Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya (ECA) Bölgesi’ne ilişkin Ekonomik Güncelleme Raporunda Türkiye’ye ilişkin 2023 büyüme beklentisini deprem sonrası yeniden inşa faaliyetlerine ve seçim öncesi harcamalara bağlı olarak ocak ayındaki yüzde 2,7 düzeyinden yüzde 3,2’ye yükseltti. Bankanın Ocak 2023 Küresel Ekonomik Tahminler raporunda Türkiye için öngörülen 2023 büyümesi yüzde 2,7; 2024 büyümesi ise yüzde 4’tü.
“Zayıf Büyüme, Yüksek Enflasyon ve Geçim Krizleri” başlıklı raporda 2022’de yüzde 5,6 büyüyen Türkiye ekonomisinin hem yavaşlayan küresel ekonomi hem de heterodoks para politikalarının etkisiyle momentum kaybettiği belirtildi.
Enflasyon ve deprem yoksullukla mücadeleyi tehlikeye sokuyor
Raporda Türkiye’nin yoksullukla mücadelesinin yüksek enflasyon ve depremlerin ekonomik etkileriyle tehlikede olduğu da vurgulandı ve şu ifadeler kullanıldı: “Seçim öncesi harcamalar ve deprem yeniden inşa harcamaları mali dengeleri zayıflatacak. Türkiye’nin pandemi boyunca yoksulluğu azaltma konusunda kat edilen yol, yüksek enflasyon ve depremlerin etkisiyle silinme riskiyle karşı karşıya. En çok etkilenen 8 il 2020’de Türkiye’nin yoksul nüfusunun yüzde 30’unu bulunduruyordu ve yoksulluk oranları ulusal ortalamanın çok daha üstündeydi ve bu durum eşitsizliği artırabilir. İlk tahminler 2023’te tüketim bazlı yoksulluk oranının 0,4 bps artacağına ve 2025 itibariyle yüzde 11’e ulaşacağına işaret ediyor.” Raporda seçim sonrası ekonomik performansa ilişkin ise “Mevcut makroekonomik politika miksi ile görünüm kaydadeğer oranda belirsizlik ve risk içeriyor. Seçim sonrası ekonomik performans finansal piyasalarda aksamaya yol açan heterodox uygulamaların kademeli olarak bırakılacağı, tamponların yeniden inşa edileceği ve yatırımcı güvenini destekleyecek makro ekonomik poliikaların kullanılacağı politika kararlarına bağlı olacak” denildi.
Yüksek cari açık, düşük döviz rezervleri, kamu borcunun yüksek bir oranının dış borç olması (2022’nin 3. çeyreğinde yüzde 46’ya ulaştı), Avrupa Birliği’nde iyileşmenin beklenenden daha yavaş olması ve küresel likiditenin sıkılaşmasına bağlı olarak dış riskler yüksek seyretmeye devam ediyor. Yatırımcı güveninin daha da zedeleneceği riski de var ve bu durum Türk Lirası, dış dengeler, şirket ve banka bilançoları üzerinde baskıları yoğunlaştırabilir. Verilecek politika tepkileri reel sektörde daralmaya neden olabilir.”
Yüksek enflasyon yoksul hanelerde daha çok hissediliyor
Enflasyonun ülke için önemine dikkat çeken Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Baş Ekonomisti Ivailo Izvorski , “Enflasyon, insanların gerçek gelirlerini aşındırıyor ve yüksek enflasyon, nüfusun en zengin kesimlerinden çok en yoksul kesimlerini etkiliyor” yorumunu yaptı. Raporda özellikle enflasyonun farklı kesimler üzerindeki ‘farklı’ etkisine dikkat çekilirken çarpıcı bir analize de yer verildi. Raporda yayımlanan analize göre, nüfusun en fakir yüzde 10’luk kesimi için enflasyon, en zengin yüzde 10’luk kesime kıyasla yüzde 2 daha yüksek hissediliyor. Yani yoksul kesim, enflasyondan zengin kesime kıyasla yüzde 2 oranında daha fazla etkileniyor. Yükselen gıda fiyatları ve enerji faturaları, yükselen ipotekler ve kiralar ve artan hizmet fiyatları ECA bölgesindeki nüfusun büyük bir bölümü için yaşam standartlarını aşındırıyor. Raporda hanehalklarının şoklara karşı hassas hale geldiği ve geçim krizlerinin çok akut bir durumda olduğu vurgulanıyor.