Talip ÖZTÜRK
Kahramanmaraş merkezli depremler, Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği’ne (GAİB) bağlı 8 ilden 7’sini etkiledi. GAİB Koordinatör Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Fikret Kileci, üretimin yaklaşık 1 ay durduğu bölgenin son durumunu EKONOMİ gazetesi ile paylaştı. Depremden dolayı bölge ihracatında yaklaşık yüzde 40 civarı bir düşüş yaşandığını ifade eden Kileci, en büyük kaybın beşeri sermayede yaşandığını söyledi.
Fikret Kileci, “GAİB’in dışında 11 ilin toplam ihracatı 20,5 milyar dolar oldu. Gaziantep’in rakamı 10,5 milyar dolar. Yüzde 50’den fazlası Gaziantep’ten. Üretim anlamında durumu en iyi olan Gaziantep” dedi. Depremden kaynaklı göç sorunu olduğunu belirten Kileci, “Bu göçten dolayı beşeri sermayemizde kayıp oluşmaya başladı. Dört taraftan bu kaynağı ait olduğu yere getirmemiz lazım. Bu bölgenin en büyük sermayesi beşeri sermayesidir. İnsanların psikolojik desteğe ihtiyacı var. Normalleşmenin en büyük ilacı bir şekilde çalışmaya başlamak. Günlük rutinlerinizi tekrar yapabilmek. Bunu yapamazsak bu problemi tedavi edemeyiz. Son sürat yaşanabilir prefabrik yaşam alanları oluşturulmaya çalışılıyor. Bunlar belli bir aşamaya gelmiş durumda. Bunlar kısa sürede bitmiş olacak” diye konuştu. Bölgede en çok morale ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Kileci, “Şu anda firmalarda durum tespiti yapılıyor. Herkes basit sanıyor ama öyle değil. Zaten bu tür olaylarla felaket gelir geçer, esas problem felaketten sonra başlar. Herkes 2-3 ay sonra çekip gidecek, biz derdimizle baş başa kalacağız. Ona göre hep beraber oturup konuşup bir plan yapıp yaralarımızı saracağız” ifadelerini kullandı.
İhracatta hedef, geçen yılın üzerine 1 dolar koymak
2023’te Gaziantep için 12 milyar dolarlık, bölge bazında ise 15 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini anımsatan Fikret Kileci, şunları söyledi: “Şu an bu rakamları yakalamak çok zor görünüyor, yeni hedefimiz geçen yılki rakamı yakalamak. Geçen seneki rakamın 1 dolar üzerine çıkarsak kendimizi başarılı buluruz. Bir aylık açığı önümüzdeki aylarda kapatmak çok kolay değil.”
Üretimin durduğu 1 aylık sürede haliyle tedarikte sıkıntılar yaşandığını anlatan Kileci, toparlanma sürecinin ağır ilerlemesi durumunda ihracatta pazar kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduklarını aktardı. Kileci, “Biz de bir yerlerden hammadde alıyoruz. Hammadde aldığımız yerden bir aksaklık varsa bizim hayatımız durmuyor. Biz de gidip başka bir yerden tedarik ediyoruz. Burada önemli olan toparlanma sürecinin hızlı olması. Bu süreç uzarsa hepsini kaybetmeyiz belki ama ciddi oranda kayıplar olur. Kimse kimseyi beklemez. Şu an bizim de müşterilerimizden başka yerlerden alanlar olmuştur ama sonunda bize tekrar döneceklerdir. Süre uzarsa da giden bir daha gelmez. Onun için de toparlanma sürecini hızlı bir şekilde sağlamalıyız” dedi. Depremin vurduğu kentlerde deprem öncesine dönmenin zaman alacağını aktaran Kileci, haziran-temmuzdan sonra toparlanmanın başlayacağını, 1 yıl içinde de bu problemlerin büyük kısmının çözüleceğini paylaştı.
“Mersin Limanı’nın kapasitesi yetmiyor, kuyruklar oluştu”
Depremde İskenderun Limanı’nda çıkan yangından dolayı lojistikte Mersin’e yüklendiklerini söyleyen Fikret Kileci, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Mersin de bunu kaldırabilecek kapasitede değil. Yığılmalar var. 10-15 gün bekleyenler var. 10 kilometreden fazla kuyruk varmış. Açıkta bekleyen gemiler varmış. Şu anda Gaziantep’in en büyük problemlerinden birisi bu. Çünkü üretim devam ediyor. Alternatif olarak İzmir’i, İstanbul’u kullanmaya çalışıyoruz. Bunu da kara yoluyla pek mümkün olmadığı için demir yoluyla yapmaya çalışıyoruz. Bu sürdürülebilir değil. İskenderun Limanı’nın nisan başında tam anlamıyla faaliyete geçeceği konuşuluyor. İnşallah doğrudur. Çünkü rıhtım ciddi anlamda zarar görmüş. Rutin stoklarımızın yanında yolda bekleyen ihracata gitmeyi bekleyen mallar var. Gidip de gemiye yüklenemeyen ya da açıktan limandan hammadde çekemeyenler var. Hammadde ithal ediyoruz gelmeyince sıkıntı, ürünümüzü ihraç etmeye çalışıyoruz gitmeyince sıkıntı. Bu geçiş sürecinde böyle bir problem yaşandı. Elbette çözülecek. Liman işletmecisine diyoruz ki liman operasyon sahasıdır, depolama sahası değildir. Depolamayı dışarıda yapmayı öğreniyoruz. Mersin Limanı’nın işletmesi de yabancı bir şirkette. Onlar da tamamen kâr odaklı. Başka şeyleri çok fazla düşünmezler.”