İMAM GÜNEŞ
Yıl başında 275 milyar dolarlık ihracat hedefiyle yola çıkan ihracat dünyası; küresel talep daralması, Avrupa’daki enflasyonist ortam, kurun enflasyona paralel gitmeyişi gibi nedenlerle kan kaybı yaşadı ve hedef 255 milyar dolar olarak revize edildi. Yılın 11 aylık döneminde yüzde 0,7 artışla 232 milyar 900 milyon dolara ulaşan ihracat, son 12 aylık dönemde ise yüzde 0,9 artışla 255 milyar 800 milyon doları buldu. Aralık ayı ihracatının da 22- 23 milyar dolar bandında olmasıyla 2023 yılı için 255 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Ocak-Kasım döneminde 27 ihracatçı sektörün 14’ü bir önceki yılın aynı dönemine göre büyüme kaydederken 13’ünde düşüş görüldü. Geçen yıl 254,2 milyar dolarlık ihracatın üçte ikisini oluşturan ilk 10 sektörün 6’sı ise bu sene kan kaybetti. 2022 yılının ihracat şampiyonu kimya yüzde 9,6 gerilerken; hazır giyim, çelik, tekstil, demir ve demir dışı, mobilya sektörleri de düşüş gösterdi. Otomotiv, hububat bakliyat ve yağlı tohumlar, elektrik elektronik ve makine sektörleri ise artış sağlayan sektörler oldu.
Miktar bazında %12,5’lik düşüş
11 aylık dönemde Euro/dolar paritesinden 2,9 milyar dolar pozitif katkı alan ihracatçılar, satış miktarında çift haneli kayıp yaşadı. Bu dönemde tarım ürünleri ihracatında yüzde 9,1’lik, sanayi ürünlerinde yüzde 16,2’lik, madencilikte ise yüzde 17,9’lık daralma yaşayan ihracatçılar, genel bazda yüzde 12,5’lik düşüşle karşılaştı.
Bu yılı “çok olağanüstü bir dönem” olarak değerlendiren ihracatçıların ilk hedefi 2022 yılı rakamlarını yakalamak. EKONOMİ gazetesine konuşan ihracatçılar, pazarlarında özellikle Asya ülkelerinin rakip konumuna geldiğini, yerel seçimler sonrasında kurda artış beklediklerini, yılın ikinci yarısından daha ümitli olduklarını vurguluyorlar.
İHRACATÇI POZİTİF AYRIMCILIK İSTİYOR
EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi:
SEÇİME KADAR BEKLEYECEK ZAMANIMIZ YOK
İhracattaki kayıp yüzde 15’ler civarında. Özellikle hazır giyimde kayıp ciddi şekilde arttı. Enerji ve işçilik maliyetlerinin fiyat rekabetinde geriye düşmemizde büyük etkisi var. Rakip ülkelerdeki işçiliğe baktığınızda 50-150 dolar arasında. Bizde net olarak 600 doların üzerinde. Enerji maliyetleri 2 misliden fazla. Bu koşullarda rekabet etmemize imkân yok. Rakip ülkelerde devlet teşvikleri fazla. Ne sigorta, ne muhtasar vergisi ödüyorlar. Bütün Uzakdoğu’nun tamamı bizim rakibimiz. Bangladeş, Vietnam hazır giyimde bizi geçti. Biz artık pahalı geliyoruz. Doların 40 TL olması işlerimizi çalışabilir vaziyete getirir ancak 45 TL olması lazım ki rekabet edebilelim. Seçime kadar kurun yükseleceğine dair beklentimiz yok. Ama seçim öncesine kadar bekleyecek zamanımız da yok. Kara kara düşünüyoruz. 4 ay daha sabretmemiz gerekiyor.
İHBİR Başkanı Kazım Taycı:
MALİYETLERDE BİRTAKIM DESTEKLER BEKLİYORUZ
Gerçekleştirdiğimiz ihracat rakamları geçtiğimiz yılın yaklaşık yüzde 12 üzerinde. Siparişlerimizde bir azalma yok. Enfl asyonla doğru orantılı bir kur beklentimiz var. Şu anki kur, enfl asyon karşısında yeterli değil. Özellikle ABD’de her yıl ihracat oranımız artmakta. Şeker ve kakaolu mamullerde özellikle Güney Amerikalı ve Avrupalı üreticilerle ciddi rekabet içerisindeyiz. Rakiplerimize göre daha enerjik, daha esnek olmamız ve müşteri taleplerine hızlı cevap vermemiz bizi ön plana çıkarıyor. Mevcut otoritenin, ihracatçıya yaklaşımları ve söylemlerinin oldukça pozitif olduğunu görüyoruz. Yatırım yapabilmek için krediye ihtiyacımız var ama mevcut şartlarda değil. Daha özel daha iyi şartlarda kredilere ihtiyacımız var. Bunun sağlanmasını istiyoruz. Rekabet edebilmemiz için maliyet unsurlarımızda ilave birtakım destekler bekliyoruz.
İDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu:
POLONYA VE ÇEKYA CİDDİ RAKİP OLMAYA BAŞLADI
2024 yılı ilk çeyrekle ilgili otomotiv sektöründen gelen rakamlar yüzde 8 ila yüzde 10 arasında daralmayı öngörmekte. Beyaz eşya, makine sektöründe de buna benzer sipariş adetlerinde ve termin sürelerinde uzamalar görülmekte. Enfl asyonist ortamda hayat pahalılığının yaratmış olduğu satın alma gücünün kaybolması, Avrupa’da ve ABD’de şiddetini hızlı bir şekilde devam ettiriyor. Bir yandan faizlerin de yüksek olması satın alma iştahını azaltıyor. Satın almadan dolayı taleplerin düşüşü söz konusu. Polonya, Çekya Avrupa pazarlarında bize ciddi rakip olmaya başladı. Müşterilerimizi kaybetmemek için hükümetimizden beklemiş olduklarımız arasında rekabetçi kur politikası, faizlerle ilgili düzenlemeler, rekabetçi bir enerji fiyat tarifesi yer alıyor. Türkiye’nin Londra Metal borsasına kote bir LME deposuna sahip olmasını da istiyoruz.
İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz:
YÜKSELEN MALİYETLER REKABETÇİLİĞİMİZİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
İhracatçılarımız bir yandan üretim maliyetlerindeki artış ile mücadele ederken bir yandan küresel navlun fiyatlarındaki düşüş ve Çin’in dampingli ürün ihracatı sebebiyle fiyat baskısı ile karşı karşıya. İhracatımızdaki gerileme yüzde 10 seviyelerinde. En büyük ihracat pazarlarımız AB ve ABD’nin dünyadan tekstil ithalatında %20 seviyelerinde gerileme söz konusu. Dolayısıyla en azından pazar paylarımızı koruyabildiğimiz için mutluyuz. Türkiye’nin Asya ve Kuzey Afrika’daki rakipleri, pandemi döneminde yaşadığı kayıpları telafi edebilmek için büyük sübvansiyonlar gerçekleştirdi. Rakiplerimizin firmalarına sağladığı dampingli sübvansiyonlar, bununla birlikte enerji ve işçilik maliyetlerimizin rakiplerimize göre yüksek kalması rekabetçiliğimizi olumsuz etkiliyor.
ÇİB Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler:
ASYA ÜLKELERİ HEM İHRACATTA HEM İÇ PİYASADA RAKİPLERİMİZ OLDU
Bu sene ihracatımız yaklaşık yüzde 35 gerilemiş durumda. Özellikle 2021 yılı ile kıyaslanınca düşüş yaklaşık yüzde 50 civarında. İhracatımızda önemli rakiplerimiz büyük oranda Çin, Hindistan, Japonya, Vietnam, Tayvan, Endonezya gibi Asya ülkeleri. Üretimi 1 milyar ton seviyesinin üzerine çıkacağı tahmin edilen Çin, yüzde 12’lik artışla ilk 10 ayda ham çelik üretimini toplamda 12,5 milyon ton artıran Hindistan, ihracatta daha agresif olmaya başlayan Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler ihraç pazarlarımız haricinde yurtiçi pazarımızda da rakiplerimiz haline geldiler. Kurun stabil ve öngörülür olması, ithalat ve ihracat arasındaki dengenin süreklilik içermesi, yüksek önem arz ediyor. Yüksek maliyetler, korumacılık önlemleri gibi zorluklara rağmen, yılların kazandırmış olduğu tecrübe, çeviklik ve ürün kalitemiz ile pazarlarımızdaki varlığımızı devam ettireceğimize inanmaktayız.
GAİB Koordinatör Başkanı Fikret Kileci:
ERTELENEN TALEPLER ÖNÜMÜZDEKİ YIL GELİR
Talep daralmasından kaynaklı belli pazarlarda ihracat düşüşümüz var. Ortadoğu’da çok büyük düşüş yok ama Avrupa’da düşüş yaşıyoruz var. Bu daralmanın uzun süreceği düşünmüyorum. Ertelenen talepler şekil değiştirerek önümüzdeki yıl gelir. Fiyat odaklı ürünlerden ziyade nitelikli, özel ürünler ön plana çıkacak. Rekabetçilik açısından enfl asyon, kur, faiz üçlüsünün bir arada hareket etmesi gerekiyor. Denge bozulduğunda ihracatçı için işler iyi gitmiyor. Ülke olarak Endonezya, Çin, Bangladeş gibi ülkelerle rekabetten çıkıp daha kaliteli üretim yapan ülkelerle mücadele etmemiz gerekiyor. Fiyat odaklı iş yaparsanız her zaman ucuz olamazsınız, birisi gelir sizden daha düşük fiyat verir. Bu nedenle daha çevreci, katma değerli, karbon ayak izi sıfır olan ürünlere yönelmemiz lazım. İhracatta yöntem değiştirmeli, plan, program oluşturmalıyız. Daha az ürünü daha fazla değere satmamız gerekiyor.
AKAMİB Başkanı Onur Kılıçer:
AVRUPA’NIN KAYBINI MENA’DA TELAFİ EDEBİLİRİZ
Depremler bizi olumsuz etkiledi. Özellikle Hatay’ın ihracatın düşmesi bölge ihracatımızda etkili oldu. Depremler olmasaydı en azından başa baş bir ihracat rakamımız olurdu. Dünya piyasasında fiyatlar düşünce de ihracatımız azaldı. Ancak Suudi Arabistan’ın tekrar açılması nefes aldırdı, daha fazla da katkı gelecektir. Oradaki yeni yapılanma süreci ile otel projeleri alan firmalarımız oldu. 2024 yılı için daralma olacağını beklemiyorum. Ocak ayında İstanbul’da yapılacak fuar ile firmalarımız 2-3 aylık siparişleri doldurur. MENA Bölgesi’nde iyi giden ilişkilerimiz neticesinde Avrupa’da olabilecek kaybı telafi edebiliriz. Enflasyona paralel bir kur olsaydı fiyatlamada en cazip ülkelerden biri olurduk. 2022 daha iyi bir yıldı, onu yakalamak istiyoruz. 2024 yılı, 2023 yılına göre biraz daha iyi geçecektir. Hepimiz seçim sonrasında kurun artacağını düşünüyoruz. Kurun en azından aylık enflasyon oranlarında artması lazım.
UYMSİB Başkanı Prof. Dr. Seniz Yazgan:
MISIR, CİDDİ BİR İHRACATÇI OLDU
Bastırılmış döviz kuru ile ihracat yapmaya çalışıyoruz. Kurun seçime kadar baskılanacağını, seçim sonrasında bir sıçrama olacağını düşünüyoruz ama tahmin etmek de zor. Üretici açıklanan alım fiyatlarına bağımlı hale gelirken, yüksek enflasyon, döviz kurlarına bağlı olarak artan girdi ve işçilik maliyetleri ile rekabetçiliğini de kaybediyor. Bugün Mısır çok güçlü bir rakip oldu bize. Yine İtalya, İspanya, Yunanistan da rakiplerimiz arasında. Biz üretim kapasitesi açısından hepsinden daha güçlüydük, fiyatları biz regüle ediyorduk. Şimdi bu maliyetlerle bu gücü de kaybediyoruz. Bir ülkedeki alıcıya kilo bazında 1,1 dolar fiyat veriyoruz. Mısırlı firmalar 0,8 dolar veriyor. Dolar kurunun en az 35 TL olması lazım. Aksi halde fiyat rekabetçiliği sağlayamayız. Zirai karantina uygulaması nedeniyle birçok ülkeye potansiyelimizin altında ihracat yapıyoruz. Mısır, yeni protokoller imzalayarak ciddi bir ihracatçı oldu. İhracatı artırmak için bu protokolleri imzalamamız lazım.