Adnan AÇIKGÖZ
Türkiye’deki kara ve deniz lojistik firmaları; yakıt, araç bakım ve vergi benzeri maliyetlerin artması nedeniyle zor günler geçiriyor. Özellikle kara taşımacılığında kalifiye TIR şoförü eksikliği, işleyişi aksatan önemli bir kıstas olarak göze çarpıyor. Deniz taşımacılığında ise liman harçları ve düşüşe geçen navlun fiyatları sektöre darbe vuruyor. Yaşanan olumsuz gelişmeler ışığında kurumsal lojistik firmaları zorlayıcı koşullara rağmen ayakta kalabilse de KOBİ niteliğindeki şirketler ifl as endişesi yaşıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin (UND) Yüksek İstişare Konseyi Üyesi Muazzez Araç; akaryakıt, harç, araç bakım, MTV, işçilik ücreti, sigorta primi masrafl arı, otoyol kullanım bedeli ile trafik ve kantar cezalarının öne çıkan maliyetler arasında yer aldığını belirtti. Son günlerde kendi şirketinde 7 bin 500 TL kantar cezası ödediklerini anlatan Muazzez Araç, “İstanbul’a 15 bin liraya yük taşırken, navlunun yarısı kadar ceza ödenmesi bizleri zor durumda bırakıyor. Belirtilen tarihte ödenmeyen ceza tutarları 4 katına kadar çıkabiliyor. Sektör temsilcilerimiz bu kadar kolay para kazanmıyor. Cezalar zamanında tebliğ edilirse sürücüye fatura edilebilir ancak uzayan tebliğ süresinde şoför işten ayrılınca ödeme yükümlülüğü şirketlere düşüyor. Bunu sıkça yaşıyoruz. Kısa süre içinde ödediğimiz 2 farklı kantar cezasını, şoförlerin işten çıkması nedeniyle şirket kasasından ödemek zorunda kaldık. Yurtdışı çalışan sürücü harcırahının Euro üzerinden ödenmesi de ekstra maliyet oluşturuyor” dedi.
6 aylık sürelerde bölgeler özelinde rayiç bedel planlaması yapılmasını isteyen Muazzez Araç, TİO Belgesi sahipliğiyle ilgili de uyarılarda bulundu. Bir lojistik firmasının, TİO adındaki komisyonculuk belgesine sahip olabilmesi için belirli standartları karşılaması gerektiğini vurgulayan Muazzez Araç, “Bu belgeyle fatura kesmeden sadece aracılık hizmeti vererek kazanç sağlayan sektör dışı şirket veya kişiler, lojistik firmalarının iş almasını ve düşük kazançla çalışmasını engelleyerek ekonomik kayba neden oluyor. Acilen somut adımlar atılmasını bekliyoruz. Bahsettiğimiz olumsuz koşullar kapanan, birleşen ve küçülen firma sayısını artırıyor. Piyasadaki hareketlilik, derneğimizin üye sayısında dalgalanmaya yol açıyor. Son bir yıl içerisinde UND’ye üye firma sayısında yüzde 5’lik bir düşüşten söz etmemiz mümkün. Yeni yılla birlikte umut verici düzenlemelerin yapılması, hayati öneme sahip lojistik sektörünün ayakta kalmasını sağlayabilir. Aksi halde daha negatif tablolar bizleri bekliyor” dedi.
Geçtiğimiz Ağustos ayında başlayan sektör daralmasının 2024 yılı ilk çeyreğinde hızlanarak devam edeceğinin öngörüldüğünü belirten Gezairi Transport AŞ Genel Müdürü Adem Güler, navlunların dip seviyelere yakın seyretmeyi sürdürmesi ve diğer maliyetlerin enflasyon ile artmasının deniz taşımacılığındaki en büyük sorun olarak öne çıktığını söyledi. Küçük ve orta ölçekli freight forwarder firmalarının karlılıklarının düşmesine sebep olan bu durum nedeniyle işletmelerin küçüldüğüne şahit olduklarına dikkat çeken Adem Güler, “Kapanma ve küçülmelerin artışını önlemek devlet desteği elzemdir. Bu destekler direkt nakit ya da nakit akışını rahatlatacak şekilde verilmeli, ülkemizde monopol oluşturmaya çalışan uluslararası global firmaların denetimleri sıkılaştırılarak haksız rekabet önlenmeli. Aksi taktirde yerel küçük ve orta ölçekli firmaların yok olması ile artacak” açıklamasını yaptı.
“İstihdam projeleri ulusala yayılmalı
Çani Lojistik Kurucusu ve Genel Müdürü Murat Çani ise küresel ölçekte yaşanan TIR sürücüsü bulamama sorununun Türkiye’yi de etkilediğine işaret ederek, ağır vasıta sürücü belgesi almak için gerekli yaş sınırının 18’e düşürülmesi ve gençlerin sektöre entegrasyonunu sağlamak adına projeler geliştirilmesinin önemini vurguladı. Bir taraftan maliyet problemleri ile uğraşırken diğer yandan sefer yapacak sürücü bulunmamasının sorunları ikiye katladığının altını çizen Murat Çani, “Sektördeki birçok firmanın araçlarını garajdan çıkaracak sürücü bulunamıyor” diye konuştu.
“Şirketler kötü senaryolar için tedbir almalı”
Şirketlerin her türlü kötü senaryoya karşı tedbir alması gerektiğini kaydeden ATF Forwarding Genel Müdürü Haldun Kavrar da sektörde devlet desteğine ihtiyaç duyulmadığını savundu. Firmaların tüm yatırım ve planlamalarını pandemi dönemindeki yüksek talebe göre yaptığını aktaran Haldun Kavrar, “Rüzgârın terse döneceğini düşünmeyen firmalar yanıldı. Merkez bankalarının faiz artırımıyla beraber talepte yaşanan düşüşün dış ticaret rakamları ve ticarete olumsuz yansıması sektörü etkiledi. Yetişmiş insan kaynağı kıtlığı, finansmana erişim zorluğu ve ülkemizdeki asgari ücret zamları üst üste geldi. Dolar da yükselmeyince giderler TL bazında arttı. Tablo karşısında küçülmeye giden birçok firma şube kapattı, birleşmeye gitti, başka şirketlerce satın alındı. Sektörlerin destek almadan kendi ayakları üzerinde durması gerekiyor. Özellikle lojistikte devlet desteğine ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Firmalar planlarını, olası kötü senaryolara göre yapmalı. Şirketlerin sorunlarını kendi başlarına çözmelerinde fayda var” şeklinde konuştu.