HÜSEYİN GÖKÇE
Kendi bilançosuna etkisini tam olarak ölçemediği için iş dünyasının önemli bir bölümünün heyecanla beklediği enflasyon muhasebesi, son dakika bir değişiklik olmazsa 20 yıl aradan sonra yeniden vergilendirme sistemindeki yerini alacak. Bankalar, enflasyon muhasebesi imkânından faydalandırılmama endişesi taşırken, iş dünyası da vergi matrahındaki olası artışa karşılık uygulamayı tedirginlikle bekliyor. Hazırlıkları sürdürülen torba kanun teklifinde enflasyon muhasebesiyle ilgili teknik düzenlemeler yanı sıra, finans kuruluşlarını kapsam dışında bırakacak hükümlerin de olması bekleniyor. Torba kanun ile ayrıca internet yoluyla elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik kapsamın da genişletilmesi planlanıyor.
Erteleme için de uygulama için de kanun şart
Yeni bir erteleme olmazsa, mali tabloların uzun yıllar süren yüksek enflasyonun etkisinden arındırılması ve vergi üzerindeki enflasyon kaynaklı olumsuzlukların giderilmesini amaçlayan enflasyon düzeltmesi (enflasyon muhasebesi) 1 Ocak 2024’ten itibaren uygulanmaya başlayacak. Ancak vergi artışı veya azalışı etkisi işletme bazında değişkenlik gösterecek olan enflasyon muhasebesine taraflar farklı bakıyor.
Finans kuruluşları kapsam dışında kalır mı?
Enflasyon muhasebesinin finans kuruluşları açısından vergi azaltıcı etkisi olacağı öngörülüyor. Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde, ‘finans kesimini enflasyon muhasebesi dışında tutacağız’ açıklaması yaptı.
Enflasyon muhasebesiyle ilgili kanuni düzenleme 2003 yılında çıkarılmış ve takip eden yıl için uygulanmıştı. Ardından “içinde bulunulan yıl yüzde 10 ve son üç yılın toplamı yüzde 100’ü aşan enflasyon” şartı geçen yıl oluşmuş ancak kamuoyundan gelen baskılar üzerine uygulama ertelenmişti. O kanun, herhangi bir kesimi dışarıda tutmadan bilançoların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasını öngörüyordu.
Yani bankaların kapsam dışında tutulması için bir kanun değişikliğine ihtiyaç var.
EKONOMİ’nin edindiği bilgilere göre bankalar bu yönde bir değişiklik yapılması halinde, Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunacaklar. Burada da gerekçe olarak Anayasa’nın eşitlik ilkesini düzenleyen 10’uncu maddesi ile vergi adaletini düzenleyen 73’üncü maddeye aykırılığın öne sürüleceği belirtiliyor.
Her işletmenin durumu farklı, kulis çalışmaları başladı
Dış kaynak kullanımına göre her işletmeye farklı etki yaratacak olan (vergi artışı veya azalışı) enflasyon muhasebesine iş dünyası ise mesafeli yaklaşıyor. Özellikle vergi yükü artacak olan kesimlerin, ekonomi yönetimine bunun tekrar ertelenmesi yönünde baskı yapmaya başladıkları kaydediliyor. Uzmanlar, her bir işletmenin dış kaynak kullanımı, kullandığı kaynağın faiz oranı, stoklar, varlıkların niteliği gibi koşullara bağlı olarak enflasyon düzeltmesinin her bir işletme için ayrı ayrı ele alınması gerektiğini bildiriyor.
Enflasyon düzeltmesinin 2023 yılına yönelik vergi etkisi doğurmayacağı için işletmelerin buna itiraz etmediği ancak takip eden yıllarda vergi artışının işletmeleri rahatsız ettiği vurgulanıyor. Hatta bunun yeniden ertelenmesi için bazı kulis çalışlarının da başladığı belirtiliyor.
Maliye’nin yetkilendirilmesi gerekiyor
Öte yandan enflasyon muhasebesi uygulamasının teknik olarak uygulanabilmesi için, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na tebliğ çıkarma yetkisi veren yeni bir kanun değişikliğine ihtiyaç duyuluyor. Bu kanun değişikliğinin hazırlıkları sürdürülen torba kanun düzenlemesinde yer alması bekleniyor.
“Öz sermayesi zayıf işletmelerin yüzde 98’ine ilave vergi yükü geliyor”
Gazetemiz yazarlarından YMM Abdullah Tolu, erteleme veya iptal olmazsa 2024-2026 hesap döneminde yapılacak enflasyon düzeltmesiyle, öz sermayesi zayıf, finansmanı borçla karşılayan işletmelerin yüzde 98’ine ilave vergi yükü geleceğini söyledi. Mali tabloların uzun yıllardan bu yana gerçeği yansıtmadığının altını çizen Tolu, “Enflasyon düzeltmesi reel sektörü realize olmamış kazançlar üzerinden vergi ödemek zorunda bırakacak. Bankacılık ve finans sektörü reel sektöre göre daha şanslı. Bu yıllarda yapılacak enflasyon düzeltmesi reel sektörün aksine bankacılık ve finans sektörünün ödeyecekleri kurumlar vergisini azaltıyor” dedi. İş dünyasının, enflasyon düzeltmesinin olumsuz yönünün yeni yeni farkına varmaya başladığını ve bakış açısının değiştiğini dile getiren Tolu, “Son 4-5 yıl içinde getirilen yeniden değerleme düzenlemeleri ile oluşan değer artışlarından %2 vergi alınırken, enflasyon düzeltmesi nedeniyle oluşacak artı farklardan %25 kurumlar vergisi alınacak. Bu ciddi bir çelişki ve kimse bu kadar ilave vergi vermek istemiyor” diye konuştu. Abdullah Tolu, enflasyon düzeltmesinin Vergi Usul Kanunu’nun geçici 33’üncü maddesine göre yapılmasının pek mümkün görünmediğine değinerek, “Geçici 33’üncü maddede, 2023 düzeltmesinin nasıl ve hangi hükme istinaden yapılacağı konusunda bir açıklama bulunmadığı gibi, ana düzenleme olan mükerrer 298/A’ya yapılmış bir atıf da söz konusu değil. Bu boşluğun giderilebilmesi için, 2003 yılında çıkarılan geçici 25’inci madde ile aynı mahiyette yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
Fenomenlere vergi sürprizi
Torba teklifte son dönemlerde sıkça gündeme gelen internet fenomenlerine yönelik de vergi takiplerinin kapsamının genişletilmesini öngören hükümlerin yer alacağı ifade ediliyor. Başta ekonomik konular olmak üzere özel gruplar kurarak yorum yapanlar yanı sıra sosyal medyada abonelik yapan, ürün satışlarına aracılık eden ve bu faaliyetler için vergi mükellefiyeti oluşturmamış fenomenlerin de vergi vermesini sağlayacak bir düzenleme yapılacağı kaydediliyor. Bunların bir kısmı adına yatırılan paralar bankalar tarafından stoptaja tabi tutuluyor. Ayrıca, internet üzerinden ders verenler dahil bu tür hizmet verenlerin de yine kapsama dahil edileceği bildiriliyor. Tüm bu gruplar için belirli bir muafiyet sınırının üzerinde elde ettikleri gelirler vergiye tabi tutulacak. Öte yandan torba kanun teklifinde vergi kanunlarında yer alan ve süresi 31 Aralık 2023’te sona erecek bazı istisna ve indirimlere yönelik süre uzatımı hükümleri de yer alacak.