Hamas’ın silahlı kanadı Izzeddin el-Kassam Tugayları’nın İsrail’e karşı başlattığı Aksa Tufanı adı verilen operasyonun ardından Filistinli gruplar, çok sayıda İsrailli askeri ve sivilleri esir alarak Gazze’ye götürürken, karşı saldırılarına devam eden İsrail’e ait tankların Sderot kentinde Gazze sınırına doğru ilerlediği belirtiliyor. İsrail saldırılar üzerine savaş hali ilan ederken, Başbakan Benjamin Netanyahu, Hamas’a karşı “güçlü bir intikam” sözü verdi. Hamas’ın binlerce roket fırlatıp çok sayıda kişiyi esir aldığı saldırılara karşılık olarak İsrail savaş uçakları Gazze’nin batısında Filistinli gruplara ait askeri noktalar ile güneydeki evleri ve kamu kurumlarına ait binaları bombaladı. Hamas’ın üst düzey isimlerinin evlerine de saldırılar düzenleyen İsrail ordusu, Lübnan’dan düzenlenen ve Hizbullah’ın üstlendiği saldırılara karşılık verdi. İsrail basını saldırılarda ölen İsrailli sayısının 600’e çıktığını, 2 bin kişinin de yaralandığını açıkladı. Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı ise İsrail’in saldırılarında 313 kişinin hayatını kaybettiğini, 1990 kişinin yaralandığını duyurdu. İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, “İsrail’in güneyi ve Gazze’de şu ana kadar 400 Hamas militanı öldürüldü” dedi.
İsrail’in elindeki bütün askeri gücü kullanacağını belirten Netanyahu, “Bu savaş uzun ve zor olacak” ifadesini kullandı ve Gazze’de bulunanların bölgeyi terk etmesini istedi. ABD Başkanı Joe Biden da Washington’ın İsrail’e desteğinin sarsılmaz olduğunu belirterek, “Dünya dehşet verici görüntüler izliyor. Hamas teröristleri sadece İsrail askerlerini değil, sokaklarda ve evlerinde sivilleri de öldürüyor. Bu vicdansızlıktır. ABD İsrail halkının yanındadır. ABD yönetiminin İsrail’in güvenliğine verdiği destek kaya gibi sağlam ve sarsılmazdır” şeklinde konuştu. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise “Hamas teröristleri masum kadın ve çocukları yakalayıp öldürerek İsrail’in kalbine saldırmıştır. İsrail’in kendini savunma hakkı vardır. Avrupa Birliği İsrail’in yanındadır” dedi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Suudi Arabistan’ın “Çeşitli Filistinli gruplarla İsrail işgal güçleri arasındaki benzeri görülmemiş gelişmeleri yakından izlediği belirtilerek Riyad’ın her iki taraf arasındaki “tırmanışın derhal durdurulması” ve “sivillerin korunması” çağrısında bulunduğu ifade edildi.
İsrail Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, diğer istihbarat ve güvenlik üst düzey yetkilileri dün düzenlenen güvenlik oturumunun ardından ülkede “savaş hali” ilan edildiği ve büyük askeri eyleme geçilmesinin onaylandığı belirtildi.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), 20 bin 300 Filistinlinin Gazze Şeridi’ndeki okullarına sığındığını duyurdu. UNRWA Sözcüsü Adnan Ebu Hasne, evlerini terk eden 20 bin 300 Filistinlinin Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerindeki 44 okulda kaldığını ifade ederek daha fazla Filistinlinin yerinden edilmesi gölgesinde bu sayının artabileceğine işaret edildi. Gazze Şeridi’nin sınır bölgelerine yakın veya İsrail’in yoğun saldırılarda hedef aldığı bölgelerin yakınlarındaki Filistinli aileler, evlerini terk etmeye devam ediyor. Terk edilen evlerin ya tamamı ya da bir kısmı yıkılmış durumda. İsrail Ordusuna destek vermek amacıyla zırhlı araçları taşıyan tırların ise sınıra doğru yola çıktığı ve Askalan kentinde hazırlıkların devam ettiği belirtiliyor.
Petrolde ani yükseliş görülebilir
Enerji uzmanları, ham petrol fiyatlarının yükselebileceğini ancak Hamas tarafından İsrail’e düzenlenen saldırının genel etkisinin çatışmanın daha da tırmanmaması koşuluyla muhtemelen sınırlı olacağını belirtti.
CNBC’ye konuşan analistler, hem İsrail hem de Filistin’in büyük petrol oyuncuları olmadığını, ancak çatışmanın daha geniş bir kilit petrol üretim bölgesinde yer aldığını belirterek, çatışmanın daha da alevlenme potansiyeline sahip olduğu uyarısında bulundu.
İsrail’in tamamen hazırlıksız yakalandığı açık
Eski İsrail ulusal güvenlik danışman yardımcısı Chuck Freilich, Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın başlattığı “Aksa Tufanı” saldırılarına ilişkin, “Saldırıya tamamen hazırlıksız yakalandığımız açık” değerlendirmesinde bulundu. Politico haber sitesine konuşan Freilich, Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın abluka altındaki Gazze Şeridi’nden İsrail’e saldırısıyla ilgili açıklama yaptı. Freilich, saldırının İsrail istihbaratının “başarısızlığı” olduğunu belirterek, “Saldırıya tamamen hazırlıksız yakalandığımız açık. Gazze’den sorumlu karargah işgal edildi, dağınık durumdalar ve bu yüzden müdahale gecikti” ifadelerini kullandı. Saldırının 1973’teki Yom Kippur Savaşı’nın 50. yıl dönümünden bir gün sonra yapıldığını belirten Freilich, İsrail kuvvetlerinin ele geçirilen bölgeleri “nispeten çabuk bir şekilde” tekrar geri alacağını bildirdi. Freilich, bunun ardından “Hamas’a karşı büyük ölçekli saldırılar” yapılacağını ancak bu saldırıların amacının “Gazze’yi ele geçirerek Hamas’ı bitirmek mi yoksa yalnızca onlara büyük bir darbe vurmak mı” olacağının bilinmediğini kaydetti. Hamas’ın bu saldırıları tek başına gerçekleştirmiş bulunmasının “sürpriz” olacağına dikkati çeken Freilich, ilerleyen günlerde İran’ın saldırıların koordinasyonunda yardım edip etmediği sorusunun gündeme geleceğini belirtti. Freilich, ayrıca bu denli bir güvenlik açığının hükümet için büyük sonuçlarının olacağına işaret ederek, “Bayrağın etrafında her zaman kısa vadeli bir toplanma olur ancak ortalık yatıştığında büyük siyasi sonuçlar olacak” dedi.
Saldırı, S. Arabistan ile normalleşme müzakereleri devam ederken geldi
Tam da İsrail’in Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirmek için müzakereleri sürdürdüğü bir dönemde gelen Hamas saldırısının zamanlamasıyla ilgili çok çeşitli yorumlar yapılıyor. ABD, İsrail’in Arap ülkeleriyle barışması ve Hindistan’dan gelecek ulaşım ağıyla Körfez ülkelerinin ticari olarak da İsrail ile bağlanması için kampanya yürütürken, normalleşmeye karşı çıkan İran’ın tutumuyla ilgili yorumlar da yapılıyor. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, yaptığı yazılı açıklamada, “Filistinli direniş gruplarının işgal altındaki topraklarda Siyonistlere yönelik gerçekleştirdiği operasyon, İsrail askeri gücünün zayıf ve içi boş olduğunu bir kez daha göstermiştir. Filistinli savaşçıların, Siyonist güçlerin mevzilerine yönelik operasyonu, yıllar boyu acı çeken mazlum bir milletin direniş ve duruşunu ortaya çıkardı” ifadelerini kullandı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani de Aksa Tufanı Operasyonu nedeniyle Filistinlileri ve Hamas’ı tebrik ederek, “Operasyon İsraillilerin yenilebilir olduğunu bir kez daha göstermiştir” dedi.
Hizbullah: Saldırılar konusunda tarafsız değiliz
Lübnan’daki Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Haşim Safi yuddin, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarında “tarafsız olmadıklarını” söyledi. Safi yuddin, Beyrut’un Dahiye bölgesinde Hamas ve diğer Filistinli gruplara destek için düzenlenen eylemde konuştu. Saldırıları değerlendiren Safi yuddin, “İsrail istihbaratının çöküşünün Filistin direnişinin birçok seviyede üstünlük sağladığı anlamına geldiğini” savundu. Hizbullah yetkilisi, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalarda Hizbullah’ın “tarafsız olmadığını” vurgulayarak, “sorumluluğun, ümmetin tarafsız kalmamasını gerektirdiğine” işaret etti. İsrail ordusu, sabah Lübnan’dan İsrail’deki bir askeri gözlem noktasına roketle saldırı yapıldığını duyurmuş, saldırıya topçu atışlarıyla karşılık vermişti. Lübnan’daki Hizbullah da İsrail sınırındaki askeri noktaya yapılan saldırıyı üstlenmişti. İsrail’in düzenlediği saldırıda 2 çocuk yaralanmıştı. İsrail ordusu, Hizbullah’ın İsrail’e yönelik saldırıyı üstlenmesinden hemen sonra yaptığı yazılı açıklamayla Kefr Şuba bölgesinde yer alan Hizbullah’a ait çadırları insansız hava aracıyla vurduğunu duyurdu. Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Kurulu Üyesi Vasıl Ebu Yusuf, Batı Şeria’da İsrail’in ihlallerine tepki için genel grev ilan edildiğini belirtti. Tepki olarak esnafın kepenk kapattığını ifade eden Ebu Yusuf, Gazze’ye saldırılardan ötürü Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması gerektiğini kaydetti. Doğu Kudüs’te de Filistinli esnafın kepenk kapattığı bildirildi.
Saldırı, Netanyahu hükümetine can simidi sağladı
İlter TURAN
İster Mossad önceden saptayamamış (ki bu düşük ihtimal), ister bilip de engellememiş olsun, Hamas’ın Gazze’den İsrail’e düzenlediği saldırı, son zamanlarda yargı üzerinde kurmak istediği egemenlik nedeniyle ülke içindeki desteği bir hayli sarsılmış olan Netanyahu hükümetine can simidi sağlamıştır. Böylelikle Netanyahu’nun özellikle Gazze üzerine yürüyerek oradaki Hamas yönetimini sonlandırması için yapacağı uygulamalar peşinen meşruiyet kazanmıştır. Buna karşılık, Hamas kadrolarının sergiledikleri vahşet, dış dünyada da Filistinlilere duyulan sempatiyi zayıfl atmıştır. Bu hareketi kimin neden yaptığı henüz bilinmiyor. Ama sonuçlarına baktığımız zaman, Arap ülkeleri ile İsrail ilişkilerinin normalleşmesini engellemeyeceği, hatta belki de hızlandırabileceği tahmin edilebilir. Batı dünyasında iyi kabul görmeyen Netanyahu’nun itibari da, tepkide ölçüyü kaçırmazsa, bir oranda artabilecektir. Girişimde İran’ın bir rolü olup olmadığı şimdilik belli değildir. Eğer Hizbullah üzerinden Hamas’ı desteklediği kesinleşirse, İran’ın İsrail ve Amerika’nın cevabi eylemlerine hedef teşkil etmesi muhtemeldir. Türkiye, İsrail hükümetinin dini mekanlara ve Filistinlilere yaptığı muameleye ilişkin haklı şikayetleri olabilirse de, bu eylemi eleştirmeli ve konuya aktif biçimde müdahil olmaktan uzak durmalıdır.
Netanyahu için ya bir son ya bir başlangıç olacak
Ahmet Kasım HAN
Hamas’ın İsrail sınırını aşabilmesinde muhakkak bir zaaf oldu. Ancak ben bu zaafın sebebinin önemli ölçüde Netanyahu yönetiminin son dönemde İsrail’in ruhu, değerleri üzerinden başlattığı ve bu ülkenin toplum sözleşmesini derinden yaralayan tartışmanın etkisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü o tartışma İsrail devletinin konumu ve geleneğiyle hiç bağdaşmayacak bir biçimde en son istihbarat ve güvenlik güçlerini de içine çekmişti. Ordunun ve seferberlik emri aldıkları takdirde harekete geçmesi beklenen yedek güçlerin, Netanyahu yönetimi karşısında açıklamalar yaptığı, İsrail istihbaratının eski liderlerinin yine Netanyahu yönetimi karşısında pozisyon aldığı hatta ülkenin izlediği Filistin siyasetini çok sert sözlerle kınadığı ortada. İsrail, radikal değer temelli dini fanatizmi arkasına almış Netanyahu siyasetinin yarattığı zaafları ödüyor. Bir taraftan da Netanyahu açısından işler hiç iyi gitmiyordu. Bu saldırının tam da bu biçimde gerçekleşmiş olması ve ortaya çıkan manzara Netanyahu’nun koltuğuna ve siyasi kariyerine mal olabileceği gibi öte taraftan ona ciddi bir milliyetçi duyguları harekete geçirme suretiyle bayrağın altında yani ‘benim arkamda’ bir araya gelin diyerek bir yeni siyasi kan pompalamasına imkanını yaratıyor. Netanyahu yönetimi açısından bu bir son olabilir ama öte taraftan bir başlangıç da olabilir. Bunun hangisinin olacağını görmek için olayları izlemek gerekiyor. Öte yandan İran, İbrahim anlaşmalarından bu yana çevrelendiğini düşünüyor. Bu çevrelemenin bir ucu Azerbeycan’da olup bitenlerdi, bir tarafı Türkiye ile, bir tarafı da Suriye-Irak aksiyle ilgili. En son Suudi Arabistan’ı da İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesi de İran açısından tehdit oluşturmuştu. Bu anlaşmalar olursa Hamas yalnız kalacak ve muhtemelen çok güçsüzleşecektir. Ardından İsrail’in dikkatini Hizbullah’a çevirmesi kaçınılmaz. Bu İran’ın dış politika ve güvenlik kapasitesini elinden alır. İran zaten uluslararası yaptırım altında, dini lideri çok yaşlı bir de bu çevreleme tamamlanırsa, İran’ın İsrail’i uluslararası siyasette ve iç siyasette kullanabilirliği azalır.