamlı gümrük vergilerinden de bahsetmişti. Sağ eğilimli bir düşünce kuruluşu olan Tax Foundation’da ekonomist olan Alex Durante Washington Post’a verdiği demeçte, “Tarifeler her şeyi daha pahalı hale getirir. Ekonomiyi küçültür ve insanları daha da yoksullaştırır” yorumunda bulundu. Tarafsız bir düşünce kuruluşu olan Vergi Politikası Merkezi’nin tahminlerine göre, yeni gümrük vergileri önümüzdeki yıl ortalama bir haneye yaklaşık 3 bin dolara mal olabilir ve bu da vergi sonrası gelirlerinin yaklaşık %3’üne denk geliyor. Ekonomistler gümrük vergilerinin ekonomik büyümeye zarar verebileceğini, fi yatları yükseltebileceğini ve iş kayıplarını teşvik edebilecek genel bir darbeye hazırlandıklarını söylerken, Trump’ın geçiş ekibinin üyeleri vergilerin yaygın bir enflasyona yol açabileceği fikrine karşı çıkıyor. Vergi Vakfı’nın tahminlerine göre, diğer hükümetlerin misilleme önlemleriyle birlikte yeni gümrük vergileri, ABD GSYH’sinden %1,7’lik bir kesinti yapabilir ve 1,4 milyon daha az Amerikan istihdamına neden olabilir.
2- Sınır dışı etmeler
Son dönemde göçte yaşanan artış ekonomik büyümeye ve iş piyasasının canlanmasına yardımcı oldu. Ancak ekonomistler, Trump’ın milyonlarca belgesiz göçmeni sınır dışı etme ve daha geniş anlamda göçü engelleme planlarının işgücü piyasasını sekteye uğratabileceğini söylüyor. Muhafazakar bir düşünce kuruluşu olan American Action Forum’un başkanı Douglas Holtz-Eakin, “Biden yönetimi altında işgücünde hızlı bir büyüme sağlayan ve Fed’in enfl asyonu düşürmesini kolaylaştıran çok fazla göç aldık. Ancak Trump düzene müdahale ederse, çalışma alanlarını yeterince dolduracak işçimiz olmayacak ve yine çok sıkı bir işgücü piyasasıyla karşı karşıya kalacağız” eleştirisinde bulundu. Ekonomistler, göçün yavaşlamasının inşaat, konaklama ve tarım gibi emek yoğun sektörlere orantısız bir şekilde zarar vereceğini ve bunun da muhtemelen konut, gıda ve çatı kaplama ve boyama gibi hizmetlerin maliyetini artıracağını söylüyor. Amerikan Göçmenlik Konseyi’nin tahminlerine göre, toplu sınır dışı edilmeler sonucunda sadece inşaat sektörü 1,5 milyon işçi ya da işgücünün yaklaşık %14’ünü kaybedebilir.
3- Vergi indirimleri
Trump’ın ilk döneminde imzaladığı kapsamlı vergi indirimleri 2025 yılının sonunda sona erecek. Vergi Politikası Merkezi’nde kıdemli bir araştırmacı olan Howard Gleckman’a göre bunlar “neredeyse kesinlikle” uzatılacak. Ancak diğer vergi politikalarının neler olabileceği daha az net. Trump, kampanyası sırasında ailelere ve şirketlere bahşişler, fazla mesai ücretleri ve Sosyal Güvenlik yardımları üzerindeki vergilerin kaldırılması da dahil olmak üzere bir dizi ek kesinti sözü verdi. Bu önlemler kısa vadeli ekonomik büyümeyi tetikleyebilir ve hane halkı ve işletmelerin gelirlerini artırabilir. Yine de uzmanlar hemen bir vergi revizyonu beklemediklerini söylüyorlar. Charles Schwab’dan Sonders, Trump’ın aynı zamanda federal açığı azaltmaya odaklandığı göz önüne alındığında, göreve geldiğinde yapacağı ilk işlerden birinin ek borç almak olmasının pek olası görünmediğini söyledi.
4-Enflasyon
Dünyanın en güçlü merkez bankaları, enflasyonun beklenenden daha hızlı düşmesinin ardından 2024 yılında faiz oranlarını düşürmeye başladı. Önümüzdeki yılın en büyük odak noktası, devam eden enflasyonist baskılar ve ekonomik büyüme görünümüne ilişkin endişeler nedeniyle borçlanma maliyetlerinin daha ne kadar düşürüleceği olacak .Fed bir dizi agresif faiz artırımıyla enflasyonu düşürme konusunda önemli adımlar attı. Ancak son zamanlarda ilerleme durdu ve ekonomistler, Trump’ın daha acımasız gümrük vergisi ve göçmenlik planlarından bazılarını ilerletmesi halinde önümüzdeki yıl daha da çözülebileceğini söylüyor. Deutsche Bank, şu anda %2,8 olan bir enflasyon ölçütünün, yeni gümrük tarifelerinin yürürlüğe girmesi halinde önümüzdeki yıl %2,5 olan ilk tahminlerden %3,9’a kadar yükselebileceğini tahmin ediyor. Fed Başkanı Jerome Powell politika yapıcıların “tarifelerin ekonomideki enflasyonu nasıl etkileyebileceğini ve bunu nasıl düşüneceklerini” ayrıştırdıklarını söyledi. Merkez Bankası bu ay faiz oranlarını üst üste üçüncü kez düşürdü ancak ek indirimlerin önümüzdeki yıl işlerin nasıl gelişeceğine bağlı olacağını söyledi. Fed’in tercih ettiği ölçüye göre %2,4 olan enflasyon, Haziran 2022’deki %7,2’lik zirve seviyesinden düşmüş olsa da merkez bankasının %2’lik hedefinin hala üzerinde.
5- Hisseler senetleri
Son döneminde Trump, kendi gözetiminde yeni zirvelere ulaşan borsanın performansıyla sürekli övünüyordu. Ancak ekonomistler bu performansın tekrarlanmasının zor olabileceğini söylüyor. Hisse senetleri Biden döneminde yükselişini sürdürdü ve üç büyük endeks de (S&P 500, Dow Jones Endüstriyel Ortalama ve Nasdaq bileşik endeksi) son haftalarda tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaştı. Bu durum ülkenin en zenginlerinin portföylerini artırarak ekonomiye güç verecek şekilde harcama yapmaya devam etmelerini sağladı. Ancak piyasanın altın çağı yakında sona erebilir. Fed’in aralık ortasında gelecek yıl faiz oranlarını ne sıklıkta düşüreceğini yeniden düşündüğünü söylemesinin ardından hisse senetleri değer kaybetti. Ve ekonomistler, büyümeyi engelleyen hükümet politikaları da dahil olmak üzere herhangi bir ek ters köşenin son kazanımları hızla tersine çevirebileceği konusunda uyarıyor. Zandi, borsadaki bir düşüşün tüketici harcamalarını hızla düşürebileceğini ve daha geniş bir ekonomik yavaşlamaya yol açabileceğini söyledi.