Duygu GÖKSU
Hızlı bir gelişme süreci içine giren Bergama, yatırım ve nüfus patlamasına hazırlanıyor. Tüm parselleri satılan Bergama Organize Sanayi Bölgesi’nde (BOSBİ) yeni fabrikalar yükseltmeye devam ederken, Dikili ve Kınık’taki tarıma dayalı ihtisas OSB’lerde de altyapı çalışmaları hızlandı. Bölge ekonomisine eşik atlatacak olan Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nde (BASBAŞ) de ilk tesisler önümüzdeki yıldan itibaren üretime başlayacak. İstanbul- İzmir Otoyolu sayesinde yatırımcı nezdinde cazibesi artan bölgede, Çandarlı Limanı’nda yapılması beklenen düzenlemeler de büyük potansiyel barındırıyor. Bergama Ticaret Odası (BERTO) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Kolat, tüm bu gelişmeler paralelinde birçok farklı sektörden yatırım almaya başlayan Bergama’nın çevre ilçelerden de çok sayıda nitelikli göç alacağını ifade etti.
Bergama’nın ekonomisiyle ilgili bilgiler verildi
Bergama’da BERTO tarafından EKONOMİ Gazetesi işbirliği ile “2024 Ekonomisinde Bizi Neler Bekliyor?” başlıklı bir toplantı düzenlendi. Toplantıda bir yandan ülke ve dünya ekonomisinin güncel durumu masaya yatırılırken, bir yandan da ilçe ekonomisi hakkında bilgiler verildi. Toplantının açılışında konuşan Lütfi Kolat, Bergama’da yatırımların her geçen gün arttığını söyleyerek, “Yükselen sanayisiyle Bergama yakın gelecekte ekonomik olarak seviye atlayacak ve barındırdığı potansiyelini yavaş yavaş açığa çıkaracak. BERTO olarak hep olduğu gibi bu süreçte de tüm bu olumlu gelişmelerin destekçisi ve takipçisi olacağız. Bergama’yı güzel, burada yaşayan insanları da refah seviyesinin yükseldiği yarınlar bekliyor” dedi.
Bergama’da, BOSBİ ve kurulma sürecinde olan BASBAŞ’ın son zamanlarda en dikkat çeken gelişmeler olduğunu ifade eden Lütfi Kolat, “BOSBİ tamamen dolu ve hızla gelişen bir bölge. BASBAŞ ise kurulma sürecine çoktan başladı ve 2024’ün ikinci çeyreğinde bölgede çarklar dönmeye başlayacak. Tüm bu gelişmeler, bölgedeki lojistik ve ulaşım sektörlerini hızlandırdı. Zamanla daha pek çok sektörü de hareketlendireceği kesin. Özellikle BASBAŞ, ihracat odaklı çalışacağı için tüm bölgeye değer katacak” ifadelerini kullandı.
“Bölgemizi mesleki eğitimle geleceğe hazırlıyoruz”
BOSBİ’nin, Kuzey Ege’de yıldızı hızla parlayan bir OSB olduğuna dikkat çeken Lütfi Kolat, şunları söyledi: “BOSBİ bünyesinde birçok firma bulunuyor. BOSBİ’de yükselecek olan tüm işletmelerin çevreye duyarlı olmaları noktasında büyük bir titizlik ile duruluyor. Çevreyi kirletmeyen işletmelerin yer alması, ilk günden beri BOSBİ’nin kriterleri arasında. Diğer tüm OSB’lerde olduğu gibi bölgemizde de elbet ara eleman sorunu mevcut. Fakat bu durumun, diğer bölgelere nazaran daha az seviyede olduğunu düşünüyoruz. Bölgemize yatırım için gelen birçok yatırımcı ile görüşüyor ve onları bilgilendiriyoruz. Hepsine de bu bölgedeki iş gücü ihtiyacı için yanlarında olduğumuzu ifade ediyoruz. BOSBİ’de yükselecek olan bir meslek lisesi ile bu sürecin de hızlanacağını düşünüyoruz. Bu meslek lisesinin de temelleri yakında atılacak. Bu sayede bölgemizdeki iş gücünü, vasıfl ı hale getirerek yine bölgemizde yükselen yatırımlarda istihdam ederek hem işletmelere hem de bölge insanımıza katkı sağlayacağız. Mesleki eğitime büyük önem veriyoruz. Bölgemizin hızla gelişiyor olduğunu gördükçe de bu konuya daha fazla eğiliyor ve tüm çalışmaları büyük bir özenle yürütüp bölgemizi geleceğe hazırlıyoruz.”
Bergama’yı yenilenebilir enerji ve tarıma dayalı bir yatırım bölgesi olarak nitelendiren Kolat, “Pamuk, domates ve çam fıstığı üretimi açısından çok önemli bir bölge olduğumuz gibi turizmde de iddialıyız. Turizmden vazgeçemeyiz. Dolayısıyla sanayiyi, tarımı ve turizmi bir arada yürütmek zorundayız. Özellikle serbest bölgemizde katma değerli ürünlerin, teknolojik ürünlerin üretimine önem vermemiz gerekiyor” dedi.
“BASBAŞ, yan sektörleri beraberinde büyütecek”
BASBAŞ’ın Bergama’yı değiştirecek en büyük yatırımlardan biri olduğuna dikkat çeken Lütfi Kolat, “Yeni otoyol ile İstanbul ile aramızdaki mesafe 3,5 saate düştü. Artık bölgemizden İstanbul’a gitmek için uçak yerine karayolu tercih edilir oldu çünkü zaman açısından çok daha cazip. Bunun yanında Kuzey Ege Konteyner Limanı’nın yatırım planına alınması, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yapılması ve Assos ve Troya tünellerinin hayata geçirilmesiyle bölgemiz birden dikkatleri üzerine çekmeye başladı ve BASBAŞ tüm bu gelişmelerin tam merkezinde, Bergama sınırları içerisinde doğdu. Tamamlandığında 20 binden fazla kişi için istihdam kapısı haline gelecek olan bu dev yatırım, ihracat odaklı çalışacak. İzmir’deki ESBAŞ’ın ikizi olarak çevreye duyarlı, doğayı kirletmeyen büyük işletmelere ev sahipliği yapacak. Bergama, Dikili ve Kınık’a yeni nüfus kazandıracak ve birçok yan sektörü de beraberinde büyütecek” değerlendirmelerinde bulundu. Dikili ve Kınık Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’yle (TDİOSB) birlikte bölgenin yıldızının parlayacağını söyleyen Kolat, “Dikili TDİOSB’de topraksız seracılık yapılacak. Altyapı çalışmaları hızla devam ediyor. Dikili’den Bergama’ya gelenler hummalı çalışmaları görebilir. Dikili TDİOSB’de tamamen tarıma dönük bir sanayileşme olacak. Tarladan sofraya kadar ürünler üretilecek. Ön taleplerin hepsi bitti, şu an hiç boş yer yok. Kınık’ta da aynı şekilde TDİOSB hızla ilerliyor” diye konuştu.
“DOLAR, ALTIN VE PETROL DAHA DA YUKARIYA ÇIKABİLİR”
EKONOMİ Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde ise EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, İsrail-Filistin savaşının Türkiye ekonomisine olası etkileri ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken, güncel ekonomik gelişmeler de katılımcılara anlatıldı.
İsrail-Filistin savaşıyla birlikte Türkiye’ye ihtiyaç duyulabileceğini söyleyen Hakan Güldağ, “Doların güçleneceği bir ortam oluşabilir. Altın fiyatlarının yukarı doğru çıkma ihtimali var. Petrol zaten bir parça yukarı çıktı ancak burada Suudi Arabistan ve Rusya’nın ne yapacağı çok önemli. Dünyada 95 milyon varil petrol üretiliyor. Kullanım da 93 milyon varil. Suudi Arabistan’da 1,5 milyon Rusya’da 400 bin varil üretiliyor. Bu ülkeler ise üretimini kesmiş vaziyette. Bu süreçte petrol fiyatları daha da yukarıya çıkmasın diye yaklaşımda bulunarak üretimlerini artırırlarsa denge bir şekilde sağlanır. Kısıntılara devam edilirse, Rus petrol tüccarları çok etkili olurlar ve petrol fiyatını yukarıda tutabilirler” diye konuştu.
Güldağ, ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs’ın ‘Türkiye yeniden oyuna dahil oluyor’ başlıklı raporunda gelişmekte olan ülkeler için ‘carry trade’ yani düşük faizli bir para birimi ile borçlanıp yüksek faizli bir para birimine yatırım yapma işlemlerinin yeniden mümkün hale gelebileceğinin yer aldığını ve burada Türkiye’nin öne çıktığını hatırlattı.
2023 yılı sonunda faiz oranlarının yukarıya doğru çıkmaya devam edeceğini belirten Güldağ, “Yılsonu itibariyle politika faizinin 40 olma ihtimali yükseldi. 2024’te de 45’ten aşağı olma ihtimali yok gibi görünüyor. Çünkü gelişmeler hem kur üzerine bir baskı yaratabilir hem de petrol fiyatlarının yüksek kalmasına yol açabilir. Böylelikle, Mayıs ayında yüzde 75 civarında zirveyi görüp sonrasında düşmesi beklenen enfl asyonu da biraz yukarıya taşıyacak. Yüzde 75’lik Orta
Vadeli Program ya da Merkez Bankası’nın hedefinin çok tutmayacağını söylemek mümkün. Geniş bantta 70-75 aralığında, dar bantta ise 72-73 aralığında bir yerde gerçekleşmesi ve faizlerin de buna göre hareket etmesi bekleniyor. En önemli etkileri dolar petrol ve altın üzerinde olması gibi görünüyor” diye konuştu.
“Enflasyonla kapsayıcı ve doğru mücadeleye ihtiyacımız var”
Baharat Yolu’nun yeni versiyonu olan Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomi Koridoru’nda Türkiye’nin pas geçilmesine değinen Şeref Oğuz, bu durumun ekonomi alanında işler yapan birçok kişiyi tedirgin ettiğini söyledi. Oğuz, “Yıllar önce ticaret deniz yoluna taşındığında, birçok dengeler değişmişti. Bu hala geçerliliğini koruyor. Türkiye de deniz yolu ticaretlerinde yer almalı” dedi. Ekonomi büyürken dezenflasyonun çok mümkün olmadığını söyleyen Oğuz, “Bunlarla oyalanmamalıyız. Yerel seçimden sonra kapsayıcı ve doğru bir şekilde enflasyonla mücadeleye ihtiyacımız var. Ne yazık ki bu acısız olmayacak” dedi.
Savaş bitse de popülizme zemin hazırlayan yapı değişmediği sürece sıkıntıların süreceğini söyleyen Oğuz, “G20’de 17’nci ülkeydik şimdi 23’üncü sıralardayız. Adımlar böyle devam ettiği, dünyadaki değişimin hiçbir denklemine katılmadığımız sürece daha da aşağı gidebiliriz” değerlendirmelerinde bulundu. Vahap Munyar da, katıldığı, Türk-Amerikan İş Konseyi, Amerikan-Türk Ticaret Odası, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi toplantılarında gözlemlediği havanın samimi ve açık olduğunu, güven ortamının oluşmaya başladığını, işbirlikleri konusunda olumluya dönüş olduğunu aktardı.
“BERTO’nun üye sayısı artıyor”
Bölgenin yatırım gözdesi haline gelmesiyle birlikte BERTO’nun üye sayısında ciddi bir artış yaşandığını aktaran Lütfi Kolat, “Odamıza üye kayıt sayısında bir artış var. Ayda ortalama 30-40 yeni üyemiz oluyor. Bu da bölgemizdeki ticaret hacminin her geçen gün arttığını gösteriyor. Şu anda 2 bin 500 üyemiz var. Yakında bu sayı 3 bini bulabilir” dedi.