Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde bu hafta, 2023’e ilişkin beklentileri değerlendirmeye devam etti. İkili borsaya dair öngörülerini, genç yatırımcıları ve geçen hafta artan oynaklığı dikkate alarak paylaştı.
Güldağ, bu yıl işveren maliyetlerinin de önemli bir gündem maddesi olacağını ifade ederken, Ağaoğlu merkez bankalarının başrolde kalacağını kaydetti. Ağaoğlu, değerli metallerde önce düzeltme, sonra yükseliş beklerken, kahve ve buğdaya dikkat çekti.
Güldağ: Artık Şans Sohbetleri’ni cuma günleri çekip, gazetemizde pazartesi günleri yayımlayacağız. Yeni dönemin ilk yayınını da 6 Ocak Cuma, saat 13:00 civarında gerçekleştirdiğimizi paylaşarak başlayalım. Geçen haftadan sözümüz vardı; “2023 beklentilerine devam ederiz” diye…
Ağaoğlu: Öncelikle herkese sevdikleriyle, çok sağlıklı bir yıl diliyorum. Küresel bazda bakarsak, 2023 ağırlıklı olarak merkez bankalarının enflasyonla mücadelesiyle geçecek. Yüksek faiz ortamının yıl boyunca süreceğini düşünüyorum. Resesyonun da çok sert olacağını sanmıyorum. Bize gelirsek, ortasından seçim geçen bir yıl. 2023; yakında üretim yakında tüketim, ‘nearby sharing’ denilen akımın güçleneceği, özellikle karbon vergileri ve ‘yeşil’e ağırlık verilmeye devam edileceği, ama bunun da biraz ticaret savaşları şeklinde cereyan edeceğini düşündüğüm bir yıl olacak. Türkiye, Avrupa pazarının yakınında, umarım bu şansı iyi kullanır.
Güldağ: Nearby sharing Türkiye için önemli bir avantaj ama şu an bunu hissedemiyoruz. Tam tersine çalışmaya başladı. Navlun düştü, Türkiye’de yüzde 40 civarında, pahalı kalmaya başladı. Teknik olarak ifade edilen resesyon da sıkıntı yaratıyor. Özellikle tekstil ve hazır giyimde daralma çok fazla hissedilmeye başladı. Dolar seviyesi de ihracatçıların başka bir serzenişi…
Ağaoğlu: Evet kur tarafının da getirdiği ekstra bir yük var. Kur artsın diye söylemiyorum, enflasyon aşağı düşsün. Bunun için adımlar atılması gerekiyor. Bu nedenle geçen hafta da ifade etmiştim, şu seçim hakikaten bir an evvel geçsin gitsin. Kim gelirse gelsin faizlerin mutlaka artması gerekiyor, bunun da bir yeknesaklaştırma politikası çerçevesinde yapılması şart. Yani enflasyona yakınsamış tek bir faiz. Parite destek verebilir ihracatçıya bu yıl. 1,0850, 1,09 hatta 1,12’leri görebiliriz yıl içinde. Bunun da Türkiye’ye bir parça destek olacağını düşünüyorum.
Güldağ: EYT ve asgari ücret meselesi de bayağı bir zorlayacak gibi önümüzdeki süreçte işvereni. Çünkü asgari ücrette nisan, mayıs gibi tekrar bir artış düşünülüyor. EYT’de de iş dünyası cephesinde bu işi nasıl yöneteceklerine ilişkin derin bir kaygı var. Yani 2023’te bu işler epey bir enerji kaybına neden olacak gibi görünüyor.
Ağaoğlu: İşletmelerin KDV alacakları var devletten ve devlet bunu menkulleştiriyor. Şirketler sıfır faizle devleti fonluyor. EYT nedeniyle ortaya çıkan fonlama ihtiyaçlarına karşılık KDV mahsuplaşması veya KDV’deki alacaklarının ödenmesi şeklinde şirketlere bir fonlama imkanı yaratılabilir. Aksi halde, işverenler açısından yük olduğu gibi çalışma barışını da tehdit edecek hale gelir bu iş. Evet EYT belli bir kesimi mutlu ediyor olsa da, toplamına baktığımızda uzun vadeli maliyetleri can acıtabilir.
Güldağ: Borsa için de 2023 beklentini merak ediyorum ama öncesinde bu haftaki hareketi sormak istiyorum. Borsaya 1,4 milyon yeni katılımcı geldi, özellikle de 500 bin civarı aralık ayında giriş yaptı. Bu genç yatırımcılar, son dönemde yaşanan ralli sonrası ilk kez üst üste 3 gün ciddi bir satışa tanık oldular. Panik mi yaşadılar, nasıl yorumlarsın bu hareketi?
Ağaoğlu: Perşembe günü yüzde 7 kayıp vardı, 4960’a kadar geriledi endeks. Cuma günü de biz programı yaparken yüzde 3’e yakın toparlanma söz konusu. Ciddi bir volatilite. Bu dalgalanmada mutlaka kaldıraçlı, kredili işlemler var. Ama yükselişinin arkasındaki sebep; devletin de hoşuna gittiği şekilde, hisselerin yukarı gitmesini bekleyen veya o amaçla borsada olan çok ciddi genç yatırımcı oluşu. Yani yaş bakımından değil de, yatırımcı açısından yaşları büyük olmayan diyelim. Tecrübeleri fazla yok. Ben bu dönemi daha önce iki, üç kez yaşadım. İşin ustaları daha önceden topladıkları malları bu dönemde son kullanıcılara verir. O son kullanıcılar da uzunca bir süre fiyatı artmayan hisse senetleriyle baş başa kalırlar. Yine aynı döneme doğru geliyoruz.
Güldağ: Yani 2022’deki yükseliş trendi hız mı keser diyorsun?
Ağaoğlu: Bu yıl oynaklığın çok daha yüksek olacağını düşünüyorum, seçim öncesi ve sonrasını da hatırlatarak. Özellikle genç yatırımcılara gerçekten bütün tasarruflarıyla orada olmamalarını tavsiye edeyim. En azından daha sonra da yatırım yapabilecekleri bir sermayeyi mutlaka ayırsınlar. Çünkü o gün gelebilir. O gün çok ucuza alıp zararlarını kurtarma şansları da olabilir. Vadeli kontratlar, opsiyonlar gibi çok daha farklı enstrümanlar var ve bu enstrümanları da çift yönlü kullanma konusunda kendilerini eğitmelerinde fayda var. Endeks dolar bazında 2,80’lerde. 3,60-65 bandı gibi bir hedefim var benim bu yıl içinde. Bu nasıl olur sorusu; ya fiyatlar artarak olur ya kur düşerek. Ya da Türkiye’de farklı bir durum ortaya çıkar. Onu bilemiyorum ama 3,60’ların üzerine çıkılmasını da çok fazla beklemiyorum. Yani 3’ü baz aldığımızda da yaklaşık yüzde 20’lik dolar bazında bir getiri hiç fena sayılmaz. Ama bunu yakalamanın hayli zor olacağının da altını çizeyim.
Güldağ: Zaten geldiği seviyeye bakıldığında “Borsa İstanbul artık ucuz değil” diyebiliriz herhalde…
Ağaoğlu: Aslında çok güzel özetledin. O eskidendi. Türkiye’ye yabancılar gelecek burayı kopup götürecek. Yabancı 3 dolardan 5 dolara gidecek borsayı biraz düşünebilir. Ama başlangıç yeri 3 Ocak 2022’de 1,4 dolar. 5,1 doları hedefleyerek mal alanlar var. 1,4’ten bu seviyeye gelmiş piyasayı 5,1’e götüreceksiniz eğer, ihya olur. Böyle bir dünyanın çok fazla sürdürülebilir olduğunu düşünmem. Yabancı da düşünmez.
Güldağ: Bu arada KKM’den geçen hafta 48 milyar liralık çıkış oldu. Son 8 haftadır da döviz tevdiat hesaplarında düşüş yaşanıyor. 20 milyar doların üzerinde. Yazarımız Alaattin Aktaş cuma günü kaleme aldığı yazısında 27,7 milyar dolar olarak hesap etmiş. “Bu para borsaya gitti” desek çok açıklayıcı olmuyor.
Ağaoğlu: Buralardan çıkan para konutta, eurobond tarafında değerlendirilmeye çalışılıyor olabilir. DTH’taki azalmanın arkasında Merkez Bankası’nın devam eden tedbirlerinin, insanların kulağına kaçırdığı kar suyunun etkisi olduğunu düşünüyorum. İşte son olarak, bir bankanın yazışması yansıdı; “50 bin dolar üzeri yurtdışı transferlere belge ibrazı zorunluluğu” diye. Öte yandan bazı güvensizler eve götürmüş olabilirler dövizlerini. Bu arada gerek birey olarak gerek kurumlar olarak net döviz borç ödeyicisi olduğumuzu da unutmayalım.
Borsanın giriş kapıları geniş, çıkışları dardır!
Güldağ: Bu hafta nasıl bir piyasa beklersin, dikkat çekilmesi gereken noktalar var mı?
Ağaoğlu: Bu haftaya özel bir durum yok. Genel çerçevede merkez bankalarının para politikalarına dair mesajlar yine piyasaların ana odağı durumunda. Dolar/TL’de minik minik de olsa yukarı yönlü kıpırdanmalar başladı. Bunda DTH çekilmelerinin de etkisinin olduğunu tahmin ediyorum. Ama geçen hafta iki kez devre kesicinin çalıştığı borsa cephesinde dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum. İşlem hacmimiz dev boyutlara ulaşmış gibi görünüyor ama nominal olarak böyle. Likidite akışkanlığı aslında tasavvur edildiği kadar çok büyük değil. Yani derinliği çok fazla olmayan piyasada bu şekilde sert hareketler yaşanabiliyor. Genç yatırımcılara tavsiyem; borsaların giriş kapıları çok geniştir. Herkes çok rahat girer, fakat çıkış kapıları çok dardır. O dar kapıya herkes hücum ettiğinde çok az insan elini, kolunu, bacağını kaptırmadan sağ salim çıkabilir. Lütfen akıllarında bulundursunlar.
Petrolü, ABD rezervleri destekler
Güldağ: Brent petrol yeni yıla 77 – 87 dolar bandında hareket gördük.
Ağaoğlu: Petrolde yıl başında gelen ‘Çin açılacak, normalleşiyor’ talebiyle ortaya çıkan önemli bir hareket oldu. Çin’deki açılmaya rağmen petrol talebinde coşku pek mümkün görünmüyor. Ama Amerika’daki stratejik petrol rezervleri çok düşük seviyede. Onların tekrar doldurulması gerekiyor. Bu nedenle Brent petrolün 65-70 dolara kadar gerilemesini bekliyorum. WTI da şu anda 75 dolar seviyelerinde o da benzer hareket yapacaktır. Özetle, ABD’nin petrol fiyatında bir zıplama olursa ona yetecek stratejik rezervi yok. O nedenle rezervi tamamlaması gerekiyor. Yumuşak bir dönem geçirilir ve o dönemde o rezervler tamamlanır. Ondan sonra piyasa tekrar oyuna devam eder. Özellikle kuzey yarımküredeki yumuşak geçen kış ayları, düşen gaz fiyatları da petrole olan talebi aşağı çekiyor. Çin’in de bu kurguya çok fazla etki edeceğini düşünmüyorum.
Gümüş ve altında ana tema yükseliş
Güldağ: Gümüş ve altın için “enflasyondan yeterince yararlanamadılar” değerlendirmesi yapmıştın. Nasıl bir trend bekliyor bizi?
Ağaoğlu: Kısa vadede düzeltme eğilimi devam eder. Gümüşte 24,24 seviyesi önemli demiştim, bunun üzerinde zorlanıyor. Bu seviyeden başlayan dönüş 22 dolarlara kadar sürebilir. Bu seviyenin de altına inmesini beklemiyorum. 22 dolardan itibaren gümüş tekrar yukarıya bir hareket yapar. Genel fotoğrafa bakarsak da bu yıl 22-29 dolar aralığında hareket edecek. Altın da gümüşe paralel bir trend çizer. Aşağı yönlü harekette 1765’in altına ineceğini sanmıyorum. Yıl genelinde yukarı yönlü beklentimi koruyorum. 1900 doların mutlaka bu sene içinde görüleceğini düşünüyorum. Hatta bu seviye aşılırsa da 1965 -75 bandı konuşulur.
Kahve ve buğday, izlemeye değer
Güldağ: Sanırım son dönemin en sıcak aralık ve ocak ayı. Bu durum bir kuraklık sorununa dönüşür mü sence ve tabii ki tarımsal emtialar nasıl etkilenir?
Ağaoğlu: Kuraklık meselesi ve olası yansımalarını konuşmak için henüz erken. Yağış mevsimi bitmedi, izlemek gerek. Emtia tarafında özellikle kahveyi izliyorum ben. Çok ilginç manipülasyonların olabildiği bir ürün. Aslında tarımsal ama aynı zamanda finansal bir ürün. Çok önemli gerilemeler yaşadı geçen senenin ortasından itibaren. Yeni bir oyun alanı olarak bu sene ilginç olabilir veya birilerinin daha fazla dikkatini çekebilir. Buğdayda da çok önemli satışlar geldi tabii. Yani tarımsal emtia tarafında kahve ve buğday yakından izlenmeli bu yıl.