Barış SEDEF
İstanbul Büyükşehir Belediyesi çatısı altında 2019 yılında faaliyete geçirilen Sanayi ve Ticaret Platformu, o tarihten itibaren Türkiye ekonomisine yön veren sanayi kuruluşları ile yerel otorite arasında köprü görevi üstleniyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanayi ve Ticaret Platformu’nun başkanlık koltuğunda şehir plancılığından gelen Mehmet Çakılcıoğlu oturuyor. Başkan Çakılcıoğlu, platform olarak yapmış oldukları çalışmaları EKONOMİ gazetesine anlattı. Çakılcıoğlu, akademik olarak yapılan planlamaların doğru olduğunu ancak yerel aktörlerin özellikle de sanayicilerin işin içerisine fazla dahil edilmediğini ve bu durumun İstanbul içerisinde kapasite artışına gitmek isteyen birçok şirkete olumsuz yönde yansıdığını söylüyor. İstanbul’daki en son planın 1/100.000 ölçekli çalışma olduğunun altını çizen Çakılcıoğlu, bu planda sanayi tarafı açısından bazı yanlışların yapıldığını bildirdi. İstanbul’un dinamik bir yapıda olduğunu kaydeden Çakılcıoğlu, planlamaların da bu doğrultuda olması gerektiğini kaydediyor. Yani, sanayici temsilcilerinin, planlamalarda etkin bir pozisyonda bulunmasına işaret ediyor.
“Kurduğumuz bu sistem siyaset üstü bir yapıya sahip”
Statik plan yapmanın geride kaldığını anlatan Çakılcıoğlu, “Bizim bu katılım süreçlerini şeff af bir şekilde işletmemiz gerekiyor. 2019 İstanbul Seçimleri’nden sonra Sanayi ve Ticaret Platformu’nu kurmaya karar verdik. Platform olmamızdaki en büyük unsur ilişkilerin yatay eksende ilerlemesini sağlamak. İBB’nin tüm daire başkanlarını yatay ilişkiler çerçevesinde bir araya getirerek sanayiciler ve iş dünyasındaki STK’larla ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Kurduğumuz bu sistem siyaset üstü bir yapıya sahip ve sanayicilerin yerel otoritelerle yaşadıkları sorunları ilgili mercilere iletiyoruz” diye konuştu.
Sanayiyle ilgili vizyon belgesi ortaya koymayı amaçlıyor
İBB’de sanayiyle ilgili herhangi bir departmanın bulunmadığını anlatan Çakılcıoğlu, “İş dünyasıyla bir araya gelerek bir vizyon belgesi ortaya koymayı amaçlıyoruz.
Günün sonunda sanayiciler herkesten çok söz söyleme hakkı sahip” ifadelerini kullandı. İstanbul’daki dokuz organize sanayi bölgesiyle rutin toplantılar yaptıklarını anlatan Çakılcıoğlu, “Bu toplantıları iki ayda bir gerçekleştirirken organize sanayi bölgelerinin başkanlarıyla her ay bir araya geliyoruz” dedi. Sanayiyi 18 sektöre böldüklerini anlatan Çakılcıoğlu, “İstanbul içerisinde 250 dernekle bir araya geldik, her bir dernekle iki tur toplantı gerçekleştirdik. Bu 250 derneğin şirket karşılığı ise 95 bin firma. STK’lar üzerinden hareket ederek bu şirketlerin yerel idareden beklentileri ve sorunlarını çözmeye odaklanıyoruz” ifadelerini kullandı.
250 dernek: deprem, istihdam, geri dönüşüm ve yeşil mutabakat
250 dernekle yaptıkları görüşmelerden elde edilen çıktıları anlatan Çakılcıoğlu, şu bilgileri verdi:
“Yapmış olduğumuz görüşmelerde dört ana başlık ortaya çıktı. Bunlar; deprem, istihdam, atık geri dönüşüm ve yeşil mutabakat olarak sıralanıyor. Bu alanda aksiyon alabilmek için harekete geçtik. Diğer taraftan, iş ve işçi arayan çok büyük bir kitle var, burada bu iki unsuru bir araya getirememe gibi bir durum söz konusu. Önceden birçok sanayicimiz göçmen işçileri dillendirmek istemezlerdi şimdi bu durum sistemin bir parçası oldu”.
OSB’ler genişletme istiyor
Çakılcıoğlu, organize sanayi bölgelerinin İstanbul’un yüz ölçümünün önemli bir kısmını çalışan sayısı bakımından ise yüzde 18’i karşıladığına dikkat çekerek birçok OSB’den genişleme yönünde talepler aldıklarını söyledi.
Olası İstanbul depremine karşı Kiptaş ile endüstriyel binaları kontrol edecek
Endüstriyel binaların depreme dayanıklılığına ilişkin KİPTAŞ’la birlikte çalışma yapacaklarını anlatan Mehmet Çakılcıoğlu, “KİPTAŞ’ın oluşturacağı konsorsiyumla İstanbul’daki endüstriyel binaların kontrolünü sağlayacağız. Bunu dışardan yapan firmalar var, biz bunu belediye eliyle yapacağımız için hem güven hem de bedelsiz olarak yapılması konusunda sağladığımız olanaklarla öne çıkacağız” ifadelerini kullandı.
Dokuzuncu organize sanayi bölgesi Biyoteknoloji OSB oldu
İstanbul’da katma değerli üretimleri artıracak bir yapı oluşturmak istediklerini dile getiren Çakılcıoğlu, “Kentsel dönüşüm denince konuttan sanayiye, konuttan konuta dönüşüm akla geliyor. Biz İstanbul içerisindeki sanayinin katma değerli sanayiye dönüştürülmesini hedefl iyoruz. Burada sanayinin İstanbul’dan arındırılması gibi bir durum söz konusu değil” şeklinde konuştu. Biyoteknoloji Organize Sanayi Bölgesi’nin ilan edildiğini ve İstanbul’un dokuzuncu organize sanayi bölgesi olduğunu anlatan Çakılcıoğlu, “Biyoteknolojik bir ilacın ortalama kilogram başı ihraç maliyeti binlerce doları buluyor. Ülkemizin kilogram başı ihracatının 1,4 dolar olduğunu düşünürsek bu tarz yapılanmaların yaygınlaşması hem İstanbul hem de ülke ihracatının artması bakımından önemli” şeklinde konuştu.
Ticaret merkezi başkanlarıyla da bir araya geliyor
İstanbul’da 18 ticaret merkezi başkanlarıyla da bir araya geldiklerini anlatan Çakılcıoğlu, sanayi ve iş dünyasıyla ilgili yol haritası belirlediklerini iletti. İstanbul’un sağlıklı bir şekilde planlanabilmesi için Marmara bölgesinin de planlanması gerektiğini kaydeden Çakılcıoğlu, “Bizim yapmak istediğimiz sanayi alanındaki planlamalarla ilgili karşılıklı görüş alışverişinde bulunarak ortak bir paydada ilerlemek” diye konuştu. Lojistik ve sanayinin daha bütünleşik bir yapıda hareket etmesini sağlayacak çalışmaları hayata geçirmek istediklerini anlatan Çakılcıoğlu, “Marmara bölgesini demir ağlarla örecek bir yapıyı oluşturmamız gerekiyor. Bunu başarabilirsek lojistik açıdan sanayicilerimizin kaygılarını gidererek yatırımların İstanbul ve Marmara bölgesi dışında Türkiye geneline yayılmasına yardımcı olmuş oluruz. Özellikle limanlar, depolar, firmalar ve organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşım sorunun tüm Türkiye genelinde çözmemiz gerekiyor” dedi.