Denizbank, ünlü futbolcuların da aralarında yer aldığı şube müdürü Seçil Erzan hakkındaki dava ve kendisine yönelik iddialara yönelik açıklama yaptı. Banka açıklamasında “Basında ve sosyal medyada yer alan bahse konu iddialar, bütünüyle gerçek dışı olup hiçbir resmi merciden bankamıza veya herhangi bir yöneticisine yönlendirme veya telkin söz konusu olmamıştır” denildi.
Dava kapsamında çıkan tartışmalara ve iddialara ayrıca, 20 soru ile de süreçte akla gelen sorulara banka açısından yanıt veren açıklamada Seçil Erzan’ın telefon görüşmeleri de yer aldı. Açıklamada Denizbank kurum olarak, eski bir çalışanlarının karıştığı, banka ile ilgisi bulunmayan münferit bir olayın kamuoyunda gündemi meşgul etmesinden üzüntü duyduğunu savundu.
Açıklamada, bankanın, kovuşturma süreci devam eden olayda; konunun mahkemeler nezdinde hızla ve adilane bir şekilde sonuçlanacağına olan inanç ve müşteri gizliliğine riayet etme ilkesiyle, hukuk sürecinin ve adaletin tecelli etmesini beklediği belirtildi. Açıklamaya şöyle devam edildi: “Ne var ki, yapılan çok sayıda tarafl ı yayın karşısında kamuoyuna bu bilgilendirmenin yapılması zorunlu hale gelmiştir. Her şeye rağmen açıklamamızda, kurum olmanın sorumluluğuyla hareket edilmesine özen gösterilmiş ve ilgili kişilerin adlarına yer verilmemiştir. Bankamız, konudan 2022 Haziran ayından itibaren Levent Büyükdere Caddesi Şubemizde müdür olarak görev yapan Seçil Erzan’ın iki günlük mazeret izni nedeniyle görevinin başında olmadığı 07.04.2023 tarihinde müşterimiz de olan bir şikâyetçinin şubeye gelmesi ile ilk kez haberdar olmuştur. Kamuoyunun dikkatine özellikle sunmak isteriz ki şikayetçilerin mağdur olduklarını iddia ettikleri olaylar yaklaşık bir yıl öncesine kadar gittiği halde 7 Nisan tarihine kadar hiç kimse tarafından konu ile ilgili ne bankamıza ne BDDK’ya ne de Cimer’e talep, ihbar veya şikayet iletilmemiştir.”
‘7 Nisan günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruldu’
Bankanın Teftiş Kurulu tarafından derhal konunun incelemeye alındığı kaydedilen açıklamada şu bilgiler verildi: “Öncelikle Seçil Erzan ile iletişime geçilmeye çalışılmış ancak kendisine ulaşılamamıştır. Aynı gün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulmuş, dosyada gizlilik talep edilmiş; Seçil Erzan’a hiçbir şekilde ulaşılamaması, ortada bir bankacılık suçu olma ihtimali de gözetilerek Seçil Erzan için yurt dışına çıkma yasağı talebinde bulunulmuştur. 7 Nisan Cuma günü ilerleyen saatlerde genel müdürümüz, yine spor dünyasından olan isimler tarafından aranmış ve görüşme talep edilmiştir.” Açıklamaya göre 8 Nisan Cumartesi sabahı spor dünyasından olan isimler Denizbank’ı ziyaret etti, kendileriyle bankanın Hukuk, Operasyon, Teftiş Kurulu, İnsan Kaynakları birimlerinin yöneticileri, ilgili bölge müdürü ve genel müdürün de katıldığı toplantı gerçekleştirildi. Açıklamada toplantıya ilişkin şöyle denildi:
“Toplantıda, spor dünyasından olan kişiler kendi eski hocalarının adıyla anılan bir fon olduğunu belirtip Seçil Erzan tarafından kandırıldıklarını ve önemli tutardaki paraları kendisine verdiklerini söylemişler, bir kağıda el yazısı ile yazılı alacaklı listesinin görüntüsünü vermişlerdir. Bankamız mağdur olduğunu beyan eden kişilerin isimlerini toplu olarak ilk kez böyle öğrenmiştir. ”
‘BDDK incelemesiyle zimmet suçunun olmadığı anlaşıldı’
Açıklamada; BDDK tarafından da yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu 5411 sayılı Kanun kapsamında zimmet suçunun söz konusu olamayacağının anlaşılması nedeniyle yazılı başvuru süreci başlatılmadığı kaydedilerek “5411 sayılı Kanun kapsamında bir zimmet suçunun varlığının bir mahkeme kararıyla tespit edilmiş olması halinde, mevzuat gereği banka, zimmete geçirilen paraları hak sahiplerine ödeyecek ve ardından sigorta poliçesine müracaat edebilecektir. Dolayısıyla, bankamızın kendi kuralları çerçevesinde çözümü olan bir durumdan kaçınma gibi bir refl eksi olmadığı halde ‘zimmet suçuna ilişkin delillerin karartılması amacıyla Seçil Erzan’ın alıkonulduğu’ yönündeki beyanatlar adli makamlar ile kamuoyunu yanıltmaya ve bankamızın itibarını zedelemeye yöneliktir” denildi. Açıklamaya şöyle devam edildi: “BDDK denetiminde bir anonim şirket olan bankamızın, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zimmet olmayan bir fiilden ötürü ödeme yapması halinde, asıl o zaman banka yöneticilerinin 5411 sayılı Kanun kapsamında zimmet suçunu işlemiş olacağını kamuoyunun bilgisine ayrıca sunmak isteriz. Konunun yargıya intikal etmiş olması karşısında basında yer alan ve gerçeği yansıtmayan beyan ve iddiaların en yakın zamanda açıklığa kavuşacağına inancımız tamdır.”
‘Banka dışında gelişen olaylardan yönetimin haberinin olma imkanı yok’
Açıklamada BDDK raporunun 41. sayfasına yer verilerek şöyle denildi: “’İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı makamı tarafından yürütülen 2023/82925 Sayılı soruşturma kapsamına dahil olduğu görülen 19.04.2023 tarihli suç duyurusunda Banka Yöneticileri Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu ve Seçil Erzan şüpheli olarak gösterilmektedir. Seçil Erzan’a atfedilen fi iller konusunda raporda ayrıntılı bilgiler mevcuttur. Şüpheli ifadelerinin bir kısmında Seçil Erzan’ın banka yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu tarafından yönetilen bir fonda yüksek getiri beklentisiyle nemalandırma taahhüdüyle para topladığı iddia olunsa da adı geçen banka yöneticileri tarafından yönetilen ve müştekilerden edinilen paranın kayden veya nakden aktarıldığı böyle bir fonun mevcudiyetine ilişkin emareye (sirküler, sözleşme, ilan, dekont açıklaması, para hareketi ve sair belge) rastlanmamıştır’ denilmek suretiyle bazı şikayetçi avukatlarının iddia ettiği gibi Denizbank Yönetim Kurulu üyelerinin ve yöneticilerinin konu ile ilgi ve bilgilerinin olmadığı açıkça belirtilmiş, BDDK Raporu çerçevesinde zimmet suçu yönünden yazılı başvuruda bulunulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere; şikayetçi vekilleri yazılı ve görsel medyada ceza dava dosyasındaki evrakları diledikleri gibi manipüle etmekte ve serbestçe gerçeklere aykırı bilgilendirmeyi fütursuzca yapmaktadır. Kendileri şikayetçilerin ellerinde bulunan ve ceza davasının ilk duruşmasında para teslimi anında değil daha sonra elde ettikleri bankacılık açısından hiçbir anlam ifade etmeyen, herhangi bir bankacılık işlemini göstermeyen, ne anlama geldiği dahi belli olmayan kağıt parçalarına istedikleri anlamı vermekte ve bu belgelerle müvekkillerinin dolandırıldığını ifade etmektedirler. 20 Kasım tarihli duruşmada da şikayetçilerin her biri, ellerindeki kağıtları, paraları nakden Seçil Erzan veya kuryelerine teslim ettikten sonraki tarihlerde temin ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu beyanlardan da görüleceği üzere Bankamız üst yönetiminin olaydan hiçbir haberinin olmadığı aşikardır. Birçok şikayetçi ifadesinde, Seçil Erzan’a aylarca ulaşılamadığı, ulaşanların da kendilerinin oyalandığını beyan etmesine karşın hiçbirinin 7 Nisan tarihinde Denizbank tarafından yapılan ihbar öncesinde bankamıza, BDDK’ya veya diğer resmi kurumlara başvurmaması tamamen banka dışında gelişen olaylardan bankamız yönetiminin haberdar olma imkanını ortadan kaldırmıştır.”
‘Banka ve banka yöneticileri üzerinde kamuoyu baskısı oluşturulmaya çalışılıyor’
Açıklamada bankanın 7 Nisan tarihinde yapılan başvurudan sonra birkaç gün içinde 29 şikayetçinin banka Teftiş Kurulu’na başvurduğu belirtilerek şu bilgiler verildi: “Bu şikayetçilerden hiçbiri, Seçil Erzan tarafından dolandırılırken bankamızın herhangi bir yöneticisinin adının kullanıldığına dair bir beyanda bulunmamış ve fakat bizim Savcılık şikayetimizden sonra şikayette bulunan bazı avukatlar herhangi bir delil göstermeksizin Seçil Erzan yanında olayla hiç ilgisi olmayan yerli yabancı bütün banka Yönetim Kurulu üyeleri ve bir kısım yöneticilerinin de adlarını olaya karıştırarak, Seçil Erzan’dan tahsili mümkün olmayan paraların banka yöneticilerine baskı kurularak bankadan tahsiline çaba göstermeye başlamışlardır. Bu yönde Türkiye bankacılık sistemine dahi tehdit olabilecek davranışlardan kaçınılmamıştır. Hatta kendilerinin de sahte olduğunu kabul ettikleri, bankacılık sisteminde bir anlam ifade etmeyen ve banka tarafından düzenlenmemiş kağıtlar kullanılarak banka aleyhine ihtiyati haciz kararı alınmış, basın önünde bu karar icra edilmeye çalışılmıştır. Bankanın bu karar aleyhine Bölge Adliye Mahkemesi’ne yaptığı başvuru kabul edilmiş haksız ve hukuka aykırı olan ihtiyati haciz kararı iptal edilmiştir. Bu paraların Erzan’dan tahsilini mümkün görmeyen şikayet sahipleri, bankaya karşı haksız olarak alacaklarının tahsili maksadıyla dava açmışlardır. Banka ve yöneticileri üzerinde kamuoyu baskısı oluşturulmaya çalışılmaktadır.”
Denizbank’tan Erzan’ın banka tarafından alıkonulduğu iddialarına yanıt
Açıklamada Seçil Erzan ile görüşmelere ilişkin ayrıntılar verilerek bankanın alıkoyma ve benzeri bir tutumu olmadığı, savcılıkta 11 Nisan’da verdiği ifadenin aksi yönde de bir beyanda bulunmadığı ileri sürüldü. Açıklamada görüşmeye ilişkin şu bilgiler verildi:
- Bankamızca hakkında başlatılan idari soruşturma kapsamında Seçil Erzan’ın ifadesi alınmıştır,
- İfade alma süreçleri, Bankamızın ilgili ve yetkili kurullarında görevli personel huzurunda ve tamamen 5411 ve 4857 sayılı Kanunlar ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmiştir,
- 9 Nisan tarihinde gerçekleştirilen ifade alma aşamasında Seçil Erzan, yakını olan H. E.’nin kullandığı ve yine diğer bir yakını olan E. E.’ye ait araç ile gelmiş, H. E. ifade süreci boyunca bankanın lobisinde Seçil Erzan’ı beklemiş, ifade bittikten sonra da aynı araç ile Çorlu’da annesiyle kalmakta oldukları eve geri gitmiş ve geceyi orada geçirmiştir.
- Seçil Erzan’ın ifadelerinde, maruz kaldığı tehdit ve darp olayları üzerine korku içinde olduğunu beyan ettiğinden 9 Nisan tarihinde, silah taşımayan iki güvenlik görevlisinin içinde bulunduğu araç, gerekmesi durumunda, emniyet güçlerine haber verilebilmesi maksadıyla evinin yakınında bekletilmiştir. Konudan Seçil Erzan da haberdar edilmiş, kendisi bu hassasiyetimiz dolayısıyla Bankamıza teşekkür etmiştir.
- 10 Nisan tarihinde gerçekleştirilen ikinci görüşmeye, Seçil Erzan, yine yakını H.E. ve H. E.’nin eşinin de eşlik ettiği yine yukarıda belirtilen yakınına ait araç ile gelmiştir. Adı geçenin “bütün gece uyuyamadığını ve çok halsiz olduğunu” belirtmesi üzerine kendisinin de kabulüyle, banka personelimiz için daimi olarak genel müdürlük binamızda dört binden fazla çalışanımıza hizmet veren polikliniğinde görevli beş doktordan birinin gözetiminde hazırlanan vitamin ve serum takviyesi, görevli kıdemli hemşire tarafından verilmiştir. Üzülerek belirtmek isteriz ki, tamamen Seçil Erzan’ın sağlığı için, iyi niyet çerçevesinde yapılan bu destek basına beyanat veren bazı avukatlar tarafından amacından saptırılarak Bankamız aleyhine kullanılmaktadır.
- Seçil Erzan, mevcut telefonlarını, iddia sahiplerinin ve ismini veremeyeceği kişilerin devamlı olarak rahatsız etmesi dolayısıyla açamadığını beyan ettiğinden, gerekirse emniyet güçlerine veya bizlere haber vermesi maksadıyla Bankamıza ait bir hattı içeren telefon da kendisine teslim edilmiştir.
- Seçil Erzan, ifade bittikten sonra saat 19:30 gibi yine H.E.’nin kullandığı aynı araç ile Çorlu’ya, yakınlarıyla kalmakta olduğu eve geri dönmüştür. Aynı gece, polis tarafından gözaltına alınmıştır.
Denizbank’ta saadet zincirine dair herhangi bir kayıt bulunmuyor’
Seçil Erzan’ın bankaya giriş ve çıkışlarının kamera kayıtlarıyla tespit edilerek rapor eşliğinde savcılığa sunulduğu belirtilen açıklamada “Hal böyle iken, kanunen yerine getirmek zorunda olduğumuz prosedürlerin uygulanmasının bankamızın ‘personelini alıkoymak’ şeklinde anlatılması kabul edilemez bir iddiadır. Daha açık bir ifadeyle belirtmek isteriz ki; Seçil Erzan’ın ‘ortada zimmet suçu yoktur, konunun bankayla ilgisi yoktur yönünde ifade vermesi ve bu kapsamda delillerin bertaraf edilmesi maksadıyla baskı altına alınması hatta hürriyetinden yoksun bırakılması’ yönündeki tüm iddialar tamamen mesnetsizdir. Kaldı ki iddia sahiplerinin belge dedikleri kağıtlar, şikayetçiler ve vekilleri tarafından mahkeme dosyalarına sunulmuştur. Denizbank’ta saadet zincirine dair herhangi bir kayıt bulunmadığından doğal olarak herhangi bir delilin karartılması da söz konusu olamaz. DenizBank, Cumhuriyet Savcılığı ve BDDK tarafından kendisinden istenen diğer tüm bilgi ve belgeleri derhal ilgili makamlara sunmuştur. Bu çerçevede hassas bölgeler olarak kabul edilen banka şubelerinde alınan kamera kayıtları genel teamül olarak iki-üç ay saklanmakta iken, bazı müşteki avukatlarının delil karartmakla itham ettiği Bankamız, Levent Büyükdere Caddesi Şubemizin 27 kamera tarafından tespit edilen yaklaşık 10 aylık şube kayıtlarını da, daha soruşturmanın en başında adli mercilere teslim etmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere Seçil Erzan’ın ifadesine başvurma gereği kanunla düzenlenmiş bir konu olup aksi yönde davranış Bankanın görevini ihlali anlamına gelecektir” denildi.
Nakit para kabul yetkisi sadece gişede
Denizbank ayrıca açıklamasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başvurusuyla BDDK’nın murakıplarınca içlerinde Denizbank’ın da olduğu 23 bankanın kayıtlarının incelendiğini Seçil Erzan tarafından teslim alındığı iddia edilen paraların banka kayıtlarına ve/veya banka mamelekine herhangi bir şekilde girmediği, işlemlerde aldatma unsurunun olabileceği, Erzan’ın hizmet sözleşmesinde müşterilerden fi ziki ve nakdi para kabul etme gibi bir görevinin bulunmadığı hususlarının tespit edildiğine yer verdi. Denizbank’ta gişe personeli dışında kimsenin nakit para kabul etme yetkisi bulunmadığı belirtilen açıklamada “Türkiye’deki bütün bankalardaki bankacılık işlemleri, ilgili bankaların sistemlerinde gerçekleştirilmekte ve şubelerden yapılan her türlü nakit para kabul etme işlemleri de yine sadece bu işle görevlendirilmiş personel vasıtasıyla gişelerden yapılabilmektedir. Şikayetçilerin hemen hepsinin Denizbank ve diğer bankaların müşterileri olduğu da gözetildiğinde, kuralın bu kişilerce bilinmediğini söyleyebilmek hayatın olağan akışına aykırıdır” denildi.