Emircan YAMAN
SEPAM’ın düzenlediği etkinlikte konuşan eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali İhsan Karacan, bir şirkete halka arz izni vermenin ona bir derecelendirme verme anlamına geldiğini söyleyerek yalnızca şekli şartları karşılamasının bir şirkete halka arz onayı verilmesi için yeterli olmadığına işaret etti.
Eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali İhsan Karacan, halka arzların ve yatırımcı sayısındaki artışın bugün sermaye piyasasının en önemli konuları olduğunu dile getirerek, kurallarda bir takım sıkılaştırmanın gerektiğini yoksa kazalara neden olunabileceğini vurguladı.
Sermaye Piyasaları Araştırma Merkezi (SEPAM) ve Sermaye Piyasaları Meslek Personeli Derneği (SERMEP) işbirliğiyle düzenlenen “Ülkemiz İçin Sermaye Piyasalarımız” konulu panel 20 Ekim Cuma günü gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SEPAM Yönetim Kurulu Başkanı Ali Cem Suca, SEPAM’ın sektörde olmayan bir araştırma merkezi olduğunu belirterek, çok hızlı bir şekilde çalışmalarına başladıklarını ve çeşitli araştırmalar yoluyla sektöre katkıda bulunmayı hedeflediklerini kaydetti. Eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Karacan da bugün sermaye piyasalarında iki tane güncel konunun bulunduğunu dile getirerek bu konuların yatırımcı sayısındaki artış ve halka arzlar olduğunu söyledi. Mali piyasalarda bir şeyin çok hızlı değişiyor olmasının hayra alamet olmadığını söyleyen Karacan, “Bunu nasıl düzelteceksiniz? Düzenleyici- denetleyici organın bu noktada gelen insanlara ya da piyasaya, aracı kurumlara ‘Yok kardeşim ben sana hesap açmıyorum’ deme imkanı yok ki. O zaman demek ki burada birtakım alışverişle ilgili kurallarınızı sıkılaştırmanız gerekir. Eğer sıkılaştırmazsanız kazalara neden olursunuz.” ifadelerini kullandı.
“İnşaat ve futbol borsaya uygun değil”
Ali İhsan Karacan, bir şirkete halka arz olma izni verilmesinin aslında ona bir derecelendirme verme anlamına geldiğini, yalnızca şekli şartları karşılamasının bir şirkete halka arz onayı verilmesi için yeterli olmadığını söyledi. “Şimdi geçmişte sermaye piyasasında problem olmuş insanlar gelseler, halka açık bir şirket açmak isteseler izin verecek misiniz? Hayır, şekil şartları karşılaşsalar bile izin vermezsiniz” diyen Karacan, bazı tip şirketlerin ve bazı sektörlerin borsaya uygun olmadığını düşündüğünü de vurguladı. Daha önce inşaat ve futbol şirketlerinde yöneticilik yaptığını ifade eden Karacan, bu şirketlerinin borsaya uygun olmadığını düşündüğünü belirtti. Karacan, “Sonra Türkiye’de bağımsız üye maskaralığı var. Komedisi var. Ne yapmak lazım? Basit bir kural; ‘majority of minority’, azınlığın çoğunluğu. Bağımsız üyeyi Türk hukuku gibi Kara Avrupası hukuklarında, kontrol edilen ortağın olduğu yerlerde azınlık seçer. Çoğunluktaki pay sahiplerinin, bağımsız üyenin kim olacağını, bağımsız üyenin seçimi kararını vermesinin yanlış olduğunu düşünürüm” dedi.
İşlem hacminin fazla olması derinlik sağlamıyor
Konuşmaların ardından düzenlenen panelde Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Türker Uludağ “Borsa İstanbul’da halka arzlarla yükselişin olduğunun hepimiz farkındayız. İşlem hacminin 2023’ün ilk altı ayını, 2022’yle kıyasladığımızda yüzde 108’lik bir artış olduğunu görüyoruz” dedi. Uludağ, Borsa İstanbul’un bu alanda dünyada on dokuzuncu sırada olduğunu da ifade etti. Uludağ son dönemde hisse senedi elde tutma süresinin kısaldığına ve devir hızının arttığına dikkat çekerek, “Devir hızına baktığımızda dördüncü sıradayız ki; oldukça yukarıya çıkmış durumdayız. Birinci sırada Nasdaq var Nasdaq’ta binlerce hisse senedi işlem görüyor” dedi ve “Demek ki bizdeki yatırımcılar çok kısa vadeli yatırım yapıyorlar, çok kısa vadede hisse senetlerini elden çıkarıyorlar. Hala bir uzun vadeli yatırım stratejisini yatırımcılarımız benimsememiş” diye de ekledi. Borsaya kote olan şirket sayısında Türkiye’nin dünyada yirmi dördüncü sırada olduğunu ifade eden Uludağ, “359 milyar dolar piyasa değeriyle 26.sıradayız. Bizim üstümüzde İran, Malezya ve Meksika var” ifadelerini kullandı. Uludağ ayrıca piyasa değeri/GSYH sıralamasında Borsa İstanbul’un 2022 yılında 37. sıraya gerilediğini de ifade ederek, “Demek ki işlem hacminin çok fazla olması, bize ülke ekonomisi anlamında çok fazla bir şey getirmiyor. Hatta derinlik de sağlamıyor” dedi.
Aracı kurum sektöründe yüzde 40’lık artış
Eliptik Yatırım CEO’su Kubilay Dağlı, yatırımın teknoloji sayesinde daha demokratikleştiğini ve yatırım danışmanlığı hizmetlerinin daha erişilebilir boyutlara ulaştığını dile getirdi. Teknoloji sayesinde yatırımcıya farklı enstrümanlarla kolayca ulaşan kurumların gelir dağılımının da değiştiğini vurgulayan Dağlı, “Aracı kurumların özsermayeleri 2019 yılında 1 milyar 280 milyon dolarken, 2023 Haziran itibarıyla yüzde 40 artarak 1 milyar 790 milyona ulaşmış durumda. Yani dolar bazında dört buçuk yıl içerisinde aracı kurum sektöründe yüzde 40’lık bir artış söz konusu. Bu artış nasıl meydana geldi? Yeni gelen yatırımcılar, yeni gelen ürünler” ifadelerini kullandı. Algoritmik işlemlerin işlem hacmine katkı sağlarken, aracı kurumların iş yapış modellerini de değiştirdiğini ifade eden Dağlı, “Mesela 2019 yılında işlem hacmi 1.5 milyar dolarken, ekim ayı itibarıyla 5,7 milyar dolara çıkmış durumda” dedi. Aracı kurum sektörünün büyüdüğünü ve yetişmiş elemana ihtiyaç duyduğunu da kaydeden Dağlı, “Teknoloji kullanmamıza rağmen aracı kurum çalışanları sürekli artıyor. Yine 2019 yılını baz aldığımızda 2022 yılının sonuna kadar yüzde 36’lık bir artış söz konusu çalışan sayısında. Yine 2023’te de artış söz konusu” dedi.
“SPK bütün sistemi rehabilite etti”
Tahsildaroğlu CEO’su Sevdil Yıldırım paneldeki konuşmasında düzenleyici kurumların “dönüşüm motoru” olma görevine vurgu yaparak, 1980 ve 90’ların piyasa ekonomisine geçiş sürecinde, SPK’nın değer yaratma olgusunu merkeze koyarak elde bulunan kıt kaynaklarla büyük işler başardığını belirterek, “Aslında SPK bir change engine, yani dönüşümün motoru gibiydi” ifadelerini kullandı. Sermaye piyasalarının yalnızca düzenleyici işlem yapmaktan ziyade değişimin tetikleyicisi olması gerektiğini söyleyen Yıldırım, “Halka kapalı olan şirketler bile falan fi lan holdingin, falan fi lan bankanın sermaye piyasalarında yaptıkları operasyonlardan kendilerine ev ödevi çıkarıyorlar” dedi ve SPK’nın oluşturduğu kurumlar ve getirdiği çözümlerle bütün sistemi rehabilite ettiğini söyledi.
“Kurumsal yönetimde azınlığın içindeyiz”
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Çağlar Manavgat, kurumsal yönetim konusunda en önemli kaynağın OECD G20 kurumsal yönetim ilkeleri olduğunu ve bu ilkelerde son dönemde yapılan değişikliklerin Türk hukukunu da etkileyeceğini söyledi. Manavgat, Türkiye’de 1000’in üzerinde şirketler topluluğu bulunduğunu ve kurumsal yönetim ilkelerine uyum adı altında adımlar atılması durumunda Türkiye’nin yakın gelecekte daha fazla denetim ağırlıklı düzenlemeler yapması gerekebileceğini söyledi. Manavgat, “OECD’nin yeni yayımladığı 2023 durum raporunda 49 ülke katılmış çalışmaya. Yüzde 87’si uygula veya açıkla yöntemine göre uyguluyor kurumsal yönetim ilkelerini. Yalnızca yüzde 12’si zorunlu ilkelerle ‘uygula veya açıkla’yı karma sistemle uyguluyor ki bunun içinde Türkiye de var. Yani azınlığın içerisinde yer alıyor” dedi.