Selenay YAĞCI
Vodafone, Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’nin dijitalleşme performansını inceleyen ve kamu politikası için önemli veriler sağlayan yeni bir araştırmaya imza attı. “Dijital Türkiye 2030 Raporu”nun çıktıları Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel’in katıldığı toplantıyla paylaşıldı.
1 milyar TL enerji tasarrufu
Vodafone üst yöneticileri toplantıda, 5G’ye geçmeden önce atıl halde duran 3G kapasitesinin 4,5G’ye dönüştürülmesi ve ayrıca boşta duran 700 GHz frekansının da operatörlere açılmasını önerdi. Vodafone’un öngörüsüne göre bu adımların atılması durumunda internet hızı yüzde 20 artacak ve sektörde 1 milyar TL’lik enerji tasarrufu sağlanacak. Sektörün yatırımlarına devam edebilmesini için 5G’de yol haritasının bir an önce açıklanmasını ihtiyacı olduğunu da belirten Vodafone CEO’su Engin Aksoy, ancak bu adımlar için 5G’nin beklenmesine gerek olmadığını, hızlıca uygulanmasının kamunun menfaatine olduğunu vurguladı.
Türkiye’de internet hızında 30’uncu sıradan 60’ıncı sıraya gerilediğini ifade eden Aksoy, depremde geçici kullanıma açılan 700 GHz’lik frekansın tamamen kullanıma açılmasıyla internet hızında yüzde 20’lik bir artış olacağını belirtti. Bunun 5G frekanslarından farklı olduğunun altını çizen Aksoy, bu frekansın tahsis edilmesinin daha fazla kapasite ve daha fazla kapsama anlamına geldiğini belirterek, “Bahsettiğimiz tüm konular devlet ve hükümet planında var ama somutlaşma konusunda adım atılmalı” dedi.
“Depremde 11 ilde kullanıldı”
700 GHz’lik frekansın açılmasının tüm sektöre yarayacağına dikkati çeken Hasan Süel de “Trafik sıkışıyor, alternatifi bir yolumuz var. Yol hazır ama kapalı şekilde orada duruyor. Kullanılmaya başlarsa kapasite problemini çözer, gelecek teknolojilere yatırımın da önünü açar” yorumunu yaptı. Frekansın açılmasını deprem döneminde talep ettiklerini ve 11 ilde kullandıklarını ifade eden Süer, “OHAL bitince kapatıldı. 3 ayda bu ek frekansın yarattığı ivmeyi gözlemledik. Açıldığında şebekelerdeki sıkışma oranının azaldığını, nefes aldırdığını gördük. Açılması talep ettik, resmi yazışmalarımız var. 5G ile birlikte açılması bekleniyor sanırım ama beklemeye gerek yok. 5G ihalesinden önce geçici olarak kiralanabilir ya da tüm operatörlerin kullanımına açılabilir” diye konuştu.
Ayrıca 3G frekansların 4,5G’ye taşınmasının da önünde bir engel olmadığını savunan Aksoy, şu görüşleri paylaştı: “Bu ekonomik anlamda verimlilik getirecek. Yeniye yatırım yapmak varken, eski aletlere yatırım niye yapalım. Bu adım yeni teknolojiye yatırımların önünü açacak. Türkiye’de 3G kullanan müşteri var. 4,5’ye taşındığı zaman ses hizmeti alabilirler ama internet alamıyor. 3G’li cihaz kullanan neredeyse kalmadı, 3G abonelikte yüzde 2-3’lerde. Atıl durumda olan 3G teknolojisi daha fazla enerji tüketiyor. Geçişle birlikte 1 milyar TL’lik enerji tasarrufu olur. Eski nesil mobil teknolojilerin uygun bir plan dahilinde yeni teknolojiye dönüşümünün sağlanması ve kaynakların yeni nesil mobil teknolojilere yönlendirilmesi yatırımlar için önemli. Avrupa’da pek çok hizmet sağlayıcı, eskiyen teknolojiler için yatırımları durdurup tahsis edilmiş spektrumu 4G ve 5G’de kullanmaya veya bu doğrultuda planlama yapmaya başladı. Almanya, Çekya, İtalya ve birçok ülkede en az bir operatör geçiş planını açıkladı. Önümüzdeki dönemde mevcut 4.5G altyapısının daha etkin kullanılması için atılacak adımlar kısa vadede mobil bağlantı kalitesini artırabilir. Bunun yanı sıra frekans tahsisi başta olmak üzere spektrumun etkin kullanımını amaçlayan düzenlemelerin yapılması hem mobil şebekelerin performansını artıracak hem de yatırımların verimliliğini sağlayacak. Yeni nesil teknolojilere geçişi de kapsayan spektrum kullanımı yol haritasının kamuoyu ile paylaşılması, 5G dahil sektörde uzun vadeli yatırımların planlanmasında kılavuz görevi görebilir.”
Hızlı internetin GSYH’ye katkısı 4,2 milyar dolar
Toplantıda paylaşılan Dijital Türkiye 2030 Raporu’nda dijital dönüşüm sürecinin hızlandırılması için önerilen politika adımları “dijital toplum”, “dijital şirket”, “dijital devlet” ve “dijital altyapı” başlıkları altında incelendi. Raporda öne çıkan başlıklar şöyle sıralanıyor:
- Dijital Toplum endeksinde AB seviyesine ulaşılması için dijital beceriye sahip nüfus oranının yüzde 80’e yükselmesi gerekiyor.
- Şirketlerin dijitalleşme endeksinin 1 puan artması GSYİH’de 26 milyar dolarlık artış sağlayacak.
- Türkiye’de fiber uzunluğu 2 milyon km’ye çıkmalı. Bu sayede Türkiye GSYİH’sine her yıl 19 milyar dolarlık katkı sağlanabilecek.
- Türkiye’de internet kullanan firma oranı Avrupa Birliği ortalamasını yakalasa da firmaların ancak yüzde 60’ı hızlı internete erişebiliyor.
- Avrupa Birliği ülkelerinde sabit internetin indirme hızı Türkiye’nin 3 katı, yükleme hızı ise 8 katı düzeyinde.
- Türkiye genelinde sabit internet ile sağlanan indirme hızı 32 Mbps, AB’de ise 91 Mbps.
- Tüm firmaların hızlı internete erişimi GSYH’ye 4,2 milyar dolar katkı sağlayacak.
“Dijital Türkiye için yol haritası oluşturulmalı”
Vodafone CEO’su Aksoy, rapora göre Türkiye’de ivedilikle atılması gereken 3 adımı şöyle sıraladı: “Dijital Türkiye vizyonunun belirlenmesi ve yol haritasının oluşturulması, veri merkezi, fiber ve 5G gibi konularda hamle yapılması, dijitalleşmenin etkin teşvik edilmesi.” Aksoy, dijital endüstrilerin ekonomideki payının AB ortalamasına yakınsaması, başka bir deyişle yüzde 5,5’e yükselmesi ve 30 Mbps üzeri hızlı internet kullanan şirket oranının yüzde 100’e çıkarılmasının hedeflenmesi gerektiğine dikkat çekti.
“Yeniye adaptasyon gecikince yatırımı başka ülke kapıyor”
5G takviminin belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Aksoy, “Özellikle son yıllarda nasıl ki bir karayolu hamlesi yapıldıysa burada da bir hamleye ihtiyacımız var. Uluslararası yatırımlar hiç bir zaman durmuyor, ülkeler bundan pay almaya çalışıyor. Fiber yatırımlara imkan verilmezse, Türkiye’ye yapılacak fiber yatırım başka bir ülkeye gidiyor. Frekans tahsisi önceliklendirilmezse, frekansa yapılacak yatırım başka bir ülkeye yapılıyor. Dolayısıyla bu belirsizlik durumu, yeni teknolojilere adaptasyonda gecikme ve yatırımların başka ülkelere kaymasına sebep verir” değerlendirmesinde bulundu. Hasan Süel de, “Neyin ne zaman ihaleye çıkılacağını bilmediğimiz zaman, hangi teknolojiye ne kadar yatırım yapacağımız, devam eden data trafiği, kapasite ihtiyacını hangi kaynak stratejisiyle orta ve uzun vadeli planlayacağımız netleşmiyor. Bu da şirketlerin en öne çıkardığı risk unsuru. Ne gün olacağını bilmek hepimizin faydasına. Kaynak kompozisyonumuzu ve yatırım stratejimizi bu belirsizlik etkiliyor” açıklamasını yaptı.